Çetin Gürer
AKP’nin kaybetmesi yurt dışı seçmeninin oyuna neden bağlı?
Yurt dışında yaşayan seçmenler 7-19 Haziran arasında 60 ülkede beşinci kez sandık başına gidecek. Yurtdışı seçmenin, bu seçimlerde seçimlere katılım oranı ve vereceği tercih diğer seçimlerden farklı olarak seçim sonucunu etkileyebilecek güçte.
Bu etki gücüne geçmeden, yurt dışı seçmenlere dair bazı rakamları verelim.
24 Haziran seçimlerinde oy kullanacak kayıtlı seçmen sayısı 3 milyonu biraz geçti. Bu, toplam seçmen sayısının yüzde 5,1’ine tekabül eden bir sayı ve sonuçları değiştirebilecek bir oran.
Üç milyon seçmenin yüzde 75’i Almanya, Fransa, Hollanda, Belçika ve Avusturya’da yaşıyor ya da bu ülke konsolosluklarına kayıtlı ve bu ülkelerde seçimlere katılım oranı 2016’da yüzde 41-45 arasında gerçekleştir. En çok seçmenin yaşadığı ülke, 1,5 milyona yaklaşan sayısı ile Almanya.
91 bin yeni yurt dışı seçmen, bu seçimler için kaydını yaptırdı veya ilk kez oy kullanacak.
2014’ten bu yana seçimlere katılım oranları kademeli olarak artış gösteriyor. 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılım yüzde 8,3 iken 2016 referandumuna katılım oranı yüzde 45’e ulaştı.
Son dört seçimde yurt dışı sandığından AKP sürekli birinci parti olarak çıkmış olmasına rağmen, bu yurt dışı seçmeninin genel olarak AKP ve Erdoğan’ı desteklediği manasına gelmiyor. Zira sandığa gitmeyen yüzde 60’a yakın bir kesim var.
AKP ve Erdoğan tüm devlet olanaklarına, yurt dışına gönderdiği paralara, maaşlı yurt dışı kadrolarına rağmen seçmenlerin büyük bir çoğunluğunu kazanabilmiş değil. Tersine sandığa gitmeyen seçmenlerin çoğunluğu AKP ve Erdoğan karşıtı bireylerden oluşuyor. AKP’nin başarısı sadece yurt dışında iyi organize olmasıyla alakalı.
Yurt dışında siyaset yapan Türkiye muhalif güçleri, sandığa gitmeyen bu kesime ulaşmayı başarır, mobilize edebilir ve başarılı organizasyonlar yapabilirse AKP’ye tarihinin en anlamlı yenilgisini yaşatabilir.
Özellikle sandığa gitmeyen Aleviler ve gençlere ulaşıp, sahip oldukları oy gücünün önem ve derecesi iyi anlatılırsa başarı kaçınılmaz hale gelir.
Erdoğan ve AKP iktidarı karşısında rahat bir nefes almak isteyen, yurt dışında yaşayan siyasi parti veya dünya görüşü fark etmeksizin tüm muhalif kesimin bu seçimlerde istisnasız HDP’ye ve CB adayı Demirtaş’a oy vermesi bu açıdan önemli.
Çünkü yeni seçim yasası ve ittifak uygulaması nedeniyle HDP dışında hiçbir parti mevcut gidişatı değiştirecek matematiksel güç ve öneme sahip değil. Bu sadece, HDP’nin barajı güçlü biçimde geçmesine bağlı.
Şöyle ki yurt dışı, bir seçim bölgesi sayılmadığı için burada verilen oylar Türkiye seçim çevrelerine oransal olarak dağıtılmaktadır. Yani siz hangi partiye/ittifaka oy verirseniz verin, verdiğiniz geçerli oylar Türkiye’deki seçim bölgelerine oransal olarak aktarılıp oradaki geçerli oylarla birleştiriliyor. Siyasi partiler ise yurt dışı oy oranları kadar, bir seçim bölgesindeki oylarını elde etmiş oluyor.
Bu basit matematiksel nedenden dolayı yurt dışındaki tüm muhalif oyların sadece HDP’ye gitmesi durumunda bu oyların AKP ve Erdoğan iktidarı karşısında anlamlı bir gücü olabiliyor.
CHP’ye ya da Millet İttifakı'na verilecek oylar, a) bu ittifakın baraj sorunu olmadığından b) bu ittifaka yansıyacak yurt dışı oy oranı en çok yüzde 5 bile olsa AKP iktidarını geriletmeye yetmeyeceği için hiçbir işe yaramayacak.
HDP’nin hem baraj altında kalması hem de barajı kıl payı geçmesi durumunda CHP’nin oy oranının yüzde 25’ten 28 ya da 30’a çıkması bile, AKP’ye karşı bir başarı getirmeyecek.
Bu durumda Türkiye muhalefeti, CHP’si, Saadeti ve İYİ Partisi istediği kadar uğraşsın ne parlamentoda ne de Cumhurbaşkanlığı seçimleri ikinci turunda Erdoğan’ı alaşağı etme gücüne erişemeyecek.
Bu güce ulaşmanın kilidi de anahtarı da HDP’nin hem Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde hem de parlamento seçimlerinde yüzde 15’lere varan oy oranına ulaşmasıyla mümkün. Bunun imkanı ise AKP dışında kalan tüm yurt dışı seçmenin, istisnasız HDP’yi ve Demirtaş’ı desteklemesine bağlı. Çünkü HDP’ye verilecek oylar, Türkiye’deki her seçim bölgesinde HDP’nin genel oy ortalamasını yükseltecek ve barajın altına AKP’yi çekecek ve üstüne ise tüm demokrasi güçlerini ve muhalif güçleri taşımış olacak.