Ahmet Nesin
Bağdadi’den sonra Esad Türkiye’den güvenli bölge isterse!..
Recep Tamam Erdoğan dün gece 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kabul töreninde yaptığı konuşmada "Terör örgütleri arkalarındaki devasa desteğe rağmen ülkemizde başarılı olamıyorsa milletimizin işte bu dirayetli ve kararlı duruşu sayesindedir. Türkiye kendi milli güvenliği söz konusu olduğunda kimseden icazet almadan istediğini yapabileceğini göstermiştir. Barış Pınarı için bizi arayan liderlerden neredeyse hiçbiri kayıplarımız ve yaralılarımız konusunda üzüntü beyan etmemiştir." dedi.
Bu konuşma bikaç açıdan çok önemli, siyaseti biraz bilen, azıcık da duyarlı olan bir insan bu konuşmayı yapmadan önce oturur, düşünür ve nedenlerini bulmaya çalışır. Nedenlerini bulmaya çalışırken sadece kendinizin haklı olduğu taraftan bakarsanız, ömür boyu haksızlığa müebbet mahkûm olursunuz.
Birincisi, bu savaşı Suriye’de teröristler var diyerek çıkartan ülke sizsiniz. Evet, karşı tarafta IŞİD diye çok ciddi bir terör örgütü var, ÖSO diye içi karmakarışık bir terör örgütü var. Ve orada bilhassa IŞİD’e karşı mücadele etmiş, savaşmış ve kazanmış bir PYD var. Kim bu PYD, Salih Müslim eş başkanken Ankara’da sizin de görüştüğünüz bir örgüt. PYD size göre ne zaman terörist bir örgüt oldu, IŞİD’e karşı savaştığında ve sonucunda yendiğinde birden Ankara’ya göre terör örgütü oldu. O da yetmedi, PYD’yle savaşırken ÖSO denilen cihatçı çapulcuları da yanınıza alıp bir de Esad’ın milli yapmadığı ruh hastalarından oluşan grubu Milli Ordu ilan ettiniz. Suriye’nin Milli’si de size kaldı anlayacağınız.
İkinci olarak, Esad Suriye’nin belli bölgelerinde PYD’yle anlaşmışken, oralarda Kürtler ve diğer etnisite grupları beraber yönetiyorken siz Ankara’dan olmazlandınız. Bunu ne zaman yaptınız, Suriye’de yapılacak yeni anayasa için başta Rusya, İran, Amerika, Avrupa’nın da dediği gibi işin içinde Kürtlerin de olması gerektiği söylenmeye başlayınca ve kabul görmüşken. Siz Suriye anayasasında Kürtlerin olmaması gerektiğini savundunuz, hangi hakla bilemeyeceğim ama aynen de böyle yaptınız.
Üçüncü olarak, siz başka bir ülkenin topraklarında, orada insanların tapuları ve evleri varken ayrı bir küçük de olsa ülke yaratma girişiminden bahsetmeye başladınız. 30 km içeri, enlemesine de 444 km benim istediğim gibi olsun dediniz. İşte bence buna biraz siyasi şımarıklık diyebiliriz.
Dördüncüsünü önceki gün yaşadık, Türkiye sınırına 5 km mesafede IŞİD’in lideri Ebubekir El Bağdadi öldürüldü. Nasılını yazdım ve açıklandı da ama en önemlisi bu son saate kadar Türkiye’den, yani sizden gizlenerek yapıldı. ABD bu önemli olay için Adana İncirlik Hava Üssü’nü kullanmadı ve Erbil’den kaldırdı helikopterlerini. Bunun için son anda izin aldı sizden, son ana kadar haberiniz olmadı.
Bütün dünyaya kükrüyorsunuz, Bağdadi’nin öldürdüğü bölge sizin konuşlanmak için avaz avaz bağırdığınız ve bu izni de aldığınız bölge. Sadece siz kükreseniz neyse, MİT başkanı Hakan Fidan da kükrüyor ama 5 km ilerisini göremiyor, oradaki telefon konuşmalarını alamıyor Fidan, alıcılar kapalı. Oysa PYD yer tespitini 2 telefon konuşmasına dayanarak yapıyor ve bunu açıklıyor da. Aynı MİT başkanı değil miydi, Suriye’ye 4 adam gönderip de Türkiye’ye bomba attırabileceğini söyleyen. İşte ben son dönemde Suriye’den gelen bombaları merak ediyorum şimdi, savaşı hızlandırmak için mi yaptı acaba Hakan Fidan. Benim suçum yok, şüphelenmemi kendisi sağladı.
Birisi daha var kükreyen ama Bağdadi öldürüldüğünden beri kaçacak delik mi arıyor anlayamadım, çıtı çıkmıyor bu konuda içişleri bakanı Süleyman Soylu’nun.
Kimse Türkiye’ye başsağlığı dilememiş, sizin asker dedikleriniz ÖSO’cu Cihatçılar ve dünyadan başsağlığı bekliyorsunuz, daha çok beklersiniz.
Elbette her şeyden habersiz emirle gitmek zorunda kalan askerlere hepimiz üzüldük ama onlar sizin siyasetiniz dolayısıyla yaşamlarını yitirdiler. Birisi de KHK’yla attığınız, vatan haini ilan edip aylarca hapsettiğiniz bir gençti. Bu insanlardan kaç kişi gönderdiniz, o bile şüpheye yol açtı.
Gelelim sadede ve sonuca. Bağdadi’nin öldürülmesinden sonra, öldürüldüğü yer itibariyle Esad "Türkiye sınırımızda ve içeride IŞİD teröristleri var ve onlardan bir ülke yaratılmaya çalışılıyor, bu bizim iç güvenliğimizi tehlikeye sokar, o yüzden ben Türkiye sınırında, içeri 40 km ve enlemesine 450 km güvenli bölge istiyorum" derse, ne cevap vereceksiniz. Sizi tolere eden bu dünya Esad’ı da tolere eder ve adamların elinde Bağdadi olayı var, sağ yakalanan 2 kişi var ve Türkiye’de Bağdadi’nin 8 Emiri’nin olduğu söyleniyor. Bugünlerde bir de Putin konuşursa, elinde olduğunu söylediği belgeleri açıklarsa işiniz daha da zorlaşacak gibi gözüküyor.
Son harita şöyle olur herhalde: Türkiye, yanında Suriye’nin güvenli bölgesi, onun yanında Türkiye’nin güvenli bölgesi ve sonunda Suriye. Sizin siyasetiniz sonucu bu, fıkra gibi değil mi?