Melis Alphan
Diyanet’in tavrı ne dine ne de kanuna uygun
MEB engellilerin öğretmenliğe başvurusunu almayınca Lokman Ayva ile arkadaşları, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a durumu anlatmışlar, sonrasında ise bir engellinin ‘engelli öğretmen alımı yapılması’ için Meclis’e verdiği dilekçe üzerine MEB’den görüş istediği ve MEB’in "Öğretmenlik, bedensel engeli bulunanlar tarafından icra edilebilecek mesleklerden değildir" şeklinde cevap verdiği ortaya çıkmıştı. Erdoğan bunun üzerine "Engelliden öğretmen olur. Hem de bal gibi olur" deyince engellilerin atanmasının önü açılmıştı.
Eğer bir kız çocuğu veya kadın engelliyse halk arasında "Keşke erkek olsaydı, her şey daha kolay olurdu" diye konuşulur. Zira toplumda kadınlara yönelik baskı, kişi bir de engelli olduğunda katbekat artıyor. Görme engelli bir kız çocuğunun veya kadının sokağa çıkmasına genelde izin verilmiyor; birilerinin onu kaçırıp ona zarar vereceği düşünülüyor. Dolayısıyla çoğu yerde, engelli bir kız çocuğu ne sokağa çıkabilir ne okula ne de işe gidebilir.
Adıyamanlı görme engelli Şirin Daş Tuğal’ın hikayesi de böyle başlıyor. Ama o azmiyle ‘kaderini’ değiştiriyor. Şirin, hem Kur’an kursuna giderek hafız oluyor hem de İmam Hatip Lisesi’ni dışarıdan bitiriyor. Böylece Kur’an dersi öğretmeni olabilecek yetkinliğe sahip oluyor. Bu arada iki yılda bir Kur’an kursunda gönüllü öğretmenlik yapıyor. Yani tecrübesi de var.
Şirin, 2018’de EKPSS’ye (Engelli Kamu Personel Seçme Sınavı) giriyor ve kazanıyor. Sınavdan kısa süre sonra evlenip eşinin işi dolayısıyla taşındığı Şanlıurfa Siverek’e yakın olması nedeniyle Ocak 2020’de Siirt’te öğretmenlik yapmak üzere başvuruyor.
Önce başvurusu kabul ediliyor ve Siirt’e yerleştiriliyor. Ancak Diyanet İşleri Başkanlığı Personel Genel Müdürlüğü’nde kurulan Komisyon, mayıs ayında Şirin’e görme engelli olduğu için öğretmenlik yapamayacağını bildirerek atamasını iptal ediyor. Oysa Diyanet’in bu tavrının ne dinde karşılığı var ne de kanunlarda.
‘DİYANET’İN TAVRI İSLAMLA BAĞDAŞMIYOR’
AKP İstanbul milletvekili olarak iki dönem görev yapmış, AKP Kurucular Kurulu Üyesi ve Türkiye Beyazay Derneği’nin Onursal Başkanı Lokman Ayva, hayatını görme engellilerin haklarını savunmaya adamış bir isim. 5 yıldır görme engelli personel almadığını belirttiği Diyanet’in Şirin’e yönelik tavrının İslam dini ile bağdaşmadığını anlatırken, Abese Suresi’ne vurgu yapıyor.
Abese Suresi’nin hikayesi şöyle…
Hz. Muhammed, şehrin ileri gelenlerine İslamiyet’i anlatmak için bir davet veriyor. Davette, gözleri görmeyen Abdullah bin Mektum yanına gelip Kuran’dan bir şeyler anlatmasını isteyince de yüzünü ekşitip sırtını dönüyor. Allah, Hz. Muhammed’in bu davranışı üzerine onu Abese Suresi’yle uyarıyor. Hz. Muhammed bundan sonra, Abdullah bin Mektum’u gördüğü her sefer, onu "Ey, Allah’ı kendisinden dolayı beni azarladığı zat, merhaba!" diyerek selamlıyor.
Şirin’in uğradığı haksızlık üzerine, Diyanet İşleri Personel Daire Başkanlığı’nı arayan Lokman Ayva, "Siz Peygamber’den üstün olduğunuzu mu sanıyorsunuz? Allah peygamberi uyaracak, siz uyarılmayacaksınız, öyle mi?" diye soruyor. "Haşa" cevabını alınca da, "Ama yaptığınız bu" diyor.
Bu işin dini kısmı… Esas hukuki kısmı var tabii.
ENGELLİYİ İŞE ALMAMAK ANAYASA’YA AYKIRI
Diyanet’in görme engellilere yönelik bu tavrı, Anayasa’nın 10. Maddesi’ne ve TCK’nın 122. Maddesi’ne aykırı. "Anayasa’ya göre, EKPSS gibi engellilere özel uygulamalar eşitliğin gereğidir" diyor Ayva. TCK’nın 122. Maddesi ise engellilik nedeniyle bir kişinin işe alınmasını engelleyen kimseye 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası öngörüyor. Yani ülkemiz hukuk sistemine göre, birisine "Sen engellisin, seni bu yüzden işe alamam" denemez.
Kaldı ki Şirin’e yapılan, hükümet uygulamalarına da aykırı. 2012’de Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) engellilerin öğretmenliğe başvurusunu almayınca Lokman Ayva ile arkadaşları, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a durumu anlatmışlar, sonrasında ise bir engellinin ‘engelli öğretmen alımı yapılması’ için Meclis’e verdiği dilekçe üzerine MEB’den görüş istediği ve MEB’in "Öğretmenlik, bedensel engeli bulunanlar tarafından icra edilebilecek mesleklerden değildir" şeklinde cevap verdiği ortaya çıkmıştı. Erdoğan bunun üzerine "Engelliden öğretmen olur. Hem de bal gibi olur" deyince engellilerin atanmasının önü açılmıştı. Hatta engelli atamaları için yapılan törende sahneye çıkan sanatçı Asu Maralman, "Olur olur, bal gibi olur" şarkısını seslendirmişti.
Şirin, Diyanet İşleri Başkanlığı Personel Genel Müdürlüğü’nde kurulan komisyonun kararının iptali için mahkemeye başvurdu. Ama Diyanet gibi güçlü bir kurumla hukuk mücadelesi yürütmek de kolay iş değil.
Şu anda Diyanet İşleri Başkanlığı’nda veya ona bağlı olarak çalışan görme engelliler olduğunu ama 5-6 yıldır yeni alınan olmadığını söyleyen Ayva, "Diyanet İşleri Başkanlığı Personel Genel Müdürlüğü’nde kurulan ve Şirin’in atamasını iptal eden Komisyon’un hiçbir kaybı yok ama Şirin’in hayatı kayboldu. Onun bu işi yapacağı başka bir kurum yok" diyor.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın derhal bu komisyonu toplayıp kararını gözden geçirmesi ve Şirin’in atama iptalini geri çekmesi gerek.