Celal Başlangıç

Celal Başlangıç

AKP’lilerin ve gizli AKP’lilerin kimyasını bozan kadın

Canan Kaftancıoğlu’nun CHP İstanbul İl Başkanı seçilmesi sadece AKP’lileri değil, CHP’li görünen kripto AKP’lileri de, sahte solcuları da, ‘ulusolcuları’ da telaşa düşürdü

Büyük bir telaşa kapılmış "Saray tellalları". Buldukları her yalana, dolana sarılmışlar.

Başlıklar ayrı bir felaket. Partinin İstanbul örgütüne il başkanı seçilmemiş de sanki "Toros Canavarı" CHP’de iktidara gelmiş.

"CHP’ye darbeci, eylemci başkan"

"CHP İstanbul’a HDP’li başkan"

"Hem densiz, hem terör sevici!"

"Dersimli Kemal’e ‘Kobani’ci Canan"

Dedik ya, buldukları her yalana, dolana sarılmışlar diye…

"Saray tellalı" haysiyet celladı birinci sayfasının tepesine bir fotoğraf çekmiş.

Yüzü maskeli bir kadın yerden bir taş alıyor.

Taş tutan eline bir okla dikkat çekilmiş. Fotoğrafın üzerine de Canan Kaftancıoğlu’nun portresi iliştirilmiş. Altında da bir başlık var.

"Maskeli il başkanı"

Belli ki fotoğraf Gezi isyanı sırasında çekilmiş.

Yine apaçık belli ki o fotoğraftaki kadın Canan değil.

Bunu anlamak için gazeteci olmaya gerek yok, "Saray tellalı" bile bu fotoğraftaki kadının Canan olmadığını kolayca anlar. Ama mesele haysiyet cellatlığı…

Zaten eşi Naki Kaftancıoğlu da sosyal medyada bu fotoğrafı "Yakaladım seni" diye bir espri yaparak paylaşmış.

Canan da bir espriyle karşılık vermiş Naki Kaftancıoğlu’na:

"yakaladın ihbar etme bari:)"

Zaten o tarihlerde bu fotoğraf bir gazetede "Taşı olan öne gelsin, sapanlar için de taş toplayın!" başlığıyla yayınlanmış. Fotoğrafın yanına da "Maske bile gerçek yüzlerini örtemedi" başlığıyla paylaştığı notta Canan’ın adı bile geçmiyor.

"Saldırganlar yüzlerini örterek kimliklerini saklamaya çalıştı. Ancak, maske içlerindeki kini gizleyemedi! Bir grup da ‘Taşlılar öne gelsin. Sapan için taş kırın’ talimatlarıyla provokatörleri yönlendirdi."

Yayınlandığı tarihte fotoğrafla ilgili yazıda ne Canan var, ne Kaftancıoğlu…

Naki Kaftancıoğlu bu fotoğrafı, daha doğrusu bu gazete küpürünü 2 Mayıs 2013’te paylaşmış.

Gelelim bir başka yalana, ya da eksik bilgilendirme yoluyla atılan iftiraya.

Canan’ı CHP il başkanı seçtirmemek için sosyal medyadaki başka bir paylaşımı devreye sokuldu. Şöyle diyor twitinde:

"Mustafa Kemal’in askerleriyiz, gibi bir sloganı doğru bulmuyorum. Militer bir söylem olmasından öte, birey olmanın önüne geçen bir ifade. ++"

En Atatürk düşmanları bile Canan’ı bu twitiyle vurmaya çalışıyor. Oysa görüldüğü gibi bu paylaşımı iki artı işaretiyle bitiyor. Yani "devamı var" diyor. Ancak Canan’a, temsil ettiği anlayışa çamur atma gayreti içinde olanlar ısrarla gizliyorlar bu sosyal medya paylaşımının devamını. Çünkü hemen arkasından gelen twitte Canan, "Mustafa Kemal’in askerleriyiz" yerine "Mustafa Kemal’in yoldaşlarıyız" denilmesini öneriyor.

Bu mesajın tarihi de 14 Aralık 2012.

O tarihten sonra Canan CHP İstanbul İl Yönetimine girdi, belediye başkanlığına aday adayı oldu. Parti içi denge elverseydi Kadıköy’ün ya da Maltepe’nin başkanı olarak görecektik Canan’ı.

Peki, ne oldu da o günlerde ortaya çıkmayan bu görüntüler, bugün iktidar sözcülerinden "Saray tellallarına", Aydınlık’ından karanlığına, "ulusolcusundan" sahte solcusuna kadar herkes manşetine, ekranına düşüverdi.

İşte tam da zurnanın "zırt" dediği yer burası.

Hatta Canan’ın yarısı gizlenmiş twitleri servis edildi, hem de il başkanlığı için oy kullanma saati yaklaşırken, konuşması tamamen sansürlendi.

Bir başka ilginç nokta da Canan’ı karalamak için kullanılan bütün bu malzemelerin kaynağının ağırlıklı olarak "CHP’li görünen gizli AKP’liler" ve sahte solcular olması.

CHP’ye yakınlığıyla bilinen televizyon kanalları ve bunların internet siteleri de AKP’ye ihtiyacı olan bütün malzemeleri sundu. Onlar da dört elle sarıldılar.

Çünkü AKP sözcülerini telaşa düşürdü Canan’ın İstanbul il başkanı olması…

Kürt meselesinde CHP’yi AKP’ye yedeklemek isteyenleri telaşa düşürdü.

CHP’nin silik ve sinik muhalefetini etkinleştirecek gerçek bir sosyal demokrat partiye dönüşmesinden korkanları yerinden zıplattı Canan’ın seçilmesi.

Kendi Kürdüne, kendi soluna açık bir CHP’nin AKP’yi ne kadar korkuttuğunu gördünüz değil mi!

Belli ki savcılık da aynı telaşa düşmüş, Canan’ın yıllar önce sosyal medyada dönmüş mesajlarına "PKK ve DHKP-C propagandası yapmak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni ve kurumlarını aşağılamak, Cumhurbaşkanı’na hakaret suçlarından" soruşturma başlatmış alel acale.

Erdoğan bir daha seçilememe korkusu yaşıyor. Yüzde 50 artı 0.1 zor görünüyor. İlk turda seçimi kazanması kamuoyu anketlerine göre neredeyse imkansız.

Suçlarını örtmek için, hesabını vermemek için büyük bir korku toplumu inşa ettiler.

Bu korku toplumundan tek bir çivi sökebilecek herkesi "düşman" ilan ediyorlar, "terörist" diye yaftalayıp itibar cellatlığı yapıyorlar.

İstanbul’da, Ankara’da belediye başkanlığını kaybetmekten korkuyorlar. Yüzde 50’yi aşıp Erdoğan’ın "başkan" seçilememesi en büyük kabusları.

İl başkanlığını kazandığı an "AKP faşizmini yıkmak"tan söz eden Canan gibi cevval, sola, sosyalizme açık, Kürt sorununu bilen, Kürt düşmanlığı yapmayan bir kadının seçilmesi, AKP’lilerin ve "yerli işbirlikçileri"nin zaten sarsılmış olan kimyalarını hepten bozdu.

Canan’ın seçilmesi "AKP faşizmi"ne "ayağını denk al, geliyoruz" mesajıdır.

Ama aynı zamanda parti tabanının CHP üst yönetimini de "Artık sağcılıkta, muhafazakarlıkta ikbal arama. Kürtlerle yan yana durmaktan korkma" mesajıdır.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Celal Başlangıç Arşivi