İşxan Miroyev
Dostların nerede Rusya?
Son dönemlerde Rusyalıların çoğu ülkelerinin dost ve düşmanlarını ayırt edemediği kanaatine varıyor ve Kremlin'i müttefiklerini daha dikkatli seçmeye davet ediyor. Tarihten bu yana, birkaç yüzyıldır Rusya daima Batı dünyasının baskılarına maruz kalıyor. Batı, Rusya’yı kendi denetimine alma girişimleriyle sınırlı kalmayıp birkaç defa fethetme girişiminde bile bulundu.
SSCB’nin çözülüşünden sonra, daha doğrusu XX. yüzyılın sonlarından bu yana Rusya dış politikasını gözden geçirme çabaları içerisindedir. Moskova halen de dost ve düşmanlarını ayırt etmeyi öğrenmedi ve ne dostuna ne de düşmanına karşı nasıl davranacağını bilmiyor. En az önümüzdeki dönemde Rusya’nın Batı yolunun kapalı olduğunu ve barışma ihtimalinin olmadığı belidir. 90'lı yılarda Rusya’ya sırtını dönen Batı şimdi ise Rusya’ya tüm boyutlarıyla kendisine teslim olmayı diretiyor. Bu teslim olma herhangi bir barışmayı da öngörmüyor.
Rusya’nın Batı taraftarı muhalefeti ise ülkelerinin koşulsuz teslimiyetini kabul ettiklerini gizlemiyorlar bile. Bu muhalefet vatandaşlarına Rusya’da herhangi bir seçme hakkının olmadığını anlatmaya çalışıyor. Rusya’nın yaptıkları için Rusya’yı suçlayan ve "cezalandırmaya" çalışan Batı'nın bunu yapma konusunda herhangi bir hukuki ve manevi hakkı bulunmamakta ki kendisi bunları Rusya’dan daha önce ve daha fazladan yapıyor. Bunun yanında Batı, Rusya'sız yapamadığı konularda Rusya’yla işbirliğine de hazır olduğunu dile getiriyor. Korkunç olanı ise Rusya’nın "ortaklarıyla" böyle bir işbirliğine hazır olmasıdır! Daha da ötesi Rusya gittikçe artan ve saçmalığa dönen Batı'nın bu suçlamalarına karşı kendini savunmaya ve bahane bulmaya çalışıyor. Rusya’yı doğal afetlerden sorumlu olmasıyla suçlamayı da yakında duyarsak şaşırmayız.
Rusya çoktan "Kardeş Ukrayna" gibi klişelerden kurtulması gerekirdi ve Ukrayna’da rejim değişmesiyle ilişkilerin düzeleceği umudundan vazgeçmeli ve eski Sovyet cumhuriyetlere üstlendikleri sorumlulukları yerine getirmeleri gerektiğini anlatmalı. Ukrayna’ya karşı uygulanabilinecek tek akıllı politika çok sert yaptırımlar olmalı. Moskova’nın akıllanması ve Kiev’e karşı daha akıllı bir politika uygulaması için Rusyalılar daha ne kadar "sürprizler" görecek "kardeşlerinden". Aynı durum Rusya’nın müttefikleri olarak geçinen diğer "kardeşler" için de geçerli.
Uzmanların görüşüne göre Moskova’nın müttefikleri olmak isteyen herkes için "tartışılmaz şart" olarak Suriye’nin yaptığı gibi Kırım, Abhazya ve Güney Osetya’nın bağımsızlıklarını kabul etmeleri gerekir. Şimdiye kadar müttefik olan eski Sovyet cumhuriyetlerinden hiçbiri bunu yapmadı ki onların Rusya’ya ihtiyacı olduğu zaman hemen dostluk ve kardeşlikten dem vururlar. Rusya’nın herhangi bir konuda onlara ihtiyacı olduğu zaman bu "dost" ve "kardeşler" hemen ulusal çıkarlarından ve Moskova’nın emperyal hırsından söz ederler. Peki o zaman ne için o kadar çok işbirliği anlaşmaları imzaladılar? Tüm bunlar Rusya’nın kendi hesabından karşılıksız bir şekilde onları korumaları ve beslemeleri için mi? Karşılığı ise Ukrayna gibi mi olacak?
Rusyalıları kaygılandıran diğer bir soru ise Çin'le olan dostluktur. Moskova'nın Pekin ile ilişkilerini de analiz etmesi gerekir ve gerçekten de bu ülkenin dost ve müttefik olup olmadığı konusunu iyice düşünmelidir. Çin'i Rusya’nın müttefiki olarak düşünmek bile zor iken Sovyet sonrası tarih boyunca hep böyle sayılmakta. Pekin'in halen de Kırım'ın Rusyalı olduğu statüsünü kabul etmemesi, Abhazya ve Güney Osetya’nın bağımsızlıklarını de onaylamaması söz konusu. Çin'in Suriye konusunda da Rusya’ya desteğinden söz etmek zor. "Stratejik müttefik" olan ve "çok iyi ilişkilerimiz" olduğu Çin hukuksal olarak değil ama pratikte Batı'nın Rusya karşıtı ekonomik yaptırımlarını uygulamakta. Çin'in hemen hemen tüm şirketleri Rusya’nın tüm şirketlerine karşı bu yaptırımı uygulamakta, hatta bu yaptırımlara maruz kalmayan şirketlere karşı bile uygulamakta! Moskova birçok sefer bu ilginç durum konusunda Pekin'in dikkatini çekti. Pekin'in bu durumu netleştireceğini söylemesinin üzerinden beş yıl geçmesine rağmen bu durum devam etmekte, halbuki isterse bir gün içerisinde buna son verebilir.
Doğal olarak şu soru akılla geliyor: Dostların nerede Rusya?