Ahmet Nesin
Erdoğan, Binali Yıldırım’la alay ediyor…
Geçtiğimiz seçimler ülke bekası mıydı yoksa Recep Tamam Erdoğan’ın bekası mıydı, bunu tam olarak kimse anlayamadı. Esasında 7 Haziran seçimlerinden beri yapılan bütün seçimler Erdoğan bekası olarak yapılıyor. 7 Haziran seçimlerinden itibaren ters giden olay, Erdoğan’ın AKP’yi taşırken AKP Erdoğan’ı taşımaya çalışıyor. Bunun çok nedeni var ama ben sadece birini ve bana göre en önemlisini yazacağım.
Ankara Kitap Fuarı’nda kitaplarımı imzalıyordum, o sırada bir okur geldi ama arkasında da ciddi bir kalabalık. Önce Ali Nesin’in kitaplarına baktı ve Türkiye’de öykü tarzı matematik kitabı yazıldığını bilmediğini söyledi ve 4-5 tane aldı, arkasından babamın kitaplarına baktı ve kendisinde olmayanlardan 4-5 tane seçti. Sonra da benim kitaplarımdan seçti ve imzalamak üzere bana uzattı. Doğal olarak adını sordum ve Beşir Atalay olduğunu söyledi. Nasıl utandığımı anlatamam, hem de Kürt açılımının daha başı ve hergün 4-5 kez gördüğüm insan ama gazetede ama televizyonda. Fakat kendimizi o kadar takım elbiseli ve gravatlı siyasilere alıştırmışız ki, bordo bir t-shirt giymiş Atalay’ı tanıyamadım.
Buradan gelmek istediğim nokta, neden Erdoğan’ın yavaş yavaş siyaset sahnesinden silindiği üzerine olacak. Atalay için söylediğimi biçok bakan yada milletvekili için söyleyebilirim. Hüseyin Çelik, Ali Babacan, Ertuğrul Günay, Nabi Avcı, Abdullah Gül ve benzeri, görüş olarak karşı olsam da siyasetin ve bilimin ne olduğunu bilen onlarca insan vardı ve bir şekilde Erdoğan’ın saçmalamasına izin verilmiyordu. Size belki komik gelecek ama AKP iktidara geldiğinde Ahmet Necdet Sezer’in cumhurbaşkanı olması onlar açısından bir şanstı ve bilhassa bürokratik atamalarla, anti demokratik yasaların çıkmasında bir frendi ve halkın vetolardan sonra öğrenmesine ve tartışmasına neden oluyordu.
İşte yukarıda adını saydığım siyasiler de aynı şekilde yapmasalar da, belli oranda Erdoğan’ın saçmalamasını frenliyordu. Erdoğan’ın Abdullah Gül’ü cumhurbaşkanı yapması esasında "Beraber çıktık biz yollara" palavrasının sonuydu. Abdullah Gül’ü demokrasi bahanesiyle öne sürerek ilk olarak kendisini en çok frenleyen bir insanı kendisinden ve bir anlamda aktif siyasetten uzaklaştırdı. Gezi olaylarında Bülent Arınç’ın gençlerin öldürülmemesi için çabalarını anımsayın ve Erdoğan Türkiye’ye döndüğünde havaalanında yaptığı konuşmayı tekrar dinleyin. Bırakın konuşmayı, Emine Erdoğan’ın Bülent Arınç’ı nasıl ittiğini göreceksiniz.
Bu insanlar yavaş yavaş Erdoğan’ın etrafından kayboldular. Fethullah Gülen beraat ettiğinde bütün Türkiye Gülen’in nasıl geleceğini tartıştı. Ne komiklikler yazdılar, Humeyni gibi geleceğini bile yazanlar oldu. Ben de ertesi günü Erdoğan’ın iktidarda olduğu sürece Gülen’in Türkiye’ye gelemeyeceğini, yeltenirse hakkında tutuklama kararı bile çıkartılacağını yazdım. Nedeni çok basitti, Gülen dini lider olarak gelecek ve Erdoğan’ın etrafında kenetlenmeye başlayan tabanı kendisine çekecekti.
Eğer önünüzde 2 lider var ve dini duygularınız ve inancınız ağır basıyorsa, dini lidere gidersiniz, siyasi olana o kadar kolay gidemezsiniz. Ve Erdoğan buna izin veremezdi, çünkü hem ikinci kişi olmaya tahammülü yok, hem de Erdoğan’ın birisiyle tartışarak herhangi birini ikna etme şansı yok, hiç kitap okumadan günümüze gelmiş bir siyasi.
Şimdi bu okumuş siyasiler Erdoğan’ın etrafından gidince, bütün işini bilen bürokrasi Gülenci diye hapsedilince hem liderlik vasfını bir anlamda yitirdi hem de Binali Yıldırım gibi beceriksizler ön plana çıktı. Bu insanların daha önce de var olduğunu söyleyebilir ve düşünebilirsiniz ama sesini ne kadar duydunuz, ustalar varken ne zaman ön plana çıktı bu kişiler. Ben fazla anımsamıyorum.
Şimdi Erdoğan Binali Yıldırım’ı tekrar Istanbul adayı yaptı. Hürriyet Gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi dünkü yazısında AKP’nin seçim stratejisini açıklamış ve Binali Yıldırım öne çıkarılacakmış ve esas onun mağdur edildiği söylenecekmiş.
Ne yalan söyleyeyim, hiç sevmesem de Binali Yıldırım adına utandım, üzüldüm. Yani Erdoğan bu seçimde de kendi konuşup Binali Yıldırım’dan bir Küçük Emrah çıkartacak. Yıldırım miting alanlarının bir köşesinde Erdoğan konuştukça elindeki mendille gözlerini silecek.
Şaka söylemiyorum, Abdülkadir Selvi’nin bu yazısından sonra Binali Yıldırım derhal adaylıktan çekilmeli ve istifa etmeli. Bu strateji düpedüz kendisiyle alay edilmesidir.