Artık benim gibi senin de pasaportun yok Süleyman Soylu...

2 gündür aklıma geldikçe gülüyorum, ABD’den KHK’lı bir Süleyman Soylu’yu canlandırıyorum gözümün önünde, babamın kitabını okuyormuş gibi, olup olmadık yerde kahkahayı basıyorum

ABD başta Trump olmak üzere kalem kalem Türkiye’ye yaptırımlarını açıklarken Hazine Bakanlığı Türkiye’den 2 bakanlık ve 3 bakanla ilgili yaptırım kararı aldığını açıkladı. Bu kararı Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine düzenlediği askeri harekât nedeniyle aldı. Anlayacağınız İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Numan Kurtulmuş’a karşı yenildi ve ABD de Kurtulmuş gibi bu işin bir açık savaş olduğunu açıkladı. ABD Hazine Bakanı Steve Mnuchin yaptığı açıklamada "ABD, Türk hükümetini Türk güçlerinin şiddeti tırmandırmasından, masum sivilleri tehlikeye atmasından ve bölgeyi istikrarsızlaştırmasından sorumlu tutuyor. Bu bakanlık ve yetkililerin belirlenmesi Türk hükümetinin bölgenin barış, güvenlik ve istikrarını daha da bozan eylemlerinin bir sonucudur. Gerektiğinde Türkiye Hükümeti yetkililerine ve kurumlarına ek yaptırımlar uygulamaya hazırız" dedi.

Bildiğiniz gibi KHK’lı olmamama ve yargılandığım Özgür Gündem davasından beraat etmeme karşın hâlâ bana pasaport vermiyor konsolosluk. E devlet numaramı da vermediği için hakkımda başka dava olup olmadığını da bilmiyorum. Emniyet Genel Müdürlüğü sayfasında yazılan Süleyman Soylu’nun bana açtırdığı bir soruşturma var, onu biliyorum ama davaya dönüşüp dönüşmediğini de bilmiyorum. Bir yazımda kendisinden bahsetmememe karşın üstüne alınıp bana yanıt vermiş ama çok da kızmıştı, soruşturma açtırırken sinirden köpürmüş olabilir, öyle yanıt vermişti.

Yaptırım tabii ki sadece Süleyman Soylu’ya değil, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’la Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’e de. Ordu’nun gelebilinecek en üst seviyesine gel ama Erdoğan yüzünden bu duruma gel, torunlarına bunu nasıl anlatır bilemem ama Suriye’ye gönderilen askerlerin İslam’a doğru gittiklerini söylediklerini biliyorum.

Neyse, derdim zaten o 2 bakan değil, bana pasaport verilmesini önleyen Süleyman Soylu. Esasında dert de etmiyorum, Fransız oturumum olduğundan Avrupa Birliği içerisinde istediğim gibi seyahat edebiliyorum, vize gereken ülkelerle de zaten fazla işim yok.

Ama Süleyman Soylu benim gibi değil, o koskoca bir bakan, bırakın halkı, onu duyunca polisler, hatta valiler bile titriyor, onun öyle bir pasaportu var ki, yeşil pasaportlular bile kıskanma kuyruğuna girmiş durumdalar. Ama yetmiyor, maalesef bu gibi durumlarda Erdoğan’ın torpili de işe yaramıyor, o muhteşem pasaportunla akşamları baş başa kalırsın ama ABD’de olası ve önemli bir toplantıya gidemezsin.

Evet Süleyman Soylu, sana nasıl bir psikoloji olduğunu anlatayım mı, kimileyin zor, kimileyin de Aziz Nesin’in kitabından çıkmış Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz’daki Yaşar gibi komik. Koskoca TC’nin verdiği pasaport elinde, öz hakiki üst düzey olman hasebiyle vize derdin yok ama oradan, yani Amerika’dan bir parmak sana doğru uzanmış ve "We Don’t Need You Soylu" diye sesleniyor.

Az daha atlıyordum ya, ABD’nin bu kararı Süleyman Soylu için aldığı ilk karar da değil, daha önce de papaz Andrew Brunson’un ‘haksız tutukluğu’ndan dolayı alınmıştı yaptırım kararı Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu için.

2 gündür aklıma geldikçe gülüyorum, ABD’den KHK’lı bir Süleyman Soylu’yu canlandırıyorum gözümün önünde, babamın kitabını okuyormuş gibi, olup olmadık yerde kahkahayı basıyorum. Bişey değil ABD’ye devamsızlıktan sınıfta kalacak Soylu ama artık sınıfta kalmak da kalktı değil mi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ahmet Nesin Arşivi