Deniz Derinsu
Fenerbahçe’ye acilen 3 lider lazım…
Karşılıklı birer golle berabere biten Antalyaspor maç, her Fenerbahçelinin bir başka açıdan bakacağı bir karşılaşma oldu…
‘Bu kadar pozisyon harcayan bir Fenerbahçe olmaz. Kötü oynuyor ve yönetiliyoruz’ diyen olacaktır…
‘Hakem maçı elimizden aldı, üzerimize oynadı’ diyenler de olacaktır…
‘Erol Bulut takımı yanlış oynatıyor’, ‘Antalyaspor fırsatı kaçırdı’, ‘Fenerbahçe çok şanssızdı’ diye düşünenler de olacaktır..
Gerçek şu ki Fenerbahçe iyi oynamıyor ve eline gelen her fırsatı kaçırıyor…
Diyelim ki hakem – VAR organizasyonuyla penaltı iptaline kadar giden kasıtlı bir yönetim vardı…
Peki ya son 20-25 dakikada kaçan goller? Kaçar mı?
O pozisyonlara kadar tek pozisyona giremeyen Fenerbahçe? Yakışır mı?
Fenerbahçe iyi şekilde yönetilemiyor ve bunun sıkıntısı her an, giderek fazlasıyla hissediliyor…
Kızanlar olacaktır ama Fenerbahçe’ye acilen 3 lider lazım…
Biri başkan… Ali Koç Fenerbahçe’nin maddi sıkıntıları aşması konusunda yıllardır ciddi ve büyük uğraş veriyor, başarılı da oluyor. Bu başarısı da unutulmayacak. Ama sportif açıdan tarihin en kötü dönemini yaşıyor Fenerbahçe. Her maç yeni bir başarısızlık rekoru kırılıyor. Herkese kızıyor Ali Koç ama uygulamaları gerçekten ilginç. Mesela yayıncı kuruluşa kızgındı, bir protesto uygularken aniden vazgeçildi. Neden? Şimdi iptal edilen penaltı pozisyonuna isyan var ve sürecek de. Madem haklılığa inanılıyor, daha sert tepkiler gerekmez mi?
Bir diğeri teknik direktör… Erol Bulut tüm devreleri yanmış bir görüntüde. Ağzında sürekli aynı bahaneler: Hakem ve şanssızlık. Tamam da Fenerbahçe’nin pozisyonsuz onca maçı, oturmamış kadrosu, sürekli form grafiği düşen oyuncuları ve hala anlaşılamayan oyun düzeni… Bunlar ne olacak?
Ve sonuncu lider sahada lazım… 3 yılda 50’ye yakın transferden bir lider çıkmadı. Alex, Van Hooijdonk, Kuyt, Ümit Özat, Roberto Carlos, Tuncay gibi liderleri vardı takımın… Kimi sakinliğiyle, kimi yırtıcılığıyla, kimi de kavgacılığı ile dikkat çekerdi ama takımı hep ileriye iterlerdi. Öyle bir isim yok Fenerbahçe’de. Yeni umut olarak Mesut Özil alındı. Futbolculuğuna, kariyerine laf edecek olursam elbette hadsizliğin en büyüğü olur. Ama liderlik vasfından çok fazla uzak. Sahanın en vurdumduymaz ismi gibi mücadele ediyor. İşin kötüsü bir de futbolu unutmuş gibi! Sakatlanıp çıkana forma giydiği tüm maçlardaki hali ortada… Bu gidişle de büyük düş kırıklıklarından biri olur… Takıma bir lider şart!
Yeni umut İrfancan. Herkesin ağzında o var. Ama dikkat edilirse futbol dışını da çok seviyor. Caner’in kadro dışı bırakıldığı gün kendisiyle fotoğrafını yayınlaması ilginç. Keza dün oyuna girdikten sonra bir pozisyonda müdahalesi sonrası rakibine ‘Oyna’ işaretini yapış şekli ve hakemin pozisyona faul vermesi… Yaptığının faul olup olmadığına kendisi değil, hakemin karar vereceğini bilecek kadar profesyonel olmalı. Aksi takdirde ‘Tribüne oynuyor’ damgası yapışırsa, o da erken biter. Kimler bitmedi ki bu formayla…
Caner demişken… Konu Caner değil ama o yetenekte bir futbolcu, futboluna ihtiyaç duyulan bir dönemde bu kadar rahat kadro dışı bırakılıyorsa, bunda bir yönetim hatası vardır… İyi bir başkan, yönetim ve teknik direktör, futbolcuyu harcayan değil, kazanandır. Trabzon maçı öncesi Caner’in hocasına ‘Bizi yanlış oynatıyorsun, böyle oynayamayız’ dediği, Erol Bulut’un da ‘O zaman sen bu hafta oynama’ deyip Caner’i toplantıdan çıkardığı ve krizin başladığı iddiası var. Doğruysa… Caner’in hocasını bu kadar sert eleştirecek gücü nereden bulduğu, hocanın kazanmak yerine niye bu kadar kolayca kaybetmeyi kabul ettiği ve başkanın bu krizi neden yönetemediği sorgulanır…
Erol Bulut göreve geldiğinde ‘Bu kadar yıldızla başa çıkmakta zorlanabilir’ diyenler vardı. Ben de bu düşüncedeydim. Zamanla da bu tez doğru çıkıyor gibi…
1-2 kayıp sonrası herşey ayyuka çıkar ve bu kadar transfere karşın ‘Bırakın gençler oynasın’ ritüreli başlar ki bu kadar çaba ve emekten sonra gerçekten yazık.
‘Alo ben Emre abin’ diye takıma isim yağdıran Emre Belözoğlu’nun futbolcuların kendine gelmesi için ne çaba sarfettiği de merak ettiklerim arasında… Başka hesapları olduğunu düşünmek bile istemiyorum. ‘Alo, ben Emre abin…’ diyerek başlayacağı görüşmelerde futbolcuları bir an önce kendine getirmesi onun şu dönem en başlıca görevi…
Ama değil kendine gelmek, kendini kaybeden oyuncu sayısı giderek artıyor…
Altay’ın yanı sıra Pelkas, Gustavo ve Szalai son direnen isimler… Ama gidişata uyarlarsa, Altay da yanar…
Yine ısrarcıyım, kadro kalitesi en yüksek takımlardan biri Fenerbahçe. Ve üzerine çok yanlış kararlar verilebiliyor…
Ama Fenerbahçe istikrarlı bir onbire, bir oyun düzenine kavuşup yakaladığını atacak form grafiğine ulaşmalı… Sahada atarken saha dışıyla da başa çıkacak güce ulaşmalı, geçmişte olduğu gibi…
Yoksa sezon bahaneler eşliğinde düş kırıklığına doğru gider…