Candan Yıldız
Berfin’den ses var ama…
Berfin nerede?
Kadınlar günlerdir bu soruyu soruyor… "Nu una menos" yani "Bir kadın bile eksilmeyeceğiz" demek için soruyor.
Berfin’den şimdilik haber var… Ama bu olayın vahametini ortadan kaldırmıyor.
Önce olayı hatırlayalım…
Üniversiteye hazırlanan bu genç kadın herkesin gözü önünde, annesi ve kuzeni ile Derik Devlet Hastanesi’nden dönerken 28 Mart’ta kaçırılıyor. Yolda yürürken önleri beyaz renkli Hundai marka bir araç tarafından kesiliyor. Araçtan inen yüzü maskeli 4 kişi havaya ateş açarak Berfin’i zorla arabaya bindiriyor; "anne beni bırakma" çığlıkları arasında… Anne ise darp ediliyor. Adli tıp raporları da darp edildiğini doğruluyor.
Berfin’i kaçıran kişilerden biri, Mehmet Şerif Temelli…
Güvenlikçi politikaların bir devamı olarak devreye sokulan mahalle ve çarşı bekçisi olarak işe alınan, korucu bir ailenin oğlu.
Koruculuk sisteminin yer yer para militer güce dönüştüğünü deneyimleyen bölge halkı, güç ve silahın gölgesinde olaylara yeterince ses çıkaramıyor. Sadece Mardin Şahmaran Kadın Platformu olayın peşini bırakmıyor.
Mehmet Şerif Temelli’nin Diyarbakır’da yakalandığı bilgisi veriliyor. Ama bu resmi kanallardan verilen bir bilgi değil.
28 Mart’tan bu yana kızlarının akıbetini ısrarla soran aile savcılığa başvuruyor. Genç kadına yönelik aile baskısının bir sonucu mu soruları akla gelse de aile ile iki kez görüşen, Mardin Şahmaran Kadın Platformu’nun aktardıkları baskı olduğu kanısını güçlendirmiyor.
"Yaşanan olayı anlattılar bize. Son 6 aydır zaten Şerif Temelli sürekli tehditlerde bulunuyormuş. Tehditlere rağmen aile hiç bir yere başvuruda falan bulunmamış. Şerif Temelli'nin aile olarak zaten 40 yıldır korucu olduklarını ve devlet ile güçlü bağları olduklarını aktardılar. Ama bizim her türlü destek önerilerimizi aile kibar bir dil ile geri çevirdi. Bizim tahminimiz bu olayı karşı aile ile görüşerek kendi aralarında çözmek gibi bir niyetleri var. Bizim aile ile görüşmelerimizdeki izlenimiz bu oldu."
"Berfin Nerede" sorusu ile başlatılan sosyal medya eyleminin yarattığı kamuoyunu etkisi ile kritik bir gelişme yaşandı.
Kadın dayanışmasının etkisi ile Berfin, platformdan kadınlarla iletişime geçiyor. İyi olduğunu beyan ediyor. Platformdan bir heyet bugün-yarın Berfin’le görüşecek. Annenin darp edilmesi, ilçede yaşayan kadınlara korku salınması ve Berfin’in silah tehdidi altında kaçırılması ortada dururken, birinci ağızdan beyanlar dinlenildikten sonra açıklama yapılacağını öğreniyorum.
Ancak sorulacak çok soru var.
Berfin’in maruz kaldığı şiddet "rıza" olsa bile göz ardı edilebilir mi?
İçişleri Bakanlığı personeli bu güvenlik görevlisi hakkında idari ve adli soruşturma başlatılacak mı?
Berfin’den günlerce haber alınamamasıyla ilgili yetkililer bir açıklama yapmayacak mı?
Berfin’in annesinin maruz kaldığı şiddet ile güvenlik görevlisinin devlet gücüne güvenmesi arasında bir ilişki yok mu?
Kamusal alandaki baskılar ile kadınlara yönelik bu tür şiddet biçimleri arasında bir ilişki var mı?
Berfin ne mutlu ki yaşıyor…
Ama bu soruların yanıtlanması zorunluluğunu ortadan kaldırmıyor.
Zira bu sorulara verilecek yanıtlar, kadınlara yönelik şiddetin kamu eliyle engellenmesindeki niyeti bir kez daha açık edecek. Berfin ilk değil Mardin’de…
Diğer vakaları da hatırlatalım.
Mardin’de Özel Harekat polisinin sanık olarak yargılandığı tecavüz davasını hatırlamak gerekiyor. Savcılığın 12 yıl hapis cezası istediği davada sanık beraat etti.
Mardin-Midyat’ta da bir dikiş atölyesinde çalışan 17 yaşındaki kız çocuğunun tecavüze uğradığı iddiası araştırılamıyor bile. 17 yaşındaki kız çocuğunun Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü bünyesine alındığı daha sonra yeniden aileye verildiği duyumları da hala teyit edilemedi.
Tecavüz edenin ailesiyle kız çocuğunun ailesinin uzlaştığı yönünde duyumlar var. Tecavüze uğrayan bir çocuk hem sistem hem de aileler tarafından bir kez daha yaralanıyor. Büyük ihtimalle tecavüz eden erkekle evlendirilecek.
Güvenlikçi siyasetin kadınları korumadığını gösteren bu vakalar artıkça erkeklerin cesaretinin daha da artacağı aşikar.