‘Füsun'un Kadınları’ sergisi: Özgür kadın demek özgür toplum demek
Seramik sanatçısı Füsun Kavalcı'nın yeni retrospektif sergisi "Füsun'un Kadınları" 26 Şubat- 26 Nisan tarihleri arasında Çankaya Belediyesi Fikret Otyam Sanat Merkezi’nde sanatseverlerin beğenisine sunulmaya devam ediyor. "Çağlar boyu kadınlardan ben en çok Anadolu kadını olmak isterim" şiarıyla yola çıkan Kavalcı’nın çalışmalarında kadınların yaşadıkları sorunlara dikkat çekiliyor. Türkiye'de kadın olmanın zorluklarına değinen Kavalcı, "Bu yüzden hep kadın bakış açısıyla çalıştım" dedi.
Eserlerinde kadının emek sömürüsüne de dikkat çektiğini ifade eden Kavalcı, 36 yıl önce başladığı seramik hikayesini ve serginin içeriğini Mezopotamya Ajansı’na anlattı.
‘ESERLER 36 YILLIK BİR BİRİKİME AİT’
İlk kez 1986’da bir depoda işini kurduğunu belirten Kavalcı, kurumsal yapılarda çalışmak istemediğini kaydetti. Kavalcı, "Tek başıma çalışmak, özgür olmak istiyorum. Üretmeyi seviyorum ve hiçbir zaman üretmekten vazgeçmedim" şeklinde konuştu. Kavalcı, sergide bulunan eserlerin 36 yıllık bir birikime ait olduğunu ifade ederek, eserlerinde kadın izleri olduğunu ve retrospektif çalışmalar yaptığını söyledi.
‘HEP KADIN BAKIŞ AÇISIYLA ÇALIŞTIM’
Çalışmalarının tümünün farklı yıllara ait olduğunu ifade eden Kavalcı, kendi yaşamında iz bırakmış olayları da işlediğini dile getirdi. Türkiye'de kadın olmanın zorluklarına da değinen Kavalcı, "Bu yüzden hep kadın bakış açısıyla çalıştım. Bu coğrafyada yaşayan kadınların sorunları, örneğin; kadın cinayetleri, ev işçisi kadınlar, başörtü savaşı veren kadınlar, ‘bakire olmak’, namus cinayetleri adı altında öldürülen kadınları ve bunun gibi daha birçok sorunu ele aldım. Kadın figürlerinden biri de kadının doğurganlığı. ‘Anneyseniz kutsalsınız’ değilseniz üçüncü sınıf vatandaş muamelesi görüyorsunuz. Bu algının ortadan kaldırılması açısından da bir çalışma yaptım" ifadelerini kullandı.
‘EV İŞÇİSİ KADINLARIN GÖRÜNMEYEN EMEĞİ DİKKAT ÇEKMEK İÇİN FARKLI ÇALIŞMALAR YAPTIM’
Kavalcı, çalışmasını yaparken esinlendiği olayları ise şöyle anlattı: "Ben çocukken saçlarımı babaannem tarardı. O an aklıma tellerden saç yapıp içine bir tarak yerleştirmek geldi. Aynı şekilde annem inançlı bir kadındı, muskasız çıkmazdı dışarı. Muskalı bir kadın figürü yaptım. Ev işçisi kadınların görünmeyen emeğine dikkat çekmek için farklı çalışmalar yaptım" diye ifade etti.
‘KADININ KENDİ YAŞAMINDAN ÖRNEK BULACAĞI BİR SERGİ’
Kavalcı, yaklaşan 8 Mart’a dair kadınlara çağrı yaparak şunları söyledi: "8 Mart yaklaşırken bu sergim kadınlara bir çağrı niteliğinde. Kadının kendi yaşamından örnek bulacağı bir sergi. Kadınlar asla azla yetinmemeli, özgürlüklerinden taviz vermemeli. Özgür kadın demek özgür toplum demek. Mücadelemizle elde ettiğimiz kazanımlarımızdan belli. Her alanda emek sömürüsüne maruz kalan kadınlar, mücadele etmeli, alanlara inmeli."