Ahmet Nesin
Darbeni yapacaksan yap Erdoğan, başkasına çamur atma!..
‘Son darbeci’ Ragıp Zarakolu ile yaşım kadar tanışıyorum desem yalan söylemiş sayılmam, en az 55 senedir tanıyorum. Büyük mücadeleler veren ve kanserden kaybettiğimiz sevgili eşi Ayşe Zarakolu’nu daha da eski, ağabeyi Veysi Sarısözen’le kardeşi Mehmet’i de aynı yıllardan beri tanıyorum. Ayşe’yle Cem-May Dağıtım’da beraber müdürlük de yaptık, Mehmet’le de kapı komşusu. Şimdi de Ragıp’la aynı internet sitesinde, Artı Gerçek’te yazıyoruz ve ikimiz de Özgür Gündem’de 1 günlük genel yayın yönetmenliği yapmaktan yargılandık.
Ben şimdi merak ediyorum, Ragıp’a Erdoğan tarafından açılan bu darbe davasında sanık olur muyum, olmaz mıyım? Gülerler diye avukatıma ve hukukçu arkadaşlarıma soramıyorum ama ‘Tek kişilik darbe hücresi’ olamayacağına göre kendisine en yakın olarak beni de davaya dahil ederler mi acaba? Bu arada bir dönem akraba da olduk da, başkalarının başı belaya girmesin diye nasıl olduğunu yazmıyorum. Diğer yazar arkadaşlarım da yazıyı savunduklarına göre şimdi hep beraber yargılanır mıyız acaba: A Haber şöyle bir haber yapabilir: "Son darbeci Ragıp Zarakolu Artı Gerçek’te harekete geçti. Artı Gerçek Darbe Konseyi’nde Ahmet Nesin, Celal Başlangıç, Ragıp Duran ve Erk Acarer de var… Azssss sona"
Ne yalan söyleyeyim, bunca zamandır darbe yazıları ve programları yapıp, darbe öncülüğünü Ragıp’a kaptırınca kıskanmadım değil ama isterseniz son zamanlarda arka arkaya olan olaylara, yaşadıklarımıza bakalım.
1. Erdoğan’ın zerre kadar sevmediği, hatta milletvekili adaylığı sırasında üstünü çizdiği ama mecburen seçtirip içişleri bakanı yaptığı Süleyman Soylu önce istifa etti, sonra geri aldı. Bana göre bu istifa danışıklı bir istifa değildi, tam tersine Soylu Erdoğan’a ‘Rest’ çekti ve gücünü ortaya koydu.
2. ABD’de Rand Corporation adlı bir dergi Türkiye’de darbe olma olasılığını yazdı ve yazıda Hulusi Akar’ı övdü. Hulusi Akar NATO’cu subay olarak bilinir ve o gün bugündür sesi çıkmıyor, neredeyse hiç demeç vermiyor.
3. Alaattin Çakıcı hapisten çıktığından beri ilginç tehdit konuşmaları yapılmaya başlandı.
4. Yaptıkları açıklamalar dolayısıyla CHP’den Özgür Özel ve Canan Kaftancıoğlu hakkında darbecilikten soruşturma açıldı, Kaftancıoğlu ifade verdi.
5. Artı Gerçek yazarı Ragıp Zarakolu ve Artı Gerçek internet gazetesi hakkında darbecilikten soruşturma açıldı.
6. Devlet Bahçeli CHP’ye neredeyse Erdoğan’dan daha ağır sözler söyledi.
7. MHP genel başkan yardımcısı Semih Yalçın Bahçeli’nin 2011’deki "MHP’nin tek başına iktidar olma zamanıdır" içerikli ve AKP’ye ciddi bir şekilde saldırı içeren videoyu dolaşıma soktu.
8. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın gereksiz açıklamaları ve bu açıklamalara Erdoğan’ın sahip çıkması.
9. Erdoğan’ın Ali Erbaş hakkında suç duyurusunda bulunduğu için barolara çatması ve Türk Tabipleri Birliği hariç bütün sivil toplum örgütlerinde seçim sistemini değiştirme çağrısı yapması.
10. Bir televizyon kanalında abuk sabuk bir kadının 3-4 kişiyi öldürmeye ailecek hazır olduklarını açıklaması…
Bu yazdıklarıma daha en az 10 tane daha ekleyebilirim. Bunları alt alta yazdığımda aklıma 12 Eylül öncesi Turgut Özal’ın almak istediği 24 Ocak kararları geldi. Birisi ekonomik diğeri farklı olaylar diyebilirsiniz ama aralarında bir benzerlik var, o da askeri güç olmadan bütün bunları yaşama geçirmek zordur. Üstüne bir de koronavirüs sonrası ekonomik zorlukları eklediğinizde Erdoğan’ın acele olarak bir darbeye, darbe öncesi bir karmaşaya gereksinimi var. Aksi halde Erdoğan tam gaz büyük düşü olan 2023’ü göremeden iktidardan düşecek.
Türkiye şu an 2 büyük olaya gebe, birisi ekonomik çöküş, ikincisi de koronavirüsün yeniden patlaması. 2. salgın olarak bakmıyorum ben bu olaya, çünkü henüz birincisi bitmedi, sadece ekonomi toparlansın diye kandırılıyoruz.
Erdoğan bunların hepsinin farkında ve acil bir olaya gereksinimi var, bir büyük olay olmalı ki, Erdoğan bisüre daha seçimsiz iktidarda kalabilsin. Oysa MHP ve Ergenekon ile çatlamanın ince sesleri gelmeye başladı bile, bekleyeceğiz şimdilik.