Ahmet Nesin
Erdoğan'ın ustalık dönemi bitiş dönemi!..
Boşuna ve inatla Recep Tamam Erdoğan diye yazmıyorum, yerel seçimler Erdoğan'ın ustalıkta geldiği son nokta olacak ve bitiş düdüğü çoktan çaldı. Grev gözcüsü olarak başladığı siyasi yaşamına bir trilyoner başkan olarak veda edecek Recep Tamam Erdoğan. Esasında ne kadar usta bir siyasetçi olduğunu buradan da anlayabilirsiniz. Bu tip siyaset yaptığınızda da dedikoduların önünü kesmeniz çok zordur. Son olarak Sümeyye Erdoğan'a alınan çanta 60 bin dolar yada euroluk bir çanta mıdır, yoksa çanta yerine bir dosya taşıma valizi mi gösterilmiştir (İşi gereği dosya valizi şart) ve bu para örtülü ödenekten mi ödenmiştir, bunu bilemem, zaten benim işim de değil ama duyduğum son dedikodu.
Dedikoduları bir kenara bırakırsak Erdoğan'ı kim çökertmek istiyor, ona bakmak gerek. Daha doğrusu çöküş nasıl başladı? Çöküşün mimarı esasında Gezi Olayları'na katılan herkes ve sonrasında yapılan 7 Haziran seçimleri ve AKP hükümetinin çöküşü. Esasında Gezi olayları ve HDP'nin çıkışı başka bir olayın devamı bence. Erdoğan ve AKP Ergenekon davasının son bulması ve bütün sanıkların beraat etmesiyle son buldu ve Ergenekon siyasetinin emrine girdi. Ne zaman ki Erdoğan'a Nobel Barış Ödülü'nü kazandıracak olan Barış masası devrildi, Recep Tamam Erdoğan kendi fermanını imzalamış oldu.
Kimi analizciler Erdoğan'ın bilhassa seçimlerde istediğini yaptırdığını söylese de iş o kadar basit değil. Seçim sonuçlarına baktığımızda da bunu görüyoruz zaten. Erdoğan AKP'yi devamlı sürükleyen bir lider olarak bilinirken son seçimde tam tersi oldu ve Erdoğan AKP'den az oy aldı. Seçim sonuçlarından da anladık ki, milliyetçiler MHP'nin yok olmasına karşı bir sonuç belirlemişler. Seçim sonuçları şu gerçeği gösterdi, baraja takılmamak için yeni bir sistemle AKP'yle beraber seçime giren MHP muhtaç bir parti değildir ve AKP'siz de % 10 barajını aşar. Doğal olarak da burada muhtaç durumda olan parti ve kişi AKP'yle Recep Tamam Erdoğan oluyor. Zaten seçim sonuçlarını bilmese MHP ve başkanı erken seçimi ortaya atmaz ve diretmezdi.
Gelelim son manevraya, MHP 2 konuda diretiyor, af ve belediye seçimlerinde kendi adayıyla girmek. Af konusu esasında Erdoğan'ın elinde kuvvetli bir koz olarak duruyor ve parti kendi içinde taslak hazırlıyor. Erdoğan af konusunda düşürülmek istendiği oyundan kurtulma planı yapıyor. Devlete karşı işlenen suçları affedebiliriz derken de bunu söylüyor. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra herkes Fethullah Gülenci diye hapsedilirken, Erdoğan esasında kimin hangi grupta olduğunu isim isim sayabilir. İşte Erdoğan'ın bahsettiği af da bu kapsamda, Gülen ekibinden olmayanlara af çıkartabilir ve diğerlerini bireysel suç içine sokabilir. Bununla Ergenekon'a karşı tekrar NATO'cularla ve hem Kürt sorununu masada çözmek konusunda görüş bildiren, hem de Suriye'yle savaşa karşı olan askerlerle barışarak Ergenekon karşısında güç kazanabilir. Sonuçta ne mi olur, darbe girişimcileri Ergenekoncularla, diğer darbe girişimcileri NATO'cular Kemalizm üzerinde anlaşır ve hapiste tam da istedikleri gibi, darbeyi başlatmayan ama içinde yer alan Gülen ekibi darbeci olarak hapiste kalır ve tarihe öyle yazılır. Ergenekoncular bu durumdan biraz rahatsız olsalar da esasında 1-1 berabere kalmış olurlar ve Kemalizm konusunda anlaşırlar.
İşte bu yüzden mahalli seçimlerde de işbirliği tartışmaları iyice hızlanmışken (Abdülkadir Selvi'nin yazılarında tarihçesi var zaten) birdenbire Devlet Bahçeli seçimlere MHP olarak gireceklerini açıkladı. Bu da yetmedi, bu açıklamadan 10-15 gün sonra aday olarak Melih Gökçek ismi ortaya atıldı ve Gökçek de bundan şeref duyacağını söyledi. İşte Recep Tamam Erdoğan'ın da bitişi burada başlıyor, bu sadece Gökçek'in ismiyle sınırlı kalmayacak, Ankara'ya Balıkesir, Mersin, Adana, Bursa ve benzeri il ve ilçeler de eklenebilir.
Ben kimi şeyleri erken yazmayı seviyorum, cumhur ittifakı artık bitti, mecliste 2-3 oylamaya bakmayın sakın. Ergenekon yeni bir yola doğru gidiyor, o yol da 70'lerde Süleyman Demirel başbakanlığında kurulan 1. ve 2. Milliyetçi Cephe iktidarları. Bunun için ortam Ergenekon açısından çok uygun, halkın en milliyetçi olduğu dönemde bunu tekrar deneyecekler.
Nasıl olacak derseniz Ergenekoncuların ve NATO'cuların da anlaşacağı 3 parti de şu an mecliste, CHP, MHP ve İYİ Parti... Kemal Kılıçdaroğlu buna hayır der mi bilinmez ama hayır dediğinde zaten Muharrem İnce planı anında çalışacaktır. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde demokrat gözükmeye çalışan Muharrem İnce esasında sağlam bir Baykalcı ve Kemalisttir. Dikkat ederseniz hastalandığından beri hiç konuşmayan Deniz Baykal geçen gün birden söyleşi yaptı ve AKP'nin artık bittiğini açıkladı. Hasta diye ciddiye alınmadı ama ben aldım.
Yanılabilirim ama gidiş şimdilik böyle gözüküyor ve bunun olması için de yerel seçimleri beklememiz gerekecek. O zaman ne mi olacak, başkanlık sistemi çökecek ve Devlet Bahçeli kürsüye çıkacak ve en önemli açıklamasını yapacak: "BU ÜLKEYİ ERKEN SEÇİM KURTARIR"