Ekonomi bir Türkiye kriz klasiği

Türkiye ekonomisi döviz üretemiyor, hukuk devleti bittiği için yabancı yatırım da gelmiyor ama seçim odaklı büyümede ısrarlı Erdoğan. İşte bu da Türkiye’yi çok büyük bir krize götürüyor.

Türkiye’de 2022 büyük ekonomik krizi dört nala geliyor.

Burada bir ölçüde belirsiz olan büyük krizin seçimden önce mi, sonra mı olacağı.

Türkiye önemli bir ülke, seçimlere, zamanında yapılsa dahi yaklaşık on ay kaldı, bir yerlerden bulunacak bir parayla bu süre dış ödemelerde bir tıkanma olmadan atlatılabilecek bir süre.

Türkiye’nin acilen dövize ihtiyacı var, Türkiye parayı uluslararası piyasalardan yüzde 12 dolar faiziyle ancak bulabiliyor, bu da şimdilik kaydıyla; dedikodulara göre, ama güçlü bir ihtimal, bizden çok daha ucuza kredi bulabilen bir-iki Arap ülkesinden ikinci el borçlanmaya gidilecek yani mesela bir ülke (?) uluslararası piyasalardan yüzde 4 ile kredi alacak ve bize bu parayı yüzde altı ya da yedi dolar faiziyle verecek.

Alan razı, satan razı, gelinen yer burası.

Türkiye çok partili sisteme geçildiğinden bu yana yaşanan önemli krizlerden birine gidiyor.

İlk bakışta, enflasyon ve döviz sorunu dışında işler iyi gidiyor gibi duruyor.

2022 ilk çeyrek büyüme oranı yüzde 7.3.

Sanayi üretiminin yıllık artış hızı yüzde 9.1.

Perakende satış hacmi yıllık artışı yüzde 20.8.

Ücretli çalışan sayısında (14 milyon 300 bin) yıllık artış hızı yüzde 5.7.

Reel kesimde çarklar dönüyor gibi.

İşsizlikte az da olsa bir gerileme de var.

Ama, aması da var.

CDS puanımız Rusya dışında rekora gidiyor, 908 dolayında, kredi derecelendirme şirketlerinin Türkiye notu yatırım yapılabilir ülke derecesinin çok çok altına düştü.

Ülke ekonomisinin iflas etme ihtimali yüzde 16 düzeyinde görünüyor uluslararası istatistiklerde.

Dış piyasalardan dolar bulabilirsek yüzde 12 dolar faizi ile borçlanıyoruz, bu son oran bile denizin bittiğini gösteriyor.

Türkiye ekonomisi Menderes dönemlerinden günümüze 2003-2008 başarısı dışında hep reel ekonominin canlı olduğu konjonktürlerden sonra büyük krizlere girdi.

Toplam ithalatımızın yüzde 92’si ara malları ve sermaye malları; başka bir ifade ile üretim yapmak için, yapıyoruz da son dönemde, ithalatımız çok artıyor ve buna paralel olarak da cari açığın milli gelire oranı çok yükseliyor.

Türkiye ekonomisi döviz üretemiyor, hukuk devleti bittiği için yabancı yatırım da gelmiyor ama seçim odaklı büyümede ısrarlı Erdoğan.

İşte bu da Türkiye’yi çok büyük bir krize götürüyor.

Bir yerlerde karşılığını bilemeyeceğiz bir dolar girişi olmaz ise ekonominin kışı krizsiz çıkarması çok güç.

Erdoğan’ın yerinde olsa idim hemen erken seçime giderdim.

 

 

 

 

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi