Ahmet Nesin
15 Temmuz tiyatrosu köprüde mi başladı acaba?
Geçen cumartesi günü yazdığım yazıda dönemin 1. Ordu komutanı Ümit Dündar’ın Boğaziçi Köprüsü kapatıldıktan bisüre sonra oraya gittiğini ve askerlerin yanına gittiğinde de havaya ateş açıldığından bişey yapmadan emniyet müdürü ve Istanbul valisinin yanına döndüğünü yazmıştım. Bu yazının sonunda size bir video vereceğim. Bu video bir gurbetçi tarafından çekilmiş.
Bilmeyenler için tekrar yazayım, ben eski bir sıkıyönetim muhabiriyim. Gazetede sokağa çıkma yasağı sırasında 1. Ordu komutanlığının verdiği kartla sokağa çıkabilen nadir muhabirlerden birisiyim yani. Henüz 12 Eylül darbesi olmadan, Maraş Katliamı sonrası ilan edilen sıkıyönetim ve sokağa çıkma yasağında kimi fotoğrafları çekmek için garnizon komutanından yazılı izin almak gerekirdi ve çoğunu alamazdık. Ben videoyu izlediğimde aklıma hemen bir film seti geldi, benim gazeteci olarak kimi zamanlarda yapamadığımı bu en öz ve hakiki darbede vatandaş yapıvermiş.
Bu yazıyı cumartesi günü yazdığım yazıyla birleştirmeniz gerekiyor ve sonrasında mutlaka video izlenmeli. İlk görüntüler köprünün kapatıldığının ilk dakikaları ve gurbetçi arkadaş ilk geri gönderilmeye çalışılanlardan. Doğal olarak fotoğraf çekmek yasak, ilk söylenen hep bu olur zaten. Ayrıca Anadolu yakasına doğru gitmek de yasak yada en doğrusu açık olan yoldan da gitmek yasak, Anadolu yakasından geliş de zaten kapatılmış durumda, darbe o kadar ciddi ki, Ümit Dündar köprüyü bile açamıyor, 500 metre geri çekilip olacakları seyrediyor.
Videonun başlangıcında resmi ve sivil polisler var, sıkıyönetim ilan edildiğini, askerin yönetime el koyduğunu söylüyorlar ve kesinlikle geçişe izin vermiyorlar. 9 dakika süren video tek çekim mi, aralıklı çekilip ekleme mi yapılmış, teknik olarak onu ayıracak yeteneğim yada daha doğrusu bilgim yok.
İnsanlar arabalarından iniyorlar, köprüde o an neden bilmiyorum ama ciddi bir erkek yoğunluğu var. Videoda sağ üst köşedeki saat doğruysa ya 23.30 yada 00.30. Sivil ve resmi kesinlikle geçişin yasak olduğunu söylüyor. İkinci bir emre kadar kapalı, hem de ülkenin güvenliği için kapalı. Oradan bir aklı evvel çıkıp polisin hiçbişey yapmayacağını ama geçen olursa askerin vuracağını söylüyor. Polise bu güven ama askere güvensizlik neden, pek bilmiyorum, oysa halk daha çok askerin değil polisin dayağı ve gazıyla muhatap o ana kadar. Diyelim ki eylemlere katılmayan bir vatandaş ama askerin vuracağından emin ve çevresini uyarıyor.
Ve sonunda resmi elbiseli polis konuşuyor: "Beyler beni dinleyin, iyi dinleyin hem de. Askerler yönetime el koymuş. Biz şu an buradaki trafiği kapattık. Kesinlikle geçişe izin vermeyeceğiz. Eğer şunu diyen varsa ‘Ben canıma güveniyorum’, buyursun, geçsin abi."
Ve perdeeee, pardon ve yol açıldı.
Bundan sonra olacakları benim gibi videodan izleyeceksiniz. Şaşırmayan çıkarsa madalya bile takabilirim. Peki bu yol nasıl açıldı, polisin böyle bişey yapma olasılığı, yani yetkisi trilyonda bir bile değil, en azından diğer polislerin ihbarından korkar, büyük olasılıkla gelen bir emir üzerine bu karar alınmış.
O zaman bikaç alternatifimiz var:
- 14 Temmuz’da yeniden çıkartılan EMASYA yasasıyla Istanbul valisi emir verdi.
- Istanbul Emniyet müdürü izin verdi.
- 1. Ordu komutanı Ümit Dündar geçiş için emir verdi.
- Kafa kafaya verip insanların ölmesi gerektiği kararını verip beraber karar verdiler.
- Utanıyorum.
15 Temmuz gecesi videosunu buradan izleyebilirsiniz.