Bahçeli: HDP'li vekillerin fezlekelerin görüşülmesi niye gecikmektedir?

Bahçeli: HDP'li vekillerin fezlekelerin görüşülmesi niye gecikmektedir?
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında milletvekilleri hakkında düzenlenen fezlekelerin bir an önce oylanmasını istedi, AYM'nin Gergerlioğlu kararını eleştirdi.

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Konuşmasına yaşamını yitiren Kartal Tibet'i anarak başlayan Bahçeli demokrasilerde her siyasi düşüncenin bir karşılığı olduğunu söyledi.

Geçtiğimiz günlerde TBMM'ye getirilen çoğunluğu HDP'lilere dair olan 21 milletvekili hakkında düzenlenen fezlekeler hakkında konuşan Bahçeli, fezlekelerin bir an önce TBMM Genel Kurulu'na getirilmesini istedi. Bahçeli, konuya ilişkin "Adaletin terazisi yeri geldi mi herkesi tartmalıdır. Eğer hukukun üstünlüğüne inanıyorsak, eğer hukukuun evrensel ilkelerine bağlıysak, ahlaki tutarlılıktan ödün veremeyiz.

21 fezlekenin bir an evvel görüşülerek TBMM Genel Kurulu'na getirilmesi bölücü, yıkıcı, devletin ülkesi ve milletiyle ters düşen ve eylemlerinden dolayı şüpheli olan milletvekillerinin dokunulmazlıklarının derhal kaldırılması hukuk ve siyaset ahlakının vazgeçilmez şartıdır" ifadelerini kullandı.

Bahçeli, Anayasa Mahkemesi'nin Ömer Faruk Gergerlioğlu hakkında verdiği hak ihlali kararını da eleştirdi. Gergerlioğlu'nun milletvekilliğine dönüş yolunun açıldığını söyleyen Bahçeli, "CHP'li Berberoğlu gibi Gergerlioğlu için Meclis'e dönüş yolu açılmıştır. Dağdaki eşkıya için de hak ihlali kararı verilecek midir?" diye sordu.

"Kim demiş Sayın Soylu yalnız diye? Kim demiş Sayın Soylu kimsesiz diye?" diyen Bahçeli, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya bir kez daha yüksek sesle sahip çıktı.

Bahçeli'nin konuşmasından satır başları şu şekilde:

"Demokrasilerde her siyasi düşüncenin, her siyasal partinin büyük yada küçük bir karşılığı vardır ve olmalıdır. Her siyasal hareket üzerinde şekillendiği aynı topluma ve aynı sorunlara bakmasına rağmen çözüm yollarında ayrılmaktadır. Bu ayrılıklar siyasetin doğasında vardır.

"MHP Türkiyemizin tamamında zemin bulmuş ve kök salmış, kendisine sevgisiyle bağlı bir seçmen kitlesine kavuşmuştur. Üç hilal bir sevda halini almış, ne kadar övünsek azdır, yetersizdir. MHP bir demokrasi namusudur. MHP büyük bir millet eseridir. MHP, istikrarın, dik duruşun, devredilmez inancın markasıdır. 

"Neysek öyle görüneceğiz. Bu nedenle zillet ittifakıyla ayrıyız. Çünkü gece başka gündüz başka değiliz. Yanlışı ve yalanı savunacak kadar cahil olanlardan, iyiliği ve iyi niyeti inkar edecek kadar nankör olanlardan Rabbim cümlemizi korusun. İstanbul Sözleşmesi'nin çarpıtılması, İstanbul Kanalı'nı hedef alanlar, Katarlı öğrencilerle ilgili kara kampanyalar taktik adımlardır.

"Kılıçdaroğlu paylaştığı bir videoda beni hapse atmak istiyorlar diye yakınıyor, oysa hakkında düzenlenip TBMM’ye gönderilen fezlekenin detaylarından bahsetmiyor, buna hiç cesaret edemiyor. Kılıçdaroğlu'nun çiğ süt içmediyse karın ağırı çekmesini gerektirecek bir hali de olamayacaktır. Daha mühimi sabırlı ve sakin olmasında hukuka saygı duymasında yarar vardır.

"Adaletin terazisi yeri geldi mi herkesi tartmalıdır. Eğer hukukun üstünlüğüne inanıyorsak, eğer hukukuun evrensel ilkelerine bağlıysak, ahlaki tutarlılıktan ödün veremeyiz.

"21 fezlekenin bir an evvel görüşülerek TBMM Genel Kurulu'na getirilmesi bölücü, yıkıcı, devletin ülkesi ve milletiyle ters düşen ve eylemlerinden dolayı şüpheli olan milletvekillerinin dokunulmazlıklarının derhal kaldırılması hukuk ve siyaset ahlakının vazgeçilmez şartıdır.

‘TBMM BAŞKANI'NI GÖREVE DAVET EDİYORUM’

"Dolandırıcı tosuncuk nasıl bedel ödeyecekse Kılıçdaroğlu da ödesin. Kılıçdaroğlu kendisine güveniyorsa karar sürecini kendi başlatmalıdır. Söz veriyorum; ilk kez CHP'ye destek vereceğiz. Türkiye'de hukukun üstünlüğü hakimdir. İşlenmiş suçlar kimsenin yanına bırakılmamalıdır. Bu ihtiyaç herkes ve hepimiz için geçerlidir. Kanundan kaçış yoktur. Teröre yardım ve yataklık yaptıkları tescilli olan, PKK'nın tasması boğazlarına geçen HDP'li vekillerin fezlekelerin görüşülmesi niye gecikmektedir? TBMM Başkanı'nı göreve davet ediyorum. Tarihi sorumluluğu ifa etmeye çağırıyorum. Dokunulmazlıkları kaldırılan milletvekillerinin arka kapıdan tekrar TBMM'ye kabul edilmeleri millet iradesini yok sayan bir tasarruftur.

"Biz şerefli Cumhuriyet Savcılarına güveniyoruz. Bağımsız yargı zamanı geldiğinde her insana lazımdır. Hukuka deli gömleği giydirmek kimsenin harcı değildir. Ellerine şehitlerimizin kanları bulaşan, PKK'nın tasması boğazına geçen HDP'li vekillerin fezlekelerinin görüşülmesi neden gecikmektedir? Daha ne olacaktır? TBMM Başkanı'nı göreve davet ediyorum. Karma Komisyonu sorumluluğu ifa etmeye çağrıyorum.

AYM’NİN GERGERLİOĞLU KARARI

"AYM, Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun hak ihlali ile tahliyesini istemiştir. Söz konusu karanlık şahsın, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı ile kişi hürriyeti hakkının ihlal edildiğine AYM karar vermiştir. Yani milletvekilliğine dönüş yolu açılmıştır. Yani CHP'li Berberoğlu gibi Gergerlioğlu için Meclis'e dönüş yolu açılmıştır. Dağdaki eşkıya için de hak ihlali kararı verilecek midir?

"Anayasa Mahkemesi bölücüler lehine hak ihlaline hükmederken, devletimizin, milletimizin, şehitlerimizin tartışılmaz hak ve tarihi çıkarlarını gasp ettiğinin farkına ve bilincine ne zaman varmayı planlıyor? Ne hakkı, neyin ihlali? Ne zamandır hainin hakkı oluyormuş? 

"MHP'nin komisyon üyesi olan değerli milletvekilleri oylamada evet diyecektir. Dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ilgili de MHP tam kadro 'olur' verecektir. PKK'nın siyaset kolu olanlara sessiz kalamayız. Hiç kimse bize bölücülerin hak ihlaline maruz kaldığına ileri sürmesin.

‘BU BAYAN HDP'NİN ZATEN ŞEYTAN OLDUĞUNU BİLMİYOR MU?’

"İP'in başkanı anlaşılan yine bilye dağıtmış... İP Başkanı, bizim ve AK Parti'nin HDP'yi şeytanlaştırdığını ifade etmiş. Bu bayan HDP'nin zaten şeytan olduğunu bilmiyor mu? Şeytana açık yada gizli destek çıkmak, bir defa ayan beyan günahkarlıktır. İP'nin HDP'nin dibinde ne işi vardır? İP Başkanı bu iddiasını ispat etmek zorundadır. Kandil ve Pensilyanya arasında İP'ten köprü kuranlar bunun bedelini ağır ödeyecektir.

"Kürt'ten terörist olmaz! Kürde terörist denmez. Terörist PKK'dır, FETÖ'dür, DEAŞ'tır, DHKP-C'dir. Kürt kökenli kardeşlerimin terörle hiçbir bağlantısı yoktur, var diyen varsa vatan hainidir. İP Başkanı Kürt kardeşlerimizden özür dilemelidir.

"Zilleti yalnızca siyasette aramak yeterli değildir, bunlar bazen araştırma şirketleridir, bazen güdümlü rapor üreten sözde düşünce kuruluşlarıdır, bazen sözde sivil toplum işbirlikçileridir. Ekranlarda, kürsülerde boy gösteren bu şer cephesinin yapısını, terörle elde edilememiş sonuçların siyasetle sağlamak oluşturmaktır. Milli varlığımız etnik kalıntı değildir, aşiret bozuntusu değildir. Kimliksizlere bir kez daha duyuruyorum ki adı Türk milletidir. Şırnaklı neyse Tekirdağlı odur. Tuncelili neyse Muğlalı odur. Hepsi birdir... Kürt kökenli kardeşlerimizin HDP ile bağı kalmamıştır. Biz insanımızın köküne, kökenine bakmayız, bölmeyiz, parçalamayız, dağıtmayız, bayrağa saygı var mı ona bakarız. 1000 yıl boyunca ne söylendiğine değer veririz.

"Türk milleti bunu asla kabul edilemez, bu zilleti çekmeye hiçbir kantar yetemez. Milletimiz bir olup bu zillete dersini verir. Teröre teslimiyeti kabul etmeyecektir. CHP Genel Başkanı'na bakarsanız YPG'nin bize saldırması söz konusu değildir. İP Başkanı'na bakarsanız HDP Kürt siyasal hareketidir. Bu utanç duyulacak bir kırılma ve zaaftır. Mehmetçiğe sahip çıktığımız gibi, hükümetimize, Türk polisine, korucularımıza da sahip çıkma kararlığımız var. Alayının bir adım arkasındayız, dönersek de namerdiz.

‘KİM DEMİŞ SAYIN SOYLU YALNIZ DİYE?’

"Bilhassa terörle mücadele alanında ismini altın harflerle yazdıracak İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu'ya yapılan itibar suikastlerini, siyasi linç girişimlerini kaygı ile izlediğimizi asla ama asla kabul etmediğimizi tarihe not düşmek istiyorum. Kim demiş Sayın Soylu yalnız diye? Kim demiş Sayın Soylu kimsesiz diye? Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı görevini vatan ve millet sevgisiyle yerine getiren gece, gündüz demeden mücadele eden mert bir devlet adamıdır. Hakkında ne söylenirse söylensin bizim bölücüler ile iş tutan, terör örgütlerine hayranlık besleyen odaklara aldırış etmemiz mümkün değildir.

‘BUGÜN MAZLUMLAR İNİM İNİM İNLİYORSA BUNUN SORUMLUSU ABD YÖNETİMİDİR’

"ABD Dışişleri Bakanlığı’nın açıkladığı 2021 yılı İnsan Ticareti Raporu kendi içinde tenakuzlarla doludur. Bir tarafta Türkiye’nin insan ticaretiyle mücadelesini arttırdığı vurgulanırken, diğer tarafta şüpheli ve maksadı sorunlu sivil toplum kuruluşlarının iddialarına yer verilerek ülkemiz suçlanmaktadır. Özellikle çocukların silahlandırılması konusunda Türkiye’nin kötülenmesi skandal bir saptırmadır. Ülke olarak, çocuk haklarının korunmasına ilişkin Birleşmiş Milletler bünyesinde kabul edilen düzenleme ve sözleşmelere açık seçik taraf olduğumuz bilinmektedir. Bu kapsamda sicili en temiz ülke Türkiye’dir.

"Kimin çocukları kaçırdığı, kimlerin zorla ellerine silah tutuşturduğu insanlık vicdanında mahfuzdur. Kaldı ki sadece bir ahmak suyun derinliğini iki ayağıyla test edecektir. Çocukları terör eylemlerinde kullanan PKK/PYD/YPG’ye aleni destek veren, para yardımı yapan, silah ve cephanelik temin eden ABD’nin Türkiye’yi karalama teşebbüsü hem müfterilik hem de beyhude bir çabadır. Bölücü terör örgütünün çocukları zorla silah altına alması, kaçırması, özgürlükten mahrum bırakması, okulları terörizme alet etmesi gibi pek çok ağır suç, Birleşmiş Milletler Çocuklar ve Silahlı Çatışma Özel Temsilcisi’nin 21 Haziran 2021 tarihli raporuyla teyit edilmiştir. ABD Dışişleri Bakanlığı’nın terör örgütüne numune de olsa atıf yapmaması yüzsüzlüktür, çirkefliktir, kifayetsiz muhterisliktir. PKK/PYD/YPG’yi bu derece kollayan bir ülkenin nesine güveneceğiz? Her fırsatta Türkiye’yi itham eden, sudan sebeplerle kriz çıkaran bir ülkeyi nasıl hoş göreceğiz? Bugün dünyada çocuklar ölüyorsa bunun yegane faili ABD’dir. Bugün mazlumlar inim inim inliyorsa bunun sorumlusu ABD yönetimidir.

"Geçtiğimiz günlerde yayımlanan "Çocuklar ve Silahlı Çatışmalar" isimli Birleşmiş Milletler Raporu dehşet verici tespitleri ihtiva etmiştir. 2020 yılında 19 bin 300 çocuk silahlı çatışmalarda ağır ihlallere uğramıştır. Suriye, Yemen, Somali ve Afganistan’da çocuklar felaketi yaşamışlar ve bu ülkelerde 8 bin 400’den fazla çocuk hayatını kaybetmiş veya sakat kalmıştır. Myanmar ve Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Suriye ve Somali’de 7 bin çocuğun eline silah verilmiştir. 2019’a kıyasla 2020 yılında, çatışma bölgelerinde çocuk kaçırma olaylarında yüzde 90, cinsel şiddet olaylarında yüzde 70 artış yaşanmıştır. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri, 2020 yılının çocuklar için üzücü bir yıl olduğunu söylerken hiçbir utanma emaresi, mahcubiyet hali göstermemiştir.

"Bu Genel Sekreter’e tavsiyemiz, görevini insanlık onuruna müzahir ve münasip bir şekilde icra etmesi, çocuklarla ilgili vahim gerçekleri şayet cesareti varsa ABD Başkanı’nın ve ABD Dışişleri Bakanı’nın yüzüne söylemesidir.

"5 Temmuz 1993’de Erzincan’ın Kemaliye ilçesi Başbağlar Köyü’nde rahmetle andığımız 33 vatandaşımızı şehit eden, 30 kadınımızı dul bırakan, 100’e yakın çocuğumuzu da yetim koyan PKK’ya ABD’nin diyeceği bir şey yok mudur?

"Kundaktaki bebeklere bile mermi sıkan şerefsizlere suskun kalmak, onların hunhar eylemlerine ortak olmak anlamına gelmeyecek midir? Güçlü şekilde kınadığımız ABD Dışişleri Bakanlığı’nın hazırladığı 2021 yılı İnsan Ticareti Raporu çocuk düşmanlığının açık delilidir. Ve bizim nazarımızda buruşmuş bir kağıt parçasından farksızdır. Gür bir şekilde haykırıyoruz ki, çocuklar ölmesin, bebekler öksüz ve yetim kalmasın.

"İnsan sevgisini temel alan Türk-İslam medeniyeti kendi gerçeklerine döndükçe, ilhamını ve iradesini kültüründen ve maneviyatından aldıkça hiçbir zalim, hiçbir hain, hiçbir muhasım odak üst perdeden konuşamayacak, vicdanında taşımadığı insanlık değerlerinden bahsedemeyecektir.

"Hiç kimse Türk milletine tepeden bakmasın, dünyayı bir vakıf, kendisini de mütevelli zannetmesin."

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar