İşxan Miroyev

İşxan Miroyev

Türkiye: İki taraflı oyun

Ankara Cemilev kartını nasıl oynamak istiyor? Eğer Cemilev’le olan konuşmalarda Rusya’nın tek taraflı olarak adım atacağı bekleniyorsa, o zaman tam tersi olacak.

5 Temuz günü Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan Ankara’daki sarayında 2016 yılından bu yana Rusya’ya girişi yasaklanan "Kırım-Tatar Halk Meclisi" lideri Mustafa Cemilev’i kabul etti. Türkiye Cumhurbaşkanlığı resmi sitesinde görüşmenin 45 dakika sürdüğü yazıldı. Görüşmenin içeriğine ilişkin resmi bir açıklama yapılmamış olsa da Cemilev’in yakın çevresi, görüşmenin ayrıntılarına ilişkin birçok iddiayı dile getirdiler.

Sözde meclisin "lideri" Cemilev, çoğunlukta Kiev’de kalmaktadır. Bu iddialara göre görüşme bir saat sürmüş ve Cemilev, Erdoğan’dan Rusya’daki "siyasi" tutukluların bırakılması için girişimlerde bulunmasını talep etmiş. Bir Kırım’a girebilme konusunda destek istemiş.

Türkiye Cumhurbaşkanı; Ukrayna’nın bütünlüğü konusundaki tavrının uluslararası arenada kabul gören sınırlar çerçevesinde ve kesin olduğunu, Ankara’nın Türk gemilerinin Kırım limanlarına uğramamasına ilişkin çalışmalarda bulunduğunu ifade etmiş. Ayrıca Kırım-Tatar Meclisi’nin Kiev merkezine mescit inşat etme insiyatifini desteklediklerini ve bunun Ukrayna’da yaşayan müslümanların birliği için önemli olduğunu belirtmiş. 2016 Ekim ayında da Türkiye istihbaratıyla ilişkili olduğu bilinen TİKA ajansı Kiev’de Kırım Tatarlarının kültür merkezini açmıştı.

Anlaşılmayan husus şudur ki Erdoğan, nasıl olacak da Ukrayna meclisinin milletvekili olan ve Poroşenko’nun danışmanı olan Cemilev’e Kırım’a girmesi konusunda yardımcı olabilecek. Rusya’da halihazırda Cemilev’e karşı bir kaç suçlama bulunmaktadır. Bunlardan bir kaç tanesi de Rusya’nın bütünlüğüne karşı çağrılarda bulunmak ve Kırım’a karşı ambargoyu örgütlemekle ilişkili.

Şu an "meclisin" çeteleri (Asker taburu) Herson bölgesinin güneyinde cirit atmaktalar ve bu durum yerel halk tarafından tepkiyle karşılanmakta. 4 Temmuz’da Çongar köyü sakinleri toplanıp Kırım-Tatar çetelerinin işledikleri çok sayıda suçun araştırılmasını talep ettiler. Çongar sakinleri, Ukrayna iktidarının bu suç olaylarını araştıracaklarına inanmadıkları için kendilerini korumak amacıyla öz savunma gücünü oluşturma kararı aldılar.

Bir taraftan komşu ülkelerin topraklarını işgal ederken, diğer bir taraftan da sözde "meclis" üyeleri ile toplantı yaparak Kırım halkının kendi iradesiyle Rusya’ya katılma hakkını da reddediyor. Ki 2014’de Kırım halkı referandumla Rusya’ya katılama kararını onaylamıştı.

25Şubat’ta Kiev’de "İşgal altındaki Kırım: Ukrayna ve dünya açısından sonuçları" adıyla iki günlük uluslararası forum gerçekleşti. Rus Kırımı’nın "Kırım Tatarları sorunu" mart ayında Ankara’yı ziyaret eden Ukrayna başbakanı V. Groisman’la da tartışıldı. Groisman’la beraber Cemilev de bu görüşmelerde yer aldı. Yine aynı dönemlerde Kırım’a ulaşım hattı olan Sevastopol-Zonguldak arası deniz ulaşımı Türkiye tarafından durduruldu.

Türkiye, Moskova’nın dış politikasına rahatsızlığını Kırım sorunu dışında da dile getirmekten kaçınmamakta. Neden bu dönemde Türkiye lideri Rusya’ya karşı olumsuz adımlar atmakta, özelikle de "Türk Akımı" gaz boru hattının inşaatı başlamışken. Bunun nedenlerine ilişkin birçok görüş var. Rusya Savunma Bakanı Sergei Şoigu Türkiye’ye ziyarete bulundu. Ziyaretin temel konusunun Suriye olduğu bilinmektedir. Özelikle de Suriye’nin Kuzeybatı bölgesinde olan Afrin kantonu, ki Türkiye ordusu buraya müdahale etme hazırlığında. Rusya, tarafları uzlaştırmak ve yeni bir askeri çatışmanın boy göstermesini engellemek istiyor. Bu durum Ankara’nın hoşuna gitmiyor.

Moskova ve Ankara arasındaki çelişkilerin diğer bir göstergesi ise Astana (4-5 Temmuz) toplantılarında herhangi bir sonuç alınamaması. Bu toplantıya Türkiye denetimindeki silahlı gruplar katılmadı. Türkiye basının ısrarlarla olumlu adımların atıldığına ilişkin haberlerinin aksine Astana’da "çatışmasız bölgeler" konusunda herhangi bir anlaşmaya varılamadı. Herhangi bir belge de imzalanamadı.

Peki; Ankara Cemilev kartını nasıl oynamak istiyor? Eğer gerçekten de özelikle gaz enerjisi çalışmaları ve Türkiye domatesine ilişkin ambargonun kaldırılması konularında Türk tarafı Moskova’yla işbirliği taraftarı ise ve  Eğer Cemilev’le olan konuşmalarda Rusya’nın tek taraflı olarak adım atacağı bekleniyorsa, o zaman tam tersi olacak.

Rusya Kırımı’na ilişkin olarak Erdoğan’ın niyeti ne olursa olsun, Moskova’nın Ankara’nın samimiyetine inanması beklenemez.

15 Temmuz, Türkiye’deki darbe girişiminin yıldönümü ve bazı tahminlere göre bu darbe girişiminde Türkiye’nin de üye olduğu NATO’nun payı da var. NATO ve ortakları Rusya’nın "Kırımı işgal ettiği" konusunda Türkiye’yle aynı görüşteler.

Ortada dolaşan bilgilere göre; Rusya’nın Erdoğan’ı uyarması, 15 Temmuz darbesinin gerçekleşmesini engelleyen en büyük etken. Biz bir kez daha görüyoruz ki Türkiye ikili oynamaya devam ediyor ve bu durum Rusya’nın çıkarlarına uygun değil.

Önceki ve Sonraki Yazılar
İşxan Miroyev Arşivi