İşxan Miroyev
Avrupa’nın ABD konusunda gözleri ne zaman açılacak?
20 Şubat 2019'da Rusya Başkanı Vladimir Putin, 15'inci kez yılık federal meclis konuşmasını yaptı. Devlet başkanı konuşmasında geçen yıllın sonuçları hakkında bilgi verdi, bu ve gelecek sene planları hakkında konuştu ve birçok talimat verdi. Rusya başkanı konuşmasında ülkesine karşı oluşan tehlikelere ilişkin verecekleri tepki hakkında yaptığı açıkça sert konuşmasıyla NATO’yu tedirgin etti. NATO’nun resmî temsilcisinin yardımcısı Piers Cazalet, Vladimir Putin'in Meclis konuşmasına ilişkin değerlendirmesinde "Başkan Vladimir Putin'in 20 Şubat'ta yaptığı konuşmasını dikkate aldık. Rusya’nın müttefiklere karşı yaptığı tehditler kabul edilemez" dedi.
Peki ABD ve Avrupa, Rusya’dan nasıl bir tepki bekliyordu? Halen de bugünün Rusya’sının XX. yüzyılın 90'lı yıllarındaki Rusya olmadığını ve çok farklı mantaliteye sahip ülkeler oldukları gerçeğini anlamıyorlar mı? Eskiden kendine güvenmeyen bir ülke çoktan kendine ve gücüne güvenen bir ülkeye dönüşmüş. Batıyla karşıtlığın kaçınılmaz olduğunu anlayan bir Rusya var ve ona göre kendi politikasını oluşturan bir Rusya var. Sadece Avrupa’ya karşı değil herhangi bir dış müdahaleye karşı politik çizgisini oluşturmuş bulunmakta. Batı, Rusya’yı dünyadaki tüm sorunlardan sorumlu tutarak kendisi Moskova’yı cevap vermeye ve karşıt koymaya provoke ediyor. Rusya ise sadece savunma pozisyonundadır. Rusya kendi tavrını belirtmek için Brüksel’e füze göndermiyor ve açıkça diyalog, eşitlik ve ortaklıktan yana oluğunu dile getiriyor. Aksi takdirde gereken cevabı verebilecek durumda.
Kısa zaman önce NATO ve ABD kendi üstünlükleri konusunda emindiler ta ki Putin konuşana kadar, sonrasında tedirginleştiler ve askerî bir karşı koymayla karşılaşabileceklerini anladılar. Peki gerçekten de sadece fırlatma merkezlerinin hedef alınacağını mı düşünüyorlardı? Halbuki önemli olan komuta merkezini yok etmektir ki bunun için Rusya’nın yeterli imkânları var. Putin’in konuşması da böyle bir anlam taşıyordu. Putin konuşmasında "Rusya sadece tehdit gelen bölgeleri hedef almak için silahlarını kullanmayacak aynı zamanda Rusya’ya karşı füze sistemlerini kullanma kararını alan merkezleri hedef almak için de kullanacak" dedi.
Rusya maskesini çıkartarak açık bir şekilde kendine karşı gelebilecek herhangi bir tehdide cevap verileceği konusunda tehditte bulundu. Böyle bir cevap vermek için eskiden de Rusya’nın silahları yeterli idi ama şimdi "Sarmat" ve "Poseydon" füzeleri üretildikten sonra ABD’nin global saldırı konsepti boşa çıkmış oldu.
Şimdi kimse denizaltı insansız nükleer silahı taşıyan geminin çalışmasını kendi üzerinde denenmesini istemez.
Avrupa ya Rusya’yla işbirliğine dayanan barış ve güvenliği seçecek ya da saldırı füzelerinin hedefi olmayı seçecek. Hangisini seçecek? ABD’ye bağımlı konumunun gerçeğini anlamada geç kalmış olursa o zaman belki de Rusya’yla yeni işbirliği oluşturmak için de geç kalmış olabilir.