Kadın hakları 'torba bakanlığa' emanet

Kadın hakları 'torba bakanlığa' emanet
'Kadın bakanlığı' talep eden kadın hakları savunucuları, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın da başka bir bakanlıkla birleştirilecek olmasına tepkili.

Rıfat DOĞAN


 ARTI GERÇEK- Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçiş hazırlıkları başladı. Yeni sistemle birlikte 26 olan bakanlık sayısı 16'ya düşürülecek. Kapatılacak bakanlıklardan biri de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile birleştirilecek olan bakanlığın yeni adı Çalışma ve Aile Bakanlığı olarak değiştirilecek. Kadınlar 'Aile Bakanlığı' yerine kadın bakanlığı talep ederken var olanın bile kaldırılacak olması tepki çekiyor.

Türkiye'de kadına yönelik her gün artan şiddet ve cinsel istismara rağmen bakanlığın kapatılacak olması birçok soruyu da beraberinde getiriyor. Seçimlerden önce kadınlara yönelik birçok vaatte bulunan AKP'nin yeni bakanlıkla bu vaatleri nasıl yerine getireceği tartışma konusu.

BUNUN ADI 'TORBA BAKANLIK'

Son on yılda kadın cinayetlerine bakıldığında kadın bakanlığına ne kadar ihtiyaç duyulduğu da görülüyor. 2008 ile 2018 arasında öldürülen kadın sayısı 2337. AKP iktidarında kadın haklarında yapılan ve kadın örgütlerinin tepkisini çeken değişimlerden biri Kadın Bakanlığı'nın kaldırılmasıydı.

Yeni sistemdeki bu değişimi değerlendiren Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Sözcüsü Gülsüm Kav, "Kadınların Aile Bakanlığı değil ayrı bir bakanlığa ihtiyacı varken tersine var olanı bile ortadan kaldıracakları bir tür torba bakanlık yaratacaklar" dedi. Bunun kadınlar için olumlu bir adım olmayacağını dile getiren Kav, "Birçok iş kalemine bakacak yeni bakanlık, hayatımıza giren bir tür torba kanun gibi bakanlık olacak ve kadınlara hiç sıra gelemeyecek" ifadelerini kullandı.

'YENİ DÜZENLEMEYLE KADINLAR GÜNDEME HİÇ GELMEYECEK'

Bakanlığın mevcut haliyle bile çocuk, şehit yakınları, engelli gibi birçok konuyla ilgilendiğini bu nedenle kadınların arada kaynadığını dile getiren Kav, Kadın Bakanlığı'ndan kadın isminin çıkarılmasını hatırlatarak bunun kendilerine zarar olarak döndüğünü söyledi. Kav, bu birleşmeyle birlikte kadınların hem sorunlarıyla hem de haklarıyla gündeme gelmesinin daha zor hale geleceğini belirterek seçimlerde öngördükleri vaatleri de bu yeni bakanlıkla yerine getirmelerinin mümkün olmadığını kaydetti.

'İÇİNDE KADIN GEÇEN HİÇBİR MEKANİZMAYA YER VERİLMEYECEK'

Avukat Hülya Gülbahar da AKP iktidarı boyunca çeşitli bakanlıklarda oluşturulmuş olan kadın birimlerinin kapatıldığını ve bunun bir parçası olarak Kadın Bakanlığı'ndaki kadın adının da kaldırıldığını hatırlatarak şunları söyledi:

"Şimdi yeni dönemde Aile Bakanlığı da kaldırılacak ve içinde kadın geçen hiçbir mekanizmaya yer verilmeyecek. AKP'nin kadın politikası konusundaki politikaları zaten sorunluydu. Erkeğin reisliğine dayalı bir aile propagandası yapmanın yanı sıra aslında aileyi güçlendirecek bir politika da uygulamıyordu. İktidara yakın kadın örgütü olan KADEM'in 24 Haziran'dan önce yaptırdığı araştırma içinde AKP'ye üye kadınların da olduğu kadınların yüzde 37.1'nin AKP’nin kadın politikalarını beğenmediğini ortaya koyuyor" dedi.

'AKP AİLEYE DE SAMİMİ BİR DEĞER VERMİYOR'

AKP'nin kadın konusunda ayırdığı bütçenin Avrupa ülkelerinin ayırdığı bütçenin çok gerisinde olduğunu dile getiren Gülbahar, "2017 rakamına göre AB'de aile ve çocuk harcaması yüzde 8.55 iken, Türkiye'de bu oran yüzde 3.12" ifadelerini kullandı. Bütün propagandalara rağmen bu iktidarın aileye gereken ciddi, samimi değeri de vermediğini dile getiren Gülbahar tek adam yönetimi döneminde kadın algısında yaşanacak değişimi şu sözlerle anlattı:

"Devlet başkanına KHK çıkarma yetkisinin tanındığı bu yeni dönemde ne yazık ki üzerinde pek durulmayan Anayasa'nın sosyal ve ekonomik hakları düzenleyen 3. bölümü kritik önem taşıyor. Çünkü 16 Nisan'da kabul edilen anayasa paketiyle cumhurbaşkanına Anayasa'nın 3. bölümündeki haklarla ilgili tek başına karar verme yetkisi verildi. Bu durum 41. maddeyle başlıyor ve bu madde aileyle ilgili.

Bu tek başına KHK çıkarma yetkisi aslında aileden sanata spora, ormanlardan kıyılardan yararlanmaya, çalışma hayatının düzenlenmesinden sosyal güvenlik hakkına kadar toplumsal yaşamı ilgilendiren hemen hemen tüm konuları içeriyor ve bir toplum için kritik önemde. 16 Nisan referandumu ve onu tamamlayan 24 Haziran seçimleri tek kişiye ve ona yürütmeyi biçimlendirme yetkisi verilirken, Anayasa'nın 3. bölümüne ilişkin KHK çıkarma yetkisiyle yürütmenin yapacağı icraatı da bizzat tek başına yapma yetkisi verildi. Dolaysıyla bu yeni dönem tek kişi yönetiminde yeni bir kadın ve toplum algısının birebir hızlıca hayata geçirilmek isteneceği bir dönem olabilir. Kadınları zor bir süreç bekliyor."

    

 

Öne Çıkanlar