Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ülkesini askeri çatışma bataklığına doğru itiyor. Libya’ya askeri yardım dedikleri şey Türkiye için ciddi stratejik risklere sebep olacak.

Bu savaşı kazanmaları mümkün değil, İdlib’ten getirdikleri çetelerin sayesinde Mısrata ve batının diğer klanların yardımıyla Libya’nın batısını ele geçirseler de yine de sonuç almazlar, çünkü Libya’nın doğusunu kontrol altına alamazlar. Libya’nın doğusuna doğru ilerlemeye çalışsalar batıdaki klanlar onlarla hareket etmezler, çünkü milis güçlerini kendi bölgeleri için oluşturmuşlar.

Hafter’in, Suudi Arabistan ve Arap Emirliklerinin desteğini arkasına aldığını unutmamalıyız. Bu iki ülke yönetimlerinin Türkiye iktidarına karşı durmaları o kadar ilerledi ki, Türkiye ve Kıbrıs arasındaki sınırlar sorununda Kıbrıs’ı desteklemekteler. Doğu Akdeniz’deki enerji kaynakları, yeni bir devletlerarası politik bloğun oluşmasına neden oldu. Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Yunanistan ve İsrail, Kıbrıs’ı destekliyor. Ayrıca İsrail, Libya çatışmasında Türkiye karşıtı olan Arap ortaklarını destekliyor. İsrail’in Hafter güçlerine silah ve eğitim desteği sağladığı iddia ediliyor.

Tabi ki Libya batısına doğru kaydıkça Mısır ile olan karşıtlık da yoğunlaşacak. Şimdiden Suudi Arabistan paralarıyla kiralanan Sudanlılar, Mısır füzeleri ve Birleşik Arap Emirlikleri İHA ve füzeleriyle Türkiye’ye karşı koymaya hazırlar. Sınırlarına yaklaşırlarsa Mısır, sınır boynundaki hava sahasını kapatacak. Bu da güçler arasında bir denge oluşmasına yol açacak ve böylelikle savaş uzun yıllara yayılacak.

Türkiye politik alanda da birçok sorunla karşılaşacak. Bölgedeki birçok etkili güçle karşı karşıya gelecek. Araplarla arası iyice bozulacak. Arap liginin önder ülkeleri olan Suudi Arabistan, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleriyle karşı karşıya gelecek.

Zaten Avrupa, Erdoğan rejiminden yeterince rahatsız. Fransa’nın dayatmasıyla Almanya’nın da Türkiye’nin asker göndermesini kınaması olasıdır. Tabi ki Trump’ın sert tavrını de bekleyebiliriz.

Yani Libya Türkiye için SSCB’nin Afganistan’ına dönüşebilir. Türkiye lirasını oraya aktaracak ve oradan ise gençlerin cenazelerini getirecek. Bunun yanı sıra Libya’daki sivil kayıplar da Türkiye’nin varlığının dünya kamuoyunda teşhirine neden olacak. İşin etik tarafını bir kenara bırakırsak, Erdoğan’ın bu operasyonu Rusya için kârlı. Putin’in Hafter’i desteklediği görüşüne rağmen, Rusya her iki tarafa da mesafeli yaklaşıyor. Ne Halife Hafter’i ne de Sarraj’ı destekliyor. Sadece Rusya’nın bazı elit kesimlerine Hafter’i destekleme konusunda kendi oyunlarını oynamalarına izin verilmiş durumda. Ama Putin gerekli gördüğü anda bu kesimlerin çıkarlarını kurban edebilir.

Tabi ki bunun artıları var. Türkiye, Rusya için gerekli bir ortak. Türkiye’nin zayıflaması, onu Rusya karşısında daha da tavizkar kılıyor. Bir de Rusya Hafter’i destekleyen blok olan Suudi Arabistan ve Mısır ile ilişkilerini geliştiriyor. Bu, Makron’la yakınlaşmak için de iyi bir gerekçe.

Diğer bir önemli husus – yeşil çetelerin Suriye’den Libya’ya aktarılması ki, bu da İdlib’in savunmasını zayıflatıyor ve Esad’ın elini güçlendiriyor.

Yani Erdoğan gittikçe daha fazla kendi ülkesini sorunlar bataklığına çekiyor.