15 Temmuz'da Erdoğan'ı Ruslar mı korudu!..

'Sivastopol'dan 12 Temmuz'da yola çıkan 'Ekvator' adlı Rus istihbarat gemisi boğazlar bölgesinden geçerek o gece Ege açıklarında Erdoğan'ın tatil yaptığı Marmaris yakınlarındaydı.'

15 Temmuz darbe girişimine karşı yapılan darbe öyle bir darbe ki, yaz yaz bitmiyor. Sadece yazmakla bitse iyi, her yeni bişey, ayrı bir soru işaretini getiriyor ve şüpheleri çoğaltıyor. Hemen hemen her yazıma hakaret ve küfür alıyorum ama darbe yazınca daha çoğalıyor bunlar. Hakaret ve küfür diyorum, çünkü normal eleştiri yazan olmuyor, bunun nedeni haklı sorular sormam, kafalardaki bulanıklıkları yazıya dökmem. Darbeyi tek başıma çözmek gibi bir iddiam yok ama bugüne değin yazdıklarımı toparlayıp kitaplaştıracağım.

15 Temmuz 2016'da İstanbul Atatürk Havalimanı'nda yaşananlar da bu darbenin en büyük çelişkilerinden biri. Geçen haftaki yazımda yaklaşma kontrol memuru Özer Özerman'ın dediklerini yazmıştım. Bu yazıda da o gece şef olan hava trafik memuru Enver Yavuz'un anlattıklarına değineceğim. Bir albayın gelerek "Sizin burada göreviniz bitti" dediğini söyleyen Yavuz açıklamasına "Albay kalkışların bir kısmını durdurmamızı istedi zaten olay duyulmuş, giriş kapısında tanklar olduğu için şirketler de kalkışmadan haberleri olduğu için seferler kendiliğinden durma noktasına gelmişti. Albay yarım saat burada kaldıktan sonra burayı terk etti. Bir binbaşı, bir astsubay, bir uzman çavuş ve 3 erden oluşan başka bir grup geldi. Diğer grup tüm kalkışları durdurmamızı söyledi. Bu sırada sürekli telefonla görüşüyorlardı. Ben de yaşananları telefonla yöneticilerime bildirdim. Askerler polislerin kuleye girmesini engellemek için ateş açtılar. Üç el silah sesi geldi. Biz üst tarafta olduğumuz için olayları göremiyorduk. Fakat konuşmalardan sesler net bir şekilde duyuluyordu. Daha sonra bir uzman çavuş teslim oldu ve polisler içeri girip askerlerin silahlarını aldılar. Apronda çok insan vardı. Ben de follow me araçlarını gönderdim. Önce Başmüdürümüz ile 'uçak 05 pistine mi insin yoksa 35 pistine mi insin?' diye fikir alışverişinde bulunduk. Daha sonra halkın orada olup olmadığı konusunda follow me araçlarını pistleri kontrol etmesi için gönderdim. Sonra kavşak noktaların araçları kondurdum. Uçak, yaklaşma ile gerekli koordineleri yaptı ve Cumhurbaşkanımızın uçağı saat 03.18'de güvenli bir şekilde 35 sol pistine inişini gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanımızın uçağı indikten sonra jetler gelmeye başladı. Düşük irtifadan yüksek hızlara çıktığı için patlamalar yarattı. Bu halk arasında olsun gerek kule de olsun büyük bir paniğe neden oldu. O sırada askerler halen kuledeydi dışarı çıkarılamamıştı ve polisler buradaydı. Milletvekillerimiz vardı, sayın bakanımız vardı, pek çok kişi vardı. Yaklaşık bir saat kadar jetler İstanbul ve meydan çevresinde uçuşlarını sürdürdüler. Saat 06.00 gibi iki tane helikopter askeri alandan havalandı. Birisi askeri meydan üzerinde dönerken, diğeri kuleye doğru geldi. Yanında silahları vardı sanki filmlerdeki gibi yan uçuşla kulenin etrafında döndükten sonra devlet konukevine gitti. Bu sırada ben frekanstan onlara çağrı yaptım bölgeyi terk etmeleri için fakat hiçbir şekilde cevap alamadım. 45 dakika bu şekilde uçtuktan sonra bölgeyi terk ettiler. Tam o sırada da Eskişehir'den kalkmış olan tanımlı dost diye nitelendirdiğimiz jetler geldi ve her şey normale döndü." diye devam ediyor.

Ne yalan söyleyeyim ben böyle cesur ne siyasetçi gördüm ne de devlet memurları. Ata uçağı havada ve etrafında düşman uçakları yani F-16'lar var ama onlar Ata uçağını vurmuyor yada rahatsız etmiyor. Kule Özerman'ın demesine göre uçakları belirleyemiyor ama sanırım Enver Yavuz daha zeki ve ne olduğunu daha çabuk kavramış. Ama olsun, onlar çok cesur, her şeye karşın Erdoğan'ın bulunduğu uçağı indirecekler ve başarıyorlar da. Öyle uzmanlar ki albay ve diğer subaylar yanındayken Özerman Ata uçağıyla şifreli konuşuyor. Komutanlar anlamıyor, belki F-16 pilotları da anlamamıştır, benim uçağım sanıp bırakmıştır. Hadi onlar Erdoğan'ı havada fark etmediler, peki havaalanındaki tanklar da mı fark etmedi. Dedim ya soru işareti çok diye.

Gelelim işin Rusya tarafına. Söylentiye göre Erdoğan'ın kurtulmasında Rusya'nın parmağı var. Rusların askeri tarihçisi Aleksandr Şirokorad Rus gazetesinde Erdoğan'ın uçağını takip eden 2 F-16 uçağının Ruslar tarafından köreltildiğini yazıyor, bunu yapan da Rus istihbarat gemisi. Nerede olduğunu da yazmışlar, Ege kıyılarında ve Rus Karadeniz filosundan 2 denizaltı da 15 Temmuz gecesi boğaza yaklaşmış. Nedenini bilmiyorum, sanırım tesadüftür. Şirokorad yazısında "...Türkiye'de darbeye karışan askerler bunu ABD ve AB ülkelerinin desteği olmadan yapamazlar. İncirlik'i iyi bilen ve Türkiye'nin çevresinde dinleme üsleri bulunan Rus istihbaratının ise darbeden haberdar olmamasını düşünmek çok zor... Sivastopol'dan 12 Temmuz'da yola çıkan 'Ekvator' adlı Rus istihbarat gemisi darbe öncesinde boğazlar bölgesinden geçerek o gece Ege açıklarında Erdoğan'ın tatil yaptığı Marmaris yakınlarındaydı. Erdoğan Marmaris'ten özel bir jetle havalanıp iki saat boyunca Ege üzerinde dolaştı. Ekvator'un özel aparatıyla Erdoğan'ın peşinde olan iki F-16'nın sistemlerini kör ettiği düşünülebilir. Aynı anlarda Rusya'nın Karadeniz filosundaki 'Novorossiysk' ve 'Rostov-na-Donu' denizaltılarının Boğaz'a yaklaşması da tesadüf görülebilir" diyor. 

Enver Yavuz'un dedikleriyle bu yazıyı iyi karşılaştırmak gerekiyor, önce Ata uçağıyla, özel jet'in aynı olup olmadığını bilmek zorundayız, ben bir tarihçinin böyle bir yazıda kaleminin sürçü lisan eyleyeceğini sanmıyorum, özel jet derken bunu bilerek söylemiştir. İkincisi de Erdoğan'ın tanınan bir uçakla uçacağına akıl sır erdiremiyorum.

Ama benim kafama takılan soru NATO şifreli uçaklarımızı nasıl oluyor da Rus istihbaratı kilitleyebiliyor. Eğer bu iki düşman kuvvet birbirini bu kadar kolay kilitleyebiliyorsa neden bütün dünyaya savaş tehditinde bulunuyorlar. Diyelim ki kilitlediler ve diyorlar ki bu bir ABD darbesidir ve ben diyorum ki bu bir NATO darbesidir, NATO o kilitleri neden hemen açmıyor yada açamıyor.

Of ya, yine kafam karıştı, ben ne yapayım kardeşim, darbe karışık olunca benim de kafam karışıyor. Sonraki 2 yazıda kulelerin teknik becerilerini ve Rusya'nın silahları kilitleyip kilitleyemeyeceği konularını yazacağım. Güya tatildeyim, darbeli tatil, bana müstehak...

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ahmet Nesin Arşivi