Candan Yıldız

Candan Yıldız

Biat etmeyen akademi üretir: 'KODA’nın İlk Uzun Yılı'

Kocaeli Dayanışma Akademisi (KODA)’nın ilk uzun yılının hikayesini anlatan kitap bir öz tarih denemesi… İçinde 'dayanışma güzelleştirir' sözünü teyit eden deneyimler de yer alıyor

Elindeki simgesel taşla belleğimde yer edinen entelektüel Edward Said, "Entelektüel/Sürgün, Marjinal, Yabancı" kitabında entelektüel müdahalenin yapılış tarzına ilişkin şöyle der: "Entelektüel bir dağa ya da kürsüye tırmanıp yücelerden atıp tutmaz. Tabii ki söyleyeceklerinizi en iyi nereden duyurulacaksa oradan söylemek istersiniz; ayrıca söylediklerinizi süregelen, fiili bir süreci, sözgelimi barış ve adalet davasını etkileyecek bir biçimde temsil etmek istersiniz. Evet, yalnız başına konuşur entelektüel, ama ancak kendisini bir hareketin gerçekliğiyle , bir halkın özlemleriyle, müşterek bir idealin peşinde ortak olarak koşanlarla birleştiğinde yankı bulur sesi."

Barış idealinin yakın olduğuna ilişkin inanç zirvesinden tepe taklak düşüldüğü vakitlerde, akademiden binlerce entelektüel, barış idealinin peşinden koşanlar arasında ses verdi barışa, sesi yankı bulsun diye… Yankısını buldu bu yüzden çok ürküttü bir yerleri. Devlet/hükümet, "çoraklaştırılmış" üniversite tercihine su taşırcasına, "Bu Suça Ortak Olmayacağız" bildirisine imza atan akademisyenleri, onlarca yıllık bilimsel /akademik birikimlerinin mekanı üniversitelerinden, öğrencilerinden koparttı. Yetmedi haklarında davalar açtı. İntikam yemini edilmişti bir kere…

Geriye ne mi kaldı? Geriye, "Dilovası’ndaki sanayiye bağlı hava kirliliğinin sağlık ve çevre üzerine yarattığı tehdidi gösteren araştırmalarının sonuçlarını kamuoyu ile paylaşarak görünür kılan" Prof. Onur Hamzaoğlu’nun ders vermediği bir üniversite kaldı.

Geriye ne mi kaldı? Geriye Kocaeli Tıp Fakültesi Hastanesi’nde "Romatoloji ve Çocuk Romatolojisi kliniklerini kuran hekim Zelal Ekinci’den mahrum olan yeni hekim adayları kaldı.

Geriye ne mi kaldı? Geriye, "Kocaeli Üniversitesi Cinsel Dokunulmazlığı Koruma Yönergesi" hazırlayanlardan  Aynur Özuğurlu, Derya Keskin gibi hocalardan güç alamayacak kadın ve LGBTİ öğrenciler kaldı.

Kocaeli Üniversitesi özelinde bu liste uzar gider. Peki bu bilgiler nereden? Bu bilgiler, barış bildirisine imza atan hocaların iktidar tarafından "cezalandırılması"nın ardından kurulan Kocaeli Dayanışma Akademisi’nin ,  geçmişi "Nasıl Bir Üniversite" grubuna dayandığını anlatan,  hocaların kampüs içi ve dışı kapladıkları alanı samimi olarak tarif eden, 2016-2017 dönemi seminerlerindeki sunumları içeren ve en önemlisi tarihe not düşen "Kocaeli Dayanışma Akademisi’nin İlk Uzun Yılı" kitabından.

Kitabın "Önsözü"nü kaleme alan akademisyenlerden Güven Bakırezer ile Hakan Koçak, kapitalizmin devam ettiği toplumlarda, belki de kapitalizm sonrası toplumlarda da sorulmaya devam edecek sorularla kitabın meramını anlatıyor: "Özellikle olağanüstü siyasi koşullarda, sorumlu entelektüellik, namuslu bilim insanlığı, haysiyetli akademisyenlik mücadele etmeden korunabilir mi?"  Kitap bu sorunun bir yanıtı aslında. Neden olamayacağını pratiksel cevabı…

Kocaeli Dayanışma Akademisi (KODA)’nın ilk uzun yılının hikayesini anlatan kitap bir öz tarih denemesi… İçinde öğrencilerle, Kocaelililerle, işçilerle buluşma seminerlerinin sunum metinlerinin yanı sıra, "dayanışma güzelleştirir" sözünü teyit eden deneyimler de yer alıyor. Kocaman bir hafıza içeren kitap, yazarlarının deyimiyle "sıra dışı bir süreçte" sıra dışı eylemelerin arşivini içeriyor. Sıra dışı dönemin tanığı, maruz kalınanı olan akademisyenlerin duygularını taşıyor. Bir dönem anlatısında öznellikler/duygular es geçilmiyor.

"Genetik, Kanser ve Faşizm" makalesinin yazarı Prof. Cengiz Erçin’in "… Başlangıçta asla şeytani olmayan sıradan küçük hücrelerin kontrolsüz çoğalmasını güruhlaştırma, vücudun diğer bölümlerine saldırmalarını linç girişimi, ve bu ateşin tüm vücuda metastaz yapmasını iktidara gelmiş faşizm olarak niteleyemez miyiz?" cümlelerini okurken "tedavisi yok mu bu faşizmin" sorusu düşüyor aklıma. KODA bir iyileşme aynı zamanda.

Akademi - toplum ilişkisini savunan hocaların aşınmayan ahlak ve disiplininin ürünü olan kitabı alın, okuyun, okutun. Kitabı, Eğitim-Sen şubelerinde bulabilmek mümkün. Kolektif bir ürün olarak çıkan kitapta keşke o seminerlere katılan, sunumları dinleyen, tartışan, soru soran, eleştiren, öğrenciler, kadınlar, işçiler de yer alsaydı. Zira KODA, kampüsün hem içinde hem dışında…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Candan Yıldız Arşivi