Gazze Şeridi'nin kuzeyinde yüz binlerce Filistinlinin büyük çoğunluğu yıkım, katliam ve aç bırakma eşliğinde güneye sürülürken, İsrailli komutanlardan Itzik Cohen'in "Kuzey bölgesine kimse dönmüyor. Kuzeye dönüş yok ve olmayacak" dediği belirtildi.
Kuzey Gazze'de tehcir uygulayan İsrail'in Beyt Lahiya'da bir konut binasını vurması sonucu çoğu kadın ve çocuk en az 55 Filistinli öldürüldü. 6 Ekim'den beri 1000'den fazla Filistinlinin öldürüldüğü İsrail saldırılarına aç susuz bırakma da eşlik ediyor.
Gazze'de Filistinli tehcirine yönelik Generaller Planı'nın İsrail hükümeti tarafından gizlice onaylanıp uygulandığını söyleyen eski Ulusal Güvenlik Konseyi Direktör Yardımcısı, bunun savaş suçu olduğunu belirtip askerlere emirlere uymama çağrısı yaptı.
Kuzey Gazze'de üç haftadır ablukaya aldığı Cibaliya'da evleri yakıp havaya uçuran, Filistinlilerin sığındığı okulları ve yaralılara yetişmeye çalışan üç hastaneyi bombalayan İsrail ordusu, bölgeden 20 bin Filistinlinin "tahliye edildiğini" açıkladı.
Kuzey Gazze'de tehcir planını işleten İsrail ordusu, hava bombardımanı eşliğinde kara harekatı düzenlediği Cibaliya Mülteci Kampı'nda okula baskın düzenleyip erkekleri esir alması, kadınlara tahliye emri vermesinin ardından, yerleşkeyi ateşe verdi.
İsrail'in Gazze Şeridi'nden Filistinlileri tehcir planının ilk aşamasını oluşturan kuzeyde Cibaliya Mülteci Kampı'ndaki evlere düzenlediği hava saldırılarında 21'i kadın ve çocuk en az 33 kişi öldürüldü, çoğu ağır 85 kişi yaralandı.
İsrail'in değerlendirdiği Generaller Planı, Kuzey Gazze'nin bir haftada boşaltılıp yardımlara kapatılarak askeri bölge ilan edilmesini, kalan herkesin meşru hedef sayılmasını öngörüyor. Hamas'ı 'çökertmeyi' başarırsa diğer bölgelerde de uygulanacak.
Haaretz editörü Aluf Benn, Netanyahu hükümetinin Gazze'nin kuzeyini ilhak edip İsrailliler için yerleşim yerleri kurmaya hazırlandığını yazdı: "Kuzeydeki Filistinliler, açlık tehdidi ve hayatlarını koruma kisvesi altında oradan çıkarılacak."
İsrail'in 330 gündür saldırdığı Gazze Şeridi'nden Filistinlileri Mısır'a sürme çabasına Kahire'nin set çekmesinin ardından, tehcir dahil Gazze benzeri savaş çağrıları eşliğinde Batı Şeria'da büyük operasyona girişmesi Ürdün'ü alarma geçirdi.
İsrail Dışişleri Bakanı'nın Batı Şeria'da tehcir dahil Gazze benzeri savaş çağrısına Tarım Bakanı destek açıkladı. İsrail ordusu, Nur Şems kampındaki Filistinlilere "başka yere gitmeleri emri vermediği, ama gitmelerine izin verdiği" açıklamasını yaptı.
İsrail ordusu, Batı Şeria'da büyük bir operasyon başlatıp çok sayıda Filistinliyi öldürmeye başladı. Dışişleri Bakanı Katz, Batı Şeria'da Filistinlilerin toplu halde zorla yerinden edilmesi dahil Gazze'dekine benzer savaş yürütmek gerektiğini söyledi.
Çerkes tehcirinin 158. yılı. Ancak Çerkes sürgünü 1858-1862,1863-1864 ve 1865 olmak üzere üç aşamada yaşandı.
Biden’in 1915’te olanlara 'soykırım' demesi, tüm siyasileri (HDP hariç) enikonu öfkelendirdi: Bu niteleme 'tarihimize leke sürmek' ve 'ecdadımızın anısına hakaret etmek'miş. Sahi mi? Neden?
İnsana en büyük acıyı veren, yaşadığı yerden, aidiyet duygusunun yarattığı güvenden ve sevdiği insanlardan uzak kalmasıdır.
Peki, AKP böyle, CHP’yi de konuştuk. Ama bir meselemiz daha var. DKÖ’ler. Onlar niye hiç ses çıkarmazlar 24 Nisan’larda? Bu da çözemediğim bir muamma işin doğrusu.
Türkiye’deki rejim, bütünüyle, 1915 soykırımını gerçekleştiren İttihat Terakki Partisinin görüşlerine, İslam/Türk sentezi ideolojisinin babası olan Ziya Gökalp’in felsefesine geri dönmüştür.
Kişisel tarihimde istesem bile unutamayacağım o iki olay olmasaydı, sırf şu 24 Nisan’da dostlarımla yine ters düşmemek uğruna tüm bildiklerimi bir kenara bırakmaya razıydım…
O Meclis değil mi, askeri’sinden islami’sine tüm diktalara sallabaşlık eden, devrimcilerin idamlarını onaylayan, HDP hariç tüm partileriyle hâlâ 1915 soykırımının münkirliğini yapan?
Aynı gemide olanlar iktidarlarını sürdürmek için her türlü antidemokratik yola meyleden, kah seçim iptal eden, kah parti kapatan, kah darbe yapan, kah beğenmediği seçimi tekrar edenlerdir.
Çanakkale’de Osmanlı Ermenisi subay ve askerler, Osmanlı Rumu ve Osmanı Yahudisi olanlarla birlikte en ağır yurttaşlık görevini yerine getirirken, aileleri tehcir yollarına dökülüyordu.
İttihat ve Terakki 24 Nisan 1915'de ülkedeki Ermeni halkının ileri gelenlerini evlerinden toplar, Çankırı ve Ayaş'taki kamplara atar ve 27 mayıs 1915'de de toplu ölüm yolculuğu başlatır.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Bu siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılıyorsunuz.