Eser Karakaş
Gürbulak Gümrüğü konusunda konuşulamayan
Türkiye çok ilginç bir yer.
Basında yaklaşık her gün çok büyük ve hukuk dışı iddialar dile getiriliyor ama bu iddiaların bir sonucu olmuyor, kimse görevinden alınmıyor, kimse, şayet iddia yalan ise, tazminat ödemiyor.
En az bu konu kadar ilgimi çeken başka bir konu da işin içine uyuşturucu konusu girdiği zaman basının, buna muhalif basın da dahil, fikri takibin sıfırlanması.
Geçtiğimiz hafta CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat bir basın toplantısı ile Gürbulak Gümrük Müdürlüğünde ve Saray’da yaşanan bir skandalı gündeme getirdi; Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı unvanı taşıyan bir kişi, ismi Oktay Saral, Gürbulak Sınır Kapısı Gümrük Müdürüne Cumhurbaşkanlığı logosu içeren bir kağıtla bir not gönderiyor ve Gürbulak’taki bir Kuran kursuna yetmiş bin lira para göndermesini rica ediyor.
Basına yansıdığı kadarıyla daha önce de yine Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Oktay Saral gümrük müdürüne benzer talepler yöneltmiş, toplam yaklaşık 250 bin TL ve bu talepler de yerine getirilmiş.
Bu bilgilerin basına yansımasından sonra Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanından bir tekzip yayınlandığını ben basında göremedim.
Bu haberde vurgulanan ama, çok ilginç, hiç vurgulanmayan bir konu da var.
Gümrük Müdürüne başka eleştiriler de var Mahir Polat’ın basın toplantısında ama bu eleştirilerin büyük bölümü ilgili bakanlık tarafından tekzip edilmiş, başka resmî bilgiler paylaşılmış kamuoyuyla.
İş bu aşamada kalsa ben de meseleye daha fazla girmek istemez, bu yazıyı da yazmazdım.
Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanının birisinden resmî (Cumhurbaşkanlığı) antetli bir kağıtla ve el yazısıyla Kuran kursuna vermesi için para istemesini de çok önemsemez, konuyla ilgili günlük bir haber der geçirdim şayet söz konusu para istenen kişi Gürbülaklı bir işadamı, bir zengin olsa idi.
Kuran kursunun kara parayla, uyuşturucu parasıyla finanse edilmesi meselesine de girmeyeceğim bugün.
Ancak, Oktay Saral bu parayı bir devlet memurundan ve özellikle de Gürbulak Gümrük Müdüründen istiyorsa ve daha önce de aynı makamdan iletilen benzer talepler yerine getirilmiş ise demek ki Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Oktay Saral bu devlet memurunda (Gürbulak Gümrük Müdürü) bu miktarlarda paraların olabileceğini biliyor ya da tahmin ediyor.
Peki bu meblağlar bir devlet memurunda, Gürbulak Gümrük Müdürü, nasıl bulunabiliyor?
Bu derecede bir devlet memurunun maaşının yedi bin TL olduğuna ilişkin basında bilgi var.
Bu gümrük müdürü senelerdir bu paraları yemeyip, içmeyip Kuran kurslarına bağışlamak için mi biriktirmiştir?
Basında maalesef konuşulmayan konu budur.
Gümrük Müdürünün bu parayı Kuran kursuna hangi kaynaktan nasıl bağışlayabildiği konusunda bir soruşturma açılacak mıdır?
Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Oktay Saral bir sıradan devlet memurunda böyle bir paranın mevcudiyetini nasıl bilmekte ya da tahmin edebilmektedir?
Bilebildiğim kadar böyle bir skandal niteliğinde Cumhurbaşkanlığı antetli nottan sonra Oktay Saral da görevden el çektirilmemiş ve hakkında soruşturma açılmamıştır.
Konuyla ilgili herkes çok iyi bilir, Gürbulak sınır kapısı maalesef Türkiye’ye uyuşturucunun girdiği en önemli sınır kapısıdır, eskiden eşek sırtında giren uyuşturucu artık tırlarla gelmektedir ve bizim gibi faniler de bu kapılarda yakalanan uyuşturucunun giren toplam uyuşturucunun kaçta kaçı olduğunu bilememektedirler.
Benim kendi küçük çapımda senelerdir ifade etmeye çalıştığım konu ülkemizdeki uyuşturucu trafiği iyi analiz edilmeden terör meselesinde de, yolsuzluk meselesinde de, devletin çürüme meselesinde de mesafe almanın mümkün olamayacağıdır.
Gürbulak Gümrük Müdüründen Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı kısa bir süre zarfında yaklaşık üç yüz bin TL isteyebiliyor ise, benim anladığım, uyuşturucu meselesinde, çok ünlü bir roman ismine referansla, bir yön değişikliği ile, "Doğu cephesinde yeni bir şey yok".
İstanbul Pendik’te iğrenç bir olay yaşanıyor, iki maganda, baklavacılar, bir arabaya, içinde hamile bir kadın var, trafikte yol vermediği için saldırıyorlar.
Haber basında, sosyal medyada çok haklı olarak büyük yankı buluyor, iyi ki de öyle oluyor.
Ama, benim aklıma da maalesef Gürbulak meselesinin, kanımca çok daha vahim bir konu, bu ölçüde insanların ilgisini neden çekmediği takılıyor.
Konu çok daha vahimdir çünkü bir iğrenç ağ Gürbulak’tan, şekilde görüldüğü gibi, nerelere kadar taşınmıştır.
Neden basın, sosyal medya uyuşturucu konusunda başka konulara oranla çok daha az duyarlı davranıyor, bunu anlarsam sanki Türkiye’nin şifresini çözmüş olacağım.