Erdoğan hem Afrin'de hem seçimde tıpış tıpış kaybedecek...

Bu seçimlerde savaşa ve faşizme karşı ciddi bir cephe oluşacak ve bu oylara çok ciddi etki edecek. En önemlisi de Erdoğan yada AKP batıdaki Kürt oylarını kaybetti.

Son günlerde oldukça yoğun yaşadığımı söylemeliyim. İsviçre Lozan'dan Cenevre'ye kadar devam eden "Afrin Yürüyüşü"ne katıldım. Yeni kalp krizi geçirdiğim için hergün biraz yürüyecek ve sonrasını arabayla devam edecektim ama hiç de korktuğum gibi olmadı ve hepsini yürüyerek tamamladım. Sanırım yaklaşık 55 kilometre yürüdüm, bu arada bir de Özgür Politika'da 1 günlük genel yayın müdürlüğü yapıp, bundan dolayı 11 gün tutuklu kaldığım dava için Fransız emniyetine ifade verdim. Şimdi bu ifademi mahkemeye gönderecekler, sanırım ilk duruşmada ceza alıp almayacağım belli olacak.

"Afrin Yürüyüşü"nü anlatmadan önce şunu söylemem gerekiyor, Avrupa'da yaşayan Türkiyeliler en hareketli dönemini yaşıyor. Geçtiğimiz günlerde Zürih'te katıldığım "Afrin Yürüyüşü" beni oldukça şaşırtmıştı. Uzun zamandır İsviçre'de yapılan bir protesto yürüyüşünde bu kadar kalabalık görmemiştim. Daha sonra aynı gün Avrupa'nın değişik illerinde yapılan "Afrin Yürüyüşü"lerini sordum arkadaşlarıma, onlar da aynı kalabalığı anlattılar.

"Afrin Yürüyüşü"nde biri gazeteci olmak üzere 5-6 İsviçreli'yle konuştum. Kısa geçen bu konuşmalarda beni en çok şaşırtan olay hepsinin savaştan, yaşananlardan ve Erdoğan'dan haberdar olmalarıydı. 74-75 yıllarında okuduğum İsviçre halkını az-çok tanırım, Türkiye'yi o kadar iyi bilmezler, yani siyaseten fazla bilgileri yoktur. Hele o yıllarda Kürt sorunu daha Türkiye'de fazla tartışılmıyorken Avrupa'da hiç tartışılmıyordu. Avrupalı Recep Tayyip Erdoğan sayesinde Türkiye'yi ve siyasetini çok iyi öğrendi. Şaka değil, Erdoğan'ı destekleyenlere ev kiralamayan bir Alman tanıdım.

Bu kalabalığı neden anlattım? Avrupa'daki önceki yürüyüşlerde kimi demokrat örgütler arasındaki siyasi farklılıklar beraber yürüyüşlerde sıkıntı yaratıyordu ve katılım beklendiği gibi olmuyordu. Erdoğan ve AKP'nin Dolmabahçe mutabakatını kendisine göre yok sayması ve 7 Haziran seçimlerinde HDP'nin aldığı % 13'lük oy ve beraberinde gelen bombalamalar, Sur, Cizre, Şırnak katliamları bişeyleri yavaş yavaş değiştirmeye başladı. Kendi içerisinde eleştiri ve özeleştiri mekanizmasını çalıştırsa da demokratlar artık yavaş yavaş birlikte hareket etmeleri gerektiğini anladılar.

Avrupa'da artan bu kalabalık matematiksel olarak şunu ortaya koyuyor. Bundan sonra yapılacak ilk seçimlerde Avrupa'dan gelecek oyların, daha çok demokratların oylarını arttıracağının bir göstergesidir. Kalabalıkların bu kadar artmasında Erdoğan'ın açtığı savaş bence artık son noktayı koydu. Savaş 2 ayrı grup insan oluşturuyor. Birincisi milliyetçiler bir araya geliyor ve insanların ölmesi ve öldürülmesi umurlarında olmuyor, tek dertleri vatan, millet ve Sakarya naraları. Diğer grup ise yaşamları boyunca hep barıştan yana olmuş insanlar. Bu insanlar aynı 2. Dünya savaşında dil, din ve ırk ayrımı yapmadan nasıl Nazizme karşı bir araya geldilerse, Suriye ve Afrin'e açılan bu Kürt savaşında da bir araya geldiler.

Avrupa'daki bu bir araya geliş ve sayıdaki artışın aynısı Türkiye'de de var ama orada gözaltı ve tutuklamalardan dolayı yaratılan korku bunu yokmuş gibi gösteriyor. Bu dönemde en üzüldüğüm insanlar esasında anket şirketleri. Bu dönemde yapılacak hiçbir anket esasında doğruyu yansıtmayacak, çünkü aynı referandumda oylarını belli etmeyen memurlar gibi, daha doğrusu HAYIR diyeceklerini açıklamayan memurlar gibi, bu anketlerde de oylarının rengini belli etmeyecek.

Anlayacağınız, bu seçimlerde savaşa ve faşizme karşı ciddi bir cephe oluşacak ve bu oylara çok ciddi etki edecek. En önemlisi de Erdoğan yada AKP batıdaki Kürt oylarını kaybetti.

Seçimlerin kaybedilmesinde bir başka neden de Afrin Savaşı'nın kazanılmayacağı olacaktır. Bugün savaşı destekleyenlerin en az % 10'luk bölümü, savaş uzadıkça ve çözümsüz bir noktaya doğru gittikçe tam milliyetçi olmayan kesimin desteğini kaybedecektir. Bu bir toplum psikolojisi, halk kaybedenden yavaş yavaş da olsa desteğini çeker.

Erdoğan'ın Afrin'de kaybedecek olmasının çok nedeni var ama bunlardan en önemlisi dünyada gerilla savaşına karşı kazanılmış bir savaş olmaması, ikincisi de Türkiye'nin böyle bir savaşı kazanması için Suriye'nin o bölgesini istila edecek olması. Buna da ne Kürtler, ne demokratlar, ne de dünya izin vermez. Erdoğan esasında bunun açıklamasını önceki gün yaptı. ABD, desteğini YPG'den çekmeyeceğini açıkladığında Erdoğan "ABD, YPG'den desteğini çekmeyeceği için yeni planlar yapacağız" dedi. Bu açıklamada ABD'ye karşı savaş olabilir mi derseniz, bişey diyemem, küçük dilimi yuttum, konuşamam.   

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ahmet Nesin Arşivi