Mahkumları intihara sürükleyen gardiyanlar hala iş başında

Mahkumları intihara sürükleyen gardiyanlar hala iş başında
Silivri Cezaevinde intihara sürüklenen tutuklularla görüşen avukat Berivan Bekçi, olaya karışan gardiyanların hala cezaevinde olduğunu ve psikolojik şiddete devam ettiklerini söyledi.

Silivri 5 No’lu L Tipi Kapalı Cezaevi’nde 6 Nisan tarihinde 55 kişilik karantina koğuşuna 60 gardiyan tarafından yapılan baskın ve işkencesinin ardından yaşamına son vermek isteyen 9 tutukludan Ferhan Yılmaz yaşamını yitirdi. Olayın yaşanmasının ardından Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu bir heyet oluşturarak cezaevini ziyaret etti. Burada intihar girişiminde bulunan tutuklularla yüz yüze görüşme gerçekleştiren heyet içerisinde yer alan avukat Berivan Bekçi, ziyaret sonrası ajansımıza değerlendirmelerde bulundu.

5 TUTUKLU SEVK EDİLDİ

Mezopotamya Ajansı'ndan Diren Yurtsever'in haberine göre, cezaevindeki intihara sürükleme ve işkence haberlerinden sonra cezaevini ziyaret ettiklerini belirten Bekçi, bu durumu tutuklular üzerinden teyit ettiklerini belirtti. İntihara zorlanan 5 kişinin olaydan bir gün sonra Ege ve Marmara bölgesindeki cezaevlerine sevk edildiğini belirten Bekçi, diğer 3 kişinin ise Silivri cezaevinde olduğu bilgisini paylaştı.

OLAY NASIL YAŞANDI?

Bekçi, intihar girişiminde bulunan 2 tutuklu ile yaptıkları görüşme sonucunda olayın yaşanma sürecini şöyle anlattı: "6 Nisan tarihinde karantina koğuşu olarak adlandırılan ve 55 kişinin kaldığı koğuşa gardiyanların gelip oradaki bir tutukluyu durup dururken tokatlaması üzerine olay başlıyor. Oradaki mahpuslar bu durumu engellemeye çalışıyor. Biraz arbede yaşanıyor ama durum o gün kapanıyor. Bir sonraki gün 60 kişilik bir gardiyan grubu geliyor ve oradaki mahpusları alıp havalandırmaya götürüyor. Koğuş içerisinde bulunan Kuran-ı Kerim de dahil bütün kitapları yırtarak yerlere atıyorlar. Oradaki mahpusları havalandırmada yerlere yatırarak darp ediyorlar. Gardiyanlar mahpuslara ‘biz devletiz devlet adına geldik, istediğimizi yaparız. İçinizde erkek yok mu? Dün erkektiniz bugün kız oldunuz’ gibi cinsiyetçi, onur kırıcı, aşağılayıcı cümleler sarf ediyorlar."

9 KİŞİ İNTİHARA SÜRÜKLENDİ

Tutukluların daha sonra koğuşlarına geri getirildiğini belirten Bekçi, işkence sonucu yaşananlara dayanamayarak 9 kişinin intihar girişiminde bulunduğunu belirtti. 6 tutuklunun hap içerek intihar girişiminde bulunduğunu belirten Bekçi, 2 tutuklunun jilet ile bileklerini kestiğini, bir tutuklunun ise iple intihar ettiğini ifade etti.

CEZAEVİ MÜDÜRÜ İDDİASI

Yaptıkları görüşmede kimi tutukluların baskın yapan 60 kişilik gardiyan grubunun içinde cezaevi müdürünün de olduğu yönünde beyanlarının olduğunu belirten Bekçi, ancak bu durumu teyit ettiremediklerini söyledi. Bekçi, "Bazı tutuklular ise cezaevi müdürünün olmadığını söyledi. Beyanlar birbirini tutmadı. İstanbul Barosu İnsan Hakları Merkezi tarafından cezaevi müdürü ile görüşme talebi olmuştu, ancak bu talep kabul edilmedi" dedi.

KOLLARDA VE BİLEKLERDE JİLET İZİ

Görüşmede tutukluların, intihara zorlanan tutuklulara gardiyanların gördükleri halde müdahale etmedikleri yönünde beyanda bulunduklarını paylaşan Bekçi, koğuştaki diğer tutukluların müdahalede bulunduğunu belirtti. Görüşme gerçekleştirdikleri bir tutuklunun kollarında ve bileklerinde derin jilet izlerinin olduğunu belirten Bekçi, sevk edilen tutukluların yüzlerinde ise morluklar ve darp izlerinin olduğunu belirtti. Bekçi, "Bu yaralar üzerine herhangi bir hastaneye sevk durumu da olmuyor. Orada revire götürüp pansumanlarla geçiştirmişlerdi. Bazı mahpuslar fiziksel şiddetin son bulduğunu, ancak psikolojik şiddetin hala devam ettiğini söyledi. Bu yüzden şu anda bile dayanamadıklarını ve intiharı tek çıkış yolu olarak gördüklerini belirttiler. Tutuklular, ‘Sonumuz intihar etmek ve ölmek’ dedi. Ciddi anlamda sorumluların bir an önce harekete geçmesi lazım. Diğer mahpusların da ölümü ile sonuçlanacağı endişesi içerisindeyiz" diye belirtti.

BAĞCIKLI AYAKKABI VERİLİYOR

Silivri 5 Nolu’da sistematik bir işkence olduğunu vurgulayan Bekçi, tutukluların olaydan önce de intihara zorlanma ve baskı ile karşı karşıya kaldıklarını aktardıklarını dile getirdi. Bekçi, "Sürekli tehditvari, aşağılayıcı, onur kırıcı davranışlar yaşanıyormuş. Aralarında daha önce yetiştirme yurdunda kalıp aile bağı olmayan ya da hiç ailesi olmayan insanlar var. Ve gardiyanlar bu mahpusların yaşam hikayelerini biliyorlar ve bunların bilincinde olmalarına rağmen onları intihara teşvik ediyor. Psikolojisi bozuk olan gençleri daha çok intihara teşvik ediyorlar. Kasıtlı, bilinçli, sistematik bir işkence var orada. Cezaevi içerisinde tutuklular normalde terlik kullanıyor. Ama tutukluların erişebilecekleri yerlere bağcıklı ayakkabılar bırakılmış. Gardiyanlar tutuklulara, ‘Buyurun ip burada, zaten jilet de yanınızda. İntihar edin. Umurumuzda değilsiniz’ demiş" şeklinde konuştu.

GARDİYANLAR HALA ORADA

Olaya karışan gardiyanların hala cezaevinde olduğunu ve tutuklulara dönük psikolojik şiddeti sürdürdükleri bilgisini veren Bekçi, haklarında bir soruşturma açılıp açılmadığı yönünde bir bilgiye sahip olmadıklarını dile getirdi. Bekçi, "Cezaevinde bu konuda bir muhatap bulamadık" dedi.

‘CİDDİ BİR YAŞAM HAKKI İHLALİ VAR’

Tutukluların hangi cezaevlerine sevk edildikleri ve durumlarına dair ailelerine bilgi verilmediğini aktaran Bekçi, ciddi anlamda bir yaşam hakkı ihlali olduğunu belirtti. Bekçi, "Cezaevi şu an ciddi anlamda ölüm evi olmaya sürükleniyor. Bunu engellemek için Adalet Bakanlığı’nın bir an önce harekete geçmesi gerekiyor. Adalet Bakanlığı ve diğer idari kurumları görevini yapmaya davet ediyoruz. Aynı zamanda İstanbul Barosu harekete geçip bir inceleme heyeti gönderebilir. Oradaki mahpuslar, ‘Bizim burada yaşadıklarımızdan dışarıdakilerin haberi var mı? Maruz kaldığımız işkenceyi biliyorlar mı?’ diye endişeleri var. En azından onların yalnız olmadıklarını, insanların onlar için harekete geçtiğini bilmeye hakları var" dedi.

‘OLAYIN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ’

Bekçi, ÖHD olarak olayın takipçisi olmaya devam edeceklerini belirterek, "Cezaevi yönetimi ile bir görüşme talebinde bulunacağız. İlgili sivil toplum örgütlerine ve İstanbul Barosu’na çağrılar yaptık. Onları harekete geçirmek için başvurularda bulunacağız" diye belirtti.

Öne Çıkanlar