Bağış kampanyasında sadece yüzde on mu yatırıldı yani?

Depremden sonra ekranlardaki bağış kampanyasında 115 milyar lira toplandığı açıklanmıştı. Bugün toplanan paranın 74 milyar olduğunu öğrendik. Kamu birimlerinin vaatleri ve yatırdıkları 70 milyar TL ise özel kurumlar sadece 4 milyar TL mi yatırdı yani?

Büyük deprem felaketinden on gün sonra, 16 Şubat akşamı ekranlarda “Türkiye Tek Yürek” isimli bir bağış kampanyası yapıldı, detaylarına girmiyorum, herkesin malumu.

Çok eksikleri olan ama en genel hatlarıyla iyi niyetli bir kampanya.

Hemen ertesi gün kampanyada 115 milyar TL toplandığına ilişkin haberler çıktı basında ama bu haberler yanlıştı.

Doğrusu ise kampanyada kamu ve özel birimlerin AFAD hesaplarına 115 milyar TL para yatırma vaadi yaptıkları idi.

Söz konusu toplam 115 milyar depremzedelere bağış vaadinin 70 milyar TL’lik bölümünün Merkez Bankası'nın ve kamu bankalarının bağış vaatleri olduğu biliniyor, bu kurum ve kuruluşların vaatlerini yerine getirmeyeceği düşünülemeyeceğine göre bu paranın detaylarına hakim olmamakla birlikte AFAD hesaplarına yattığını varsayıyoruz.

Büyüklükleri yuvarlayarak veriyorum, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın yaptığı açıklamadan dün (16 Mart) itibariyle 74 milyar TL’nin AFAD hesaplarına yattığını öğrendik.

Vaadini yerine getirmeyenlerin kimler olduğunu bilmiyoruz ama ben yine Merkez Bankası ve kamu bankalarının vaatlerini ilgili hesaplara yatırdığını varsayacağım.

Bu varsayımım çevresinde hesaplara yatan 74 milyar TL’nin 70 milyar TL’lik bölümü kamu birimleri olunca özel kişi, kurumlar ve şirketlerin yatırdıkları paranın 4 milyar mertebesinde olduğu anlaşılıyor.

Toplam vaatler 115 milyar, kamu birimlerinin vaatleri ve yatırdıkları 70 milyar TL ise ortaya çıkan sonuç biraz can sıkıcı.

Başka bir ifade ile özel kesimin toplam vaadi olan 45 milyar TL’nin (115 eksi 70) sadece 4 milyar TL’si mi yatırıldı yani?

Geçerken şunu da hatırlatalım, bu tür vaatlerin hukuki anlamda hiçbir bağlayıcılığı yok.

O kampanya gecesi şahıslar, şirket temsilcileri göz atabildiğim kadarıyla telefonla bağlanıp bağış vaadinde bulunurken bir hayli de kendi reklamlarını yaptılar, ekranlardan kendilerinin, şirketlerinin isimlerini geçirdiler, üstelik çok değerli bir alan, depremzedelere yardım konusunda.

Dün itibariyle özel vaatlerin sadece yüzde onu yatırıldı ise, aradan bir aydan fazla zaman geçti, aynı ekranlardan vaatlerini yerine getirmeyenlerin isimlerinin tek tek duyurulması gerekiyor demektir.

Peki bu durum neden böyle oldu?

Çeşitli nedenleri var.

Muhtemelen insan kumaş yapımızda bir sorun var, toplumsal anlamda belki de söz verip yerine getirmemenin bir kesimimiz için bir karşılığı yok.

Bu tür bağış kampanyalarında hatta vergi sistemimizde toplanan paranın kuruş kuruşuna nereye harcandığını çok net bir biçimde göremediğimiz için vatandaşlar hem bağış yaparken, hem vergi öderken muazzam bir gönüllülük içinde olamıyorlar.

Vatandaşlarda genel anlamda kurumlara azımsanmayacak bir güvensizlik de var, bu kurumlara güvensizlik de bu tür kampanyalarda, vergi ödeme süreçlerinde sorunlar yaratıyor.

Vatandaşlara da çok haksızlık yapmayalım, belki de haklıdırlar, kurum dediğimiz yapıların aslında kurum olmayabileceklerini aklımızın bir yerinde tutalım.

Benzer bir kampanyayı seneler önce bir Fransız televizyonunda seyretmiş idim, bir kas hastalığı için araştırma parası toplanıyordu, her sene yapılıyormuş bu kampanya; ekranlarda kampanya söz konusu araştırma kampanyasının parasının gittiği bir araştırma laboratuvarının başındaki tıp profesörünün bir sunumu ile başlamıştı, ve hoca geçen sene toplanan paranın kuruş kuruşuna nereye harcandığını anlattı, hesabını verdi önce.

Bakalım AFAD makul bir süre sonra kendisine gelen bağış paralarının dökümünü ve harcandığı yerlerin hesabını kuruşuna kadar nasıl verecek?

Bir yolsuzluk kastetmiyorum, bizde böyle bir kültür pek yok çünkü.

Umarım bu işi çok düzgün yaparlar.


Eser Karakaş: Kadıköy Saint Joseph lisesi muzunu. 1978’de Boğaziçi Üniversitesi İİBF’den mezun oldu. Doktorasını 1985 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde yaptı. 1996’dan itibaren İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümü’nde profesör olarak ders verdi. Bahçeşehir Üniversitesi İİBF’de Dekanlık yaptı. 2016 yılında 675 sayılı KHK ile ihraç edildi. 2008 yılından itibaren Strasbourg Üniversitesi Science Po’da misafir öğretim görevlisi olarak bulunuyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Eser Karakaş Arşivi