Faydalı oy çağrısı

Meclis seçimlerinde seçmenlerin kendi yaklaşımlarının tamamen yasamaya yansıması için “faydalı oy” kavramının çok önemli olmayabileceğini söyleyebiliriz. Ama, Cumhurbaşkanlığı seçimi başka bir alan ve bu alanda “faydalı oy” kavramı çok önemli

14 Mayıs Pazar günü, bugün itibariyle artık bir aydan geri sayıyoruz, iki ayrı oy atacağız, biri Cumhurbaşkanlığı için, diğeri de TBMM için.

Bu seçimlerin hepimizin geleceği için çok önemli olduğuna hiç kuşku yok, çok düzgün oy kullanmamız lazım hepimizin. Demokrasi ve çoğulculuk çok güzel şeyler, gerçek bir demokraside en marjinal görüşlerin de Parlamentoda temsili önemli, tam da bu nedenle Meclis seçimlerinde seçmenlerin kendi yaklaşımlarının tamamen yasamaya yansıması için "faydalı oy" kavramının çok önemli olmayabileceğini söyleyebiliriz.

Seçimlere ilişkin Anayasada 67. maddede iki ilke var, temsilde adalet ve yönetimde istikrar ilkeleri bunlar, sistem bu iki hedef arasında bir denge arıyor ama bendenizin kişisel görüşü Parlamentoda temsilde adalet ilkesinin yönetimde istikrardan daha önemli olduğudur.Bir adım daha ileri gidersek zaten temsilde adalet olmaksızın yönetimde istikrar kavramının da havada kalacağını söylemek gerekiyor; ancak temsilde adaletin yaşama geçirilmesi için de başta seçim barajı olmak üzere siyasal partiler ve seçim kanunlarında büyük değişiklikler şart.

Ama, Cumhurbaşkanlığı seçimi başka bir alan ve bu alanda “faydalı oy” kavramı çok önemli.

14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı seçiminde dört aday var ama bu dört adaydan ikisinin seçilemeyecekleri, ikinci tura kalamayacakları çok net ama bu iki aday ısrarla adaylık statülerini sürdürdüler, sürdürüyorlar. Bu adayların az da olsa seçilme ihtimalleri olsa çok adaylı bir Cumhurbaşkanlığı seçimine bir itirazım olamaz ama bu ihtimalin sıfır olduğunu bildiğimiz için ister istemez bu adaylık sürecinin anlamını da değerlendirmekte zorlanıyoruz.

Tüm seçmenlere naçiz önerim şu: Birinci turda oy verdikleri adayın kazanma ihtimali hadi sıfır demeyelim de çok düşük olduğu için ikinci turda da şu adaya oyumu vereceğim diye düşünüyorlarsa daha ilk turda oylarını ikinci turda oy verecekleri adaya kaydırsınlar ve bu seçim ikinci tura kalmasın.

Hadi konuyu isimlendirelim.

Muharrem İnce’nin de, Sinan Oğan’ın da ikinci tur şanslarının olmadıklarını muhtemelen bazı psikolojik blokajlara rağmen en iyi kendileri biliyorlar ama yüz bin imzayı toplayıp aday oldular, bu aşamadan sonra artık bu adayların kendilerine söylenebilecek bir söz kalmadı ama seçmenlerine bazı şeyler hala söylenebilir. Bu çok önemli konunun çok önemli siyasal sonuçlarını bile bir kenara bıraksınlar, ikinci turun çok önemli kamusal maliyetleri var, birinci maliyet bütçe yükü maliyeti, bu bir ihtimal de değil bir kesinlik.

İKİ TURLU SEÇİME DÖNÜŞMENİN RASYONELİTESİ YOK

İkinci maliyet ise çok daha karmaşık bir konu; 2015 seçimleri hukuken olmasa bile de facto bir iki turlu seçime dönüşmüştü ve birinci tur diye nitelendirilebilecek 7 Haziran ile Kasım başı arasında yaşananların çok acı hatıraları hala herkesin hafızasında.

Bu seçimleri de iki turlu bir seçime dönüştürmenin hiçbir rasyonalitesi mevcut değil ama potansiyel maliyetleri çok net.

Okurlar dikkat buyurmuşlar ise hiçbir seçmene oyunuzu ilk turda Kılıçdaroğlu’na ya da Erdoğan’a verin demiyorum ama “”faydalı oy kullanın” diyebiliyorum, ilk turda Kılıçdaroğlu’na vermem ama ikinci turda Kılıçdaroğlu’na verebilirim diyenler daha ilk turda oylarını Kılıçdaroğlu’na, ikinci turda Erdoğan’a oy verebilirim diyenler ise ilk turda oyunu bu istikamette kullansınlar ve bu seçim ikinci tura kalmasın çünkü oylar ilk turda çok büyük bir oranda iki adayda kümeleşirse bu iki adaydan birinin yüzde elli artı biri yakalaması ihtimali çok yükselecektir.

TBMM seçimleri için asla önermeyeceğim “faydalı oyu” Cumhurbaşkanlığı için hararetle öneriyorum, sistemi çok büyük maliyetlerden kurtarabilirsiniz faydalı oy kullanma tavrınızla.


Eser Karakaş: Kadıköy Saint Joseph lisesi muzunu. 1978’de Boğaziçi Üniversitesi İİBF’den mezun oldu. Doktorasını 1985 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde yaptı. 1996’dan itibaren İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümü’nde profesör olarak ders verdi. Bahçeşehir Üniversitesi İİBF’de Dekanlık yaptı. 2016 yılında 675 sayılı KHK ile ihraç edildi. 2008 yılından itibaren Strasbourg Üniversitesi Science Po’da misafir öğretim görevlisi olarak bulunuyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Eser Karakaş Arşivi