Hangisinden yada hangi olaydan (Daha doğrusu cinayetten) başlayayım bilemedim bu yerli ve milli 4 kişiyi anlatmak için. Emekli Korgeneral Engin Alan, emekli Albay Korkut Eken, organize suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı ve eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar Bodrum'da biraraya gelmişler ve bir de birlikte fotoğraf çektirip, sosyal medyadan yaymışlar.
Korkut Eken özel harp dairesinde (derin devlet) çalıştı, sonra MİT'e girdi, oradan ayrıldı ve polis özel harekat (PÖH) timinde kuruluş ve eğitiminde görev yaptı. Susurluk skandalında yargılandı, mahkum oldu ve bir süre hapis yattı.
Engin Alan Türk özel kuvvetler komutanlığında (Derin devlet) bulundu. Hem Balyoz hem de 28 Şubat davalarından tutuklandı. 18 yıla mahkum oldu ve cezasını Yargıtay onayladı. Aynı yargıtay onanmış cezasına Anayasa Mahkemesi kararı nedeniyle tahliye kararı verdi.
Mehmet Ağar eski emniyet müdürü. Erzurum valisi iken Bahçelievler katliamı sanığı Haluk Kırcı'nın nikah şahitliğini yaptı. 1993 yılında bir açıklamasında "Hizbullah devlet aleyhine eylemlerden kaçınmaktadır. Örgüt üyelerini yakalamak fayda sağlamaz" dedi. Uluslararası uyuşturucu kaçakçısı Hüseyin Baybaşin'e pasaport verdi. Susurluk davasında 5 yıla mahkum oldu ve 1 yıl yattı ve geri kalan 361 günü denetimli serbestlik ikramiyesiyle dışarıda geçirdi.
Alaattin Çakıcı eski eşi Uğur Kılıç'ın öldürülmesinde azmettirici oldu, Hıncal Uluç'un yaralanmasında azmettirici olarak mahkum oldu. Yurtdışında uyuşturucudan yakalandı. Ülkücü olarak hapse girdi ama MİT kendisini yurt dışına gönderdi ve ASALA'yla mücadelede görevlendirdi. MİT aranırken yerini belirliyor ve onu Meral Akşener kurtarıyor. Akşener açıklamasını "Eniştem kalkıyor, gidiyor Ankara'ya. Halamın kocası, eniştem değil. Halamın kocası. Alaattin'e söyle' diyor yerini değiştirsin'' diyor." diye yapıyor. ANAP genel başkanı Mesut Yılmaz'la arası bozulduğunda yurtdışındaki adresi belirleniyor ve ANAP'lı bakan Eyüp Aşık kendisini telefonla arayarak kaçmasını söylüyor.
Hepsinin ortak bir noktası var, arkalarında kaç ceset var, büyük olasılıkla onlar bile bilmiyor. Benzetmek gibi olmasın ama çok torunlu dede ve nineler gibiler, hepsinin adını anımsamaları olanaksız.
Peki, bayram değil, seyran değil, bu dörtlü neden biraraya geldi ve fotoğrafları piyasaya çıktı.
Onu da sen araştır Erdoğan, bana ne, ben zaten doğduğumdan beri bunlarla savaşıyorum.
Ayrıca dikkat et, beşinci de senin yanında, kim mi, bilemedim, dilimin ucunda ama onu da sen bul.
Zaten eski müdürüm Bekir Coşkun'u kaybetmişiz, bir de senin yerine mi düşüneceğim.
İyi düşün, bu dörtlü hayra alamet değil.