Çoğu ülkesini kan gölüne çeviren, halkı yoksulluktan inlerken off-shore hesaplarını kabartan, biri tescilli soykırım suçlusu Müslüman despotlar, 'Filistin için' bir araya geldiler.
Fatih Altaylı, Türkiye'nin dış politikasını eleştirdi ve 'Biri beni aydınlatsın' dedi.
Sorunlar öncelikli olarak dış politikaya ilişkin görünmekle birlikte aslında mesele tamamen, evet tamamen iç politika meselesidir.
Hasan Cemal: "Zaloğlu Rüstem gibi 7 düvele pala sallamaya bayılan adam var Türkiye'nin başında"
Ankara Cemilev kartını nasıl oynamak istiyor? Eğer Cemilev’le olan konuşmalarda Rusya’nın tek taraflı olarak adım atacağı bekleniyorsa, o zaman tam tersi olacak.
Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, dış politikaya ilişkin eleştirilerde bulundu.
Mezhep temelli diplomasi çöktü, geçmişteki diplomasinin değeri anlaşıldı, günü birlik mali çıkara dayalı dış politika ofsayda düştü, Riyad'la Doha arasında seçeneksiz kaldı.
1900’lerin teknolojisini vizyon diye pazarlayan bir zihniyetin dış politikada gerçekleri görüp başarılı olabilmesi elbette mümkün değildi.
Anlıyonuz di mi, koskoca ABD’nin büyükelçisini o biçim ayağımıza çağırıyoz, el pençe divan durduruyoz, azarlıyoz, hem sözlü ve yazılı notayı cart diye burnuna dayıyoz.
Türkiye hiç bu kadar dışlanmadı. “Sıfır Sorun” filan derken her açıdan “Sırf Sorun” olduk. Çevremizdeki 6 ülkede büyükelçimiz bile yok.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Bu siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılıyorsunuz.