Eser Karakaş
Devlet yardımları karanlığı
Erdoğan Avrupa Birliği ile ipleri neden kopardı?
Şu malum ve çok önemli üç müzakere dosyasını açmamak için, bu çok net.
Nelerdi bu müzakere dosyaları?
1-Kamu alımları
2-Rekabet politikası ve devlet yardımları
3-Sosyal politika ve istihdam
Erdoğan bu üç dosyayı açtığı zaman siyasi rantlarının azalacağını, yandaşlara ve muhtemelen bilinmeyen birilerine kaynak aktaramayacağını, inşaatlarda, tersanelerde maliyetlerin artacağını (ama günde altı işçi ölüyor, ne gam) gördü, AB ile ipleri kopardı, zaten türban konusu da büyük ölçüde çözülmüştü.
Bugünkü konum devlet yardımları konusu (8 numaralı müzakere dosyası).
Türkiye’de çok az konuşulan ama çok önemli, çok büyük bir yolsuzluk kapısı bu konu.
9 Haziran 2022 Perşembe tarihli, 31861 sayılı Resmî Gazetede bir Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi yayınlandı: Devlet yardımlarının uygulanması, koordinasyonu, izlenmesi ve değerlendirilmesi hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi.
Kararname devlet yardımını şöyle tanımlıyor: Sürdürülebilir ve rekabetçi kalkınma amacıyla kamu kaynağı kullanılarak, belirli bir gerçek ve tüzel kişiye veyahut gerçek ve/veya tüzel kişi grubuna normal piyasa şartlarında elde edemeyeceği bir ekonomik fayda sağlayan; hibe, kredi, taşınır/taşınmaz mal tahsisi, kamu gelir veya alacağından vazgeçme, sermaye katılımı, ayni destek gibi araçlarla gerçekleştirilen uygulamayı…… ifade eder.
13 Haziran 2022 tarihli ve 31865 sayılı Resmî Gazete’de de,
2022 Yılı Nisan ayına ait yatırım teşvik belgeleri listesi,
2022 Yılı Nisan ayına ait Tamamlama Vizesi yapılan yatırım teşvik belgeleri listesi,
2022 Yılı Nisan ayına ait iptal edilen yatırım teşvik belgeleri listesi,
yayınlandı.
Üzerinde çalışılması hiç de kolay olmayan bir konu çünkü bu teşvikleri alan özel/tüzel kişilerin sayısı çok fazla, parasal akımları da izlemek kolay değil.
Sadece Nisan 2022’de 1144 özel ya da tüzel kişiye yatırım teşvik belgesi verilmiş, toplam yatırım 32.5 milyar TL dolayında ve 31 bin istihdam yaratmaları bekleniyor.
Resmî Gazete’de yapılan tanıma göre (yukarıda) belirli özel ve tüzel kişilere normal piyasa koşullarında elde edemeyeceği bir ekonomik fayda sağlanıyor.
Neden?
AB ülkelerinde pandemi gibi çok özel konjonktürler dışında bu tür devlet yardımları yasaklanmış bulunuyor.
Olağan koşullarda devlet yardımları AB sisteminde sadece çevre ve araştırma-geliştirme konularına verilebiliyor.
Türkiye de, malum, artık kağıt üzerinde kalmış olsa bile AB'ye tam üyelik müzakereleri yapan bir ülke ve bu gibi konularda, mesela devlet yardımları, atılacak adımlar AB sistemine uyumlu olmak zorunda.
Ancak, 9 Haziran tarihli Resmî Gazetede yayınlanan konuya ilişkin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesini okursanız metin içinde bir kez bile AB ya da gümrük birliği kelimesi geçmiyor.
Halbuki, Dışişleri Bakanlığı’nın sitesinde (AB Başkanlığı) 2021-2023 senelerini kapsayan ulusal eylem planında Rekabet Politikası müzakere başlığı (8. Dosya) altında bu konuda Türkiye’nin neler yapması açık bir biçimde yazıyor.
2006 senesinde Avusturya’nın dönem başkanlığı sırasında rekabet politikası faslına ilişkin tarama sonu raporu 6 adet teknik açılış kriteri ile birlikte Türkiye’ye sunulmuştur.
Bu konuda Türkiye 2006’dan bugüne ne yapmıştır?
Anlıyorum, bu dosyayı AB standartları ile uyumlaştırmayarak birileri siyasi rant elde etmek ve yolsuzluk yapmak istemektedir, yazımın başlığında kullandığım "karanlık" bu anlamadır.
Ama, bizlere de, öğretim üyeleri ve uzman gazetecilere, düşen görev bu durumu afişe etmektir
Bu teşvik paketlerinde ne kadar kamu kaynağı kullanılmaktadır ve karşılığında ne kadar kamusal fayda (gelir, istihdam, vs.) elde edilmektedir, bu fayda-maliyet analizi vergi mükellefleri ile çok detaylı bir biçimde paylaşılmalıdır.
Kanımca en önemli bulduğum soruyu bir kez daha gündeme getirerek yazımı noktalamak istiyorum.
Bu devlet yardımları konusunda neden AB standartlarına uyulmamaktadır?
Bir konuda ne zaman AB standartlarından bilinçli bir biçimde uzaklaşılıyorsa oradan daima burunlara pis kokular gelir, bu çok büyük ölçüde şaşmaz bir kuraldır.