Ahmet Nesin
Çiller son sosyalist Türkiye devletini yıktıktan sonra her şey bozuldu!..
Hiçbirimizin haberi yoktu, hatta babamların da, Şefik Hüsnü’lerin, Behice Boranların da. Deniz Gezmiş’le Mahir Çayan’ın haberi olaydı hiç 68 kuşağı diye ortaya çıkarlar, biz de onların devamı diye 78 kuşağı olarak bunları yapar mıydık?
Olan 24 Kasım 1994 yılında oldu, 40’a doğru artık az basamak kalmış, doğum günüme 6 gün vardı. Herşeye karşın mutluydum, henüz sadece 3 darbe ve 3 darbe girişimi yaşamış, babam sadece 5,5 yıl hapis yatmış, ben 1 yılımı doldurmuş, hapisten Ali de nasibini almış, mutlu bir aileydik. Zaten o güne dek hapis yatmamış pek aile tanıdığımız yoktu, arasıra aranıyorduk da ama o kadar. Öldürülenler de vardı ama o kadarı kadı kızında da olur deyip, geçiştiriyorduk.
24 Kasım günü çok heyecanlıydım ben, diğerlerini bilemem ama ben yerimde duramıyordum. Sonunda haber geldi, ‘Özelleştirme Yasası’ meclisten geçti ve Tansu Çiller "Bugünü çocuklarınıza, torunlarınıza anlatırken, ‘Türkiye, coğrafi bölgesindeki son sosyalist devlet olmuştu. Biz onu yıktık’ diyeceksiniz" açıklamasını yaptı.
Çiller, Kenen Evren ve Turgut Özal’dan devraldığı ‘Sosyalist Türkiye Cumhuriyeti’ni yıktı ve hepimiz perişan olduk. Sevgili Ahmet Özal alınmasın ama ben babamı 95 yılında bundan dolayı kaybettiğimize inanıyorum.
Mitinglerinde elinde Kur’an-ı Kerim devamlı ayetler okuyan revizyonist Kenan Evren’in ve sadece Red-Kit okuduğunu açıklayan Ortodoks-oportünist Turgut Özal’ın tavırları belli etmişti sosyalizmin yıkılacağını ama biz yine de bişeylere güveniyorduk. Çiller’den sonra hırsız olmayan demokrat Bülent Ecevit de şaşırdı ve Kürtlerin özgürlüğüne son vererek dış gezide bulunan Abdullah Öcalan’ı yakalatıp, hapsetti.
Neler mi oldu sosyalizm yıkıldıktan sonra, ne olacak Çiller’den de beteri geldi, Recep Tayyip Erdoğan çıktı meydane ve Turgut Özal’ın "Küçük Turgut" argosunu büyüterek, "Ananı al da git"ten başlayarak "Sizi gittiğiniz yere kadar kovalarız" deyimini esasında değiştirerek "Sizi …tığınız yere kadar kovalarız" dedi. Detayını okumak istiyorsanız, T24’te Hasan Cemal’in dünkü yazısını mutlaka okuyun derim.
Sosyalist Türkiye’den sonra ayakta durmak kolay değildir biliyorum, mesela Çinci Doğu Perinçek, Rusyacı ve Erdoğancı ama hem de Atatürkçü ve dindar oldu. Devlet Bahçeli sadece nasyonel bişeydi ama şimdi nasyonel-müslüman-bişey oldu.
Onlar iktidarla idare etmeye çalıştılar ama zor durumda olan küçük partiler, gazteciler, aka-boka konuşan akademeyenler iyice zorlandılar. Adamın biri Tüp-Gaz’cıydı ama Erdoğan onu da gazteneke sahibi yapınca yanındakiler de şaşırdı ve mesleklerine Tüp-Gaz-teciler olarak devam ettiler. Akademeyenler iyice zorlandı, bilimle Erdoğan arasında sıkışıp kaldılar ve mesela profesyonel prof olan Yaşar Hacısalihoğlu "Hollanda’da bir litre benzin 1.96 euro, İspanya’da 1,48 euro Almanya’da ise 1.66 euro. Türkiye’de ise benzinin litresi 0.89 euroya denk geliyor" diyerek Erdoğan’ın yazdığı ekonomi kitabını yerle bir etti ve Nagehan Alçı’nın bile ağzı açık kaldı, hâlâ kapatmaya çalışıyorlar.
7 liradan 18 liraya çıkıp sonradan 10 liralara inen benzindeki son durum esasında şöyle oldu: Dolar 18.50 iken bir depo 650 liraya doluyordu, dolar 13.80’e düşünce deponun dolumunun da düşeceğini sandılar ama aynı depo 850 liraya doldu. Ben o sırada dolar 7 liradan 12 liraya düştü diye yazı yazdığımda bana gülenler, sonuç böyle olunca ekonomist olmayan ekonomi bakanı Nebati’ye sordular ama o da "Bu nasıl bülee oldu" diye Ahmet Hakan’a sordu.
Son olarak, bütün çabalarına rağmen bitürlü cumhurumuzun ittifakına giremeyen Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici konuştu ve et alamadığından yakınarak "Artık 100 lira verip et almıyorum, kuzu alıyorum, daha ucuza geliyor" dedi ve sosyalist Türkiye’den sonra kurulan ama adını koyamadığım bu cumhuriyetin son açıklamasını yaptı. Olsun, adı Cumhuriyet ya, biz yine de evde oturup, eski sosyalist Türkiye’deki anılarımızla başbaşa kalalım.
Ben de artık halis mulis halisansasyon görüyorum, hem de tamı tamına türkçesiyle…