Deniz Derinsu
Ferdi’nin fendi…
Çocukluğumuzda, gençliğimizde Fenerbahçe’nin kadroya giremeyen yedekleri ve gençleri için adres Dereağzı Tesisleri’ydi. Şimdi etrafı duvar örülü tesisler o dönemlerde telle çevriliydi. ‘Fenerbahçe halkın takımı’ denirdi yine… Ama Sarı Lacivertliler gerçekten halkın içinde yaşardı o zamanlar. İdmanı isteyen seyreder, büyükler çocuklarına o futbolcuları seyrettirirken futbolu, takım tutma sevgisini aşılarlardı.
Yıllar futbol sevgisine duvar örmekle kalmadı, Fenerbahçe’yi aldı İstanbul’un bir uç noktasına götürdü… O zamanın A takım yıldızlarının idmanları rahatlıkla izlenirken, şimdi aynı Dereağzı Tesisleri’nde altyapı idmanlarını ve maçlarını bile izlemek çoğu zaman yasak…
Artık neredeyse adı her yıl değişen ama bildik adıyla Türkiye Kupası’nın o yıllarda bir ağırlığı vardı. A takımlar oynardı. O dönemin oyuncuları biyonik olsalar gerek… Öyle ‘Haftada 2 maç yapıyoruz… Çok yorgunuz’ şeklindeki sızlanmalar pek duyulmazdı.
Şimdi eski ağırlığını her yıl yitiren kupada finale gelmedikçe tüm takımlar yedekleriyle mücadele veriyorlar…
Fenerbahçe de İstanbulspor karşısına ağırlıklı formaya hasret isimlerle çıktı. Onbiri duyduğumda 2 isme gözüm takıldı… İlki Vedat… Göztepe maçı sonrası ‘Bacakta 3-4 yırtık vardı, bandajsız oynayamam’ şeklinde açıklamalarının üzerinden 3 gün geçmişken niye bu maçta ilk onbirde 60 dakika sahada kaldı, anlayamadım.
Diğeri Dirar… Hasan Ali’nin yokluğunda solbek sıkıntısı oraya adapte edilmeye çalışılan Dirar’la giderilmeye çalışılıyor. İyi de böyle bir maçta koskoca Fenerbahçe altyapısında bir genç yok mudur orada denenecek? Aynı şekilde Vedat’ın yerinde de aday bir genç gözlemlenemez miydi?
Dünya futbolu yıldızlarını, A takım oyuncularını böyle maçlarda genç deneyerek buluyor. Bizdeki korkuyu anlamakta zorlanıyorum… Vardır elbette Ersun hocanın da bir hesabı… Ama bu kadar gençleri arka planda tutmak tuhaf… Zajc’a o asisti yapan Muhammed daha uzun oynamanın hayaliyle değil, onbirde oynatılmanın güveniyle gelişir…
Yarın herkesin Ferdi’yi konuşacağından eminim. İşareti daha maç oynanırken sanal dünyada verildi… Hak vermemek de elde değil. Haftalardır herkes ‘Ferdi’ye ne oldu’ diye sorup duruyor. Neden soruyor… Çünkü Ferdi sezon başında birkaç kez forma şansı buldu ve hepsinde iyi puan aldı. Sonra ne olduysa Ersun hoca Ferdi’yi kızağa çekti.
Aralarının kötü olduğuna dair haberler çıktı… Ferdi’nin tesislerde disiplinsiz olduğu söylendi… Ama gerçekte neyin ne olduğunu kimse anlamadı…
O Ferdi İstanbulspor karşısında son derece başarılı oynadı. Takımın ligde form grafiğinin düştüğü dönemlerde oynayabilse bir şeyler yapma ihtimali olduğunu gösterdi. Ve bu maçtaki performansıyla ligde yine az şans bulursa, Ersun Yanal’ın başına sıkıntı olacağının altını çizdi.
Şu net ki ileriye dönük düşünen Fenerbahçeliler Emre, Kruse, Gustavo, Dirar , İsla, Gustavo, Mevlut gibi 30 yaş üzeri bu kadar isme umut bağlamaktansa Vedat, Ferdi, Muhammed gibi yaşı uygun isimlerle bir yola girmenin düşü içindeler… ‘Gençlere şans’ ifadesinin kupa maçı sonralarındaki bir palavra olarak kalmamasını istiyorlar…
Taraftarın bir kısmının büyük desteğiyle Fenerbahçe’de yeniden görev yapma şansı yakalayan Ersun Yanal, o taraftarın beklentilerinin bir kısmına kulak kabartmalı… Aksi durum sıkıntı olur. Örneğin ‘Ferdi’nin fendi, Ersun hocayı yendi’ denecekse bunun yolu güzellikle olmalı, zorla değil…
Net konuşmak gerekirse: Bu Ferdi takımın şu haftalardaki haline bakılınca, 3-4 hafta sürekli ilk onbirde şans bulmayı hakkediyor. Olmazsa da olmaz denir elbette ama şu an o kadar olmayan isim varken, Ferdi’ye yazık oluyor…
20 yaşında, Hollanda kökenli bir oyuncunun hasat dönemi çoktan geldi… Dünyada kimlere ne yaşlarda fırsatlar verilirken Ferdi artık şansı bulmalı…
Asıl mesele de Ferdi değil… Ferdi gibi isimler konusunda zihniyetin değişmesi…
Sadık, Adil, Zajc. Tolgay gibi oyuncuları izleyince…
Fenerbahçe’nin transfer politikasını yeniden bir masaya yatırmasının şart olduğu da net!