Recep Tamam Erdoğan karizmatik midir, değil midir bilemem ama yanına gelenleri, beraber çalışanlarını gürletme becerisi olduğu kesin. 17 yıllık AKP hükümetinde bakan olup da "Heyyyytttt" demeyen bakan neredeyse kalmadı. Eskiden bir ölçüsü vardı, herkesin değişik bir "Heyyyytttt" deme tarzı vardı, bilhassa kimse Erdoğan’la aynı tonda "Heyyyytttt"lemiyordu ama sanırım son zamanda bu tonlama değişti ve büyük olasılıkla "Herkes istediği tonda heyyytttt’leyebilir" kanun hükmünde kararnamesiyle birlikte kimse Erdoğan’ın 1 yada 2 tık altında "Heyyyytttt"lemiyor. Bu Erdoğan’ın karizmasını bozar mı bilemem, bunu da karizma uzmanları düşünsünler artık.

Aynı tonda "Heyyyytttt"leme benim aklımda kaldığı kadarıyla içişleri bakanı Süleyman Soylu’yla başladı ve sonrası çorap söküğü gibi devam etti. Böyle olmasında sanırım yavaş yavaş kaybedilen yada kaybedileceği beklenen seçimlerin ve herkesle kavga edildiği için uluslararası platformda fazla ciddiye alınmamanın da rolü var.

Erdoğan’ın "Heyyyytttt"lerini yazmama gerek yok, bazıları tiyatro derslerinde replik olarak bile öğretiliyor olabilir ama önceki gün Süleyman Soylu’ya savunma bakanı Hulusi Akar da katıldı. 15 Temmuz darbe girişimine karşı yapılan darbe sırasında boğazının sıkıldığı söylenen Akar o günden bugüne ilk kez "Heyyyytttt"ledi. Geçtiğimiz gün Kıbrıs’ta bulunan bakan Akar "Hakkımızı, KKTC halkının haklarını sonuna kadar savunduk, savunacağız, bu konuda kararlıyız. Gücümüzü, kuvvetimizi kimse test etmesin. Denizlerimizde sizlerin de görev aldığınız Cumhuriyet tarihinin en büyük tatbikatlarını yaptınız. Doğu Akdeniz’de kim var kim yok, bunu herkes gördü, anladı. Gerçekten dosta güven, düşmana korku verdiniz. Bütün Türkiye o tatbikatlarla heyecanlandı, gurur, güven, övünç duydu. Bunun dışında Türkiye’ye kem gözle bakanlar, Türkiye hakkında art niyeti olanlar da o gecelerde uyuyamadılar. Gücü gördüler." diye açıklama yaptı.

Akar, Akdeniz’deki komşularımızı uykusuz bıraktıktan sonra "Heyyyytttt"leme sırası dışişleri bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na geldi ve Suriye konusunda ABD’nin sözünde durmadığını da söyleyerek dün "Fırat'ın doğusuyla ilgili şunu söylüyoruz, ya birlikte temizleyeceğiz ya da Türkiye buraya girecek, buradan da o teröristleri temizleyecek. Nasıl Afrin'den temizlendiyse, nasıl Cerablus'tan DEAŞ'lılar temizlendiyse Fırat'ın doğusundan da YPG, PKK'yı temizleyeceğiz. Ne pahasına olursa olsun temizlenecektir. Burada kararlılığımızda hiçbir şekilde değişiklik yoktur. Amerika'nın da artık bizi Münbiç gibi oyalama sürecine girmesine de müsaade etmeyeceğiz. Bunu açık söylüyoruz, kendilerine de söyledik." diye devam etti.

Tabii ki bu ikinci ve üçüncü "Heyyyytttt"lerin gelme nedeni olmalıydı ve herkes gözünü ve kulağını birinci "Heyyyytttt"çiye ve "Heyyyytttt"ine çevirdi. Evet Erdoğan da önceki gün "Heyyyytttt"lemesinde "Ağustos ayı, bizim tarihimizde zaferler ayı olarak geçer. İnşallah bu ağustosta da tarihimizin zaferler halkasına bir yenisini ekleyeceğiz. Bin yıldır yaşadığımız bu topraklarda her zaman olduğu gibi bugün de en büyük gücümüz birliğimiz, beraberliğimiz, kardeşliğimizdir. Ağustos ayı, bizim tarihimizde zaferler ayı olarak geçer. Yaklaşık iki hafta sonra idrak edeceğimiz Malazgirt Zaferi'nden Mercidabık Seferi'ne, İstiklal Harbimizin zirvesi olan 30 Ağustos zaferinden Kıbrıs çıkarmasına kadar pek çok dönüm noktasını bu ay içinde yaşadık. Son olarak Suriye sınırlarımız boyunca kurulmaya çalışılan terör koridoruna ilk vurduğumuz darbe olan Fırat Kalkanı Harekatı'nı da yine bir Ağustos günü başlattık. İnşallah bu ağustosta da tarihimizin zaferler halkasına bir yenisini daha ekleyeceğiz." dedi.

Evet, gördüğünüz gibi ağustos ayı gelmeden önce 3 "Heyyyytttt"lemesi geldi ve sonucun ne olacağı merakla bekleniyor. Erdoğan’ın da dediği gibi bin yıllık tarihimizdeki kardeşliğin pekişmesi için yine bombalama ve öldürme olayları ön plana çıkmış durumda. Ağustos ayı Erdoğan’a göre Türkiye için zaferlerle anılsa da dünyanın ağustos ayına baktığımızda hiç de öyle gözükmüyor. En iyisi bikaç örnek vereyim, ben üzerime düşeni yapayım, gerisini Erdoğan düşünsün:

2 Ağustos 1914: Almanya ile Osmanlı İmparatorluğu arasında ittifak antlaşması imzalandı.

4 Ağustos 1914: 1. Dünya Savaşı başladı.

6 Ağustos 1945: ABD, Hiroşima’ya atom bombası attı.

9 Ağustos 1945: ABD, Japonya'nın Nagazaki kentine atom bombası attı.

14 Ağustos 1974: İkinci Kıbrıs Barış Harekâtı başladı.

14 Ağustos 2001: Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) kuruldu.

15 Ağustos 1945: Hindistan bağımsızlığına kavuştu.

15 Ağustos 1947: Pakistan, Hindistan’dan ayrılarak bağımsızlığını ilan etti.

17 Ağustos 1988: Pakistan Devlet Başkanı Ziya Ül Hak suikast sonucu öldürüldü.

19 Ağustos 1919: Afganistan bağımsızlığını ilan etti.

19 Ağustos 1953: İran Başbakanı Musaddık darbeyle devrildi.

20 Ağustos 1968: Sovyet orduları Prag'a girdi.

28 Ağustos 1789: Fransız Devrimi’nde ‘İnsan ve Vatandaşlık Hakları Beyannamesi'nin ilanı.

25 Ağustos 1944, Paris’in işgalden kurtulması…

Umarım bu kadarı yeter, eğer "Heyyyytttt"çiler bu örneklerden yeteri kadar tatmin olmadılarsa google’a girip benim eksik bıraktıklarıma da bakabilirler.