Aytül Hasaltun Bozkurt
'Her gün aynı giden şeyi bozmaya çalışıyorum'
Gün, gün gibi aydınlık, sosyal durumunun bilincinde, ne istediğini niye istediğini bilen ve duyarlılıkları olan bir genç. Uzun zamandan beri bu kadar genç biriyle bu kadar detaylı konuşmamıştım ve bu benim için de ilginç bir deneyim oldu. Çünkü ‘ben/biz umut üzerine onca yazıyorum/yazıyoruz ama yazdıklarımın/yazdıklarımızın onda ya da onun kuşağında bir karşılığı olacak mı?’ kabilinden endişelerime Gün son vermiş oldu. Elbette zekiler ve neyi, neden dediğimizi hemen fark ediyorlar ve elbette kendi meşreplerince itirazlarını da kabullerini de yaşamasını da iyi biliyorlar.
Ayrıca bir online eğitim annesi olarak Gün’e bakıp oğlumun davranışlarını daha iyi anlamlandırabildim. Çocuğumun kendinin bile fark etmediği ya da benimle paylaşmaktan çekindiği suskunluklarını daha iyi okuyabildim. Çünkü hiç kolay bir zaman dilimi yaşamadık ve belki de kendi paniğimizden gençlere ya da çocuklarımıza ‘sen ne yaşıyorsun?’ sorusunu doğru düzgün soramadık. Neredeyse sene-i devriyesi geldi ama Covid-19 ile ilgili ya da pandemi ile ilgili hala hiçbir sorunun net cevabını biliyor değiliz ve bu bizleri sıkıştırmaya devam ediyor bir yandan. Anlaşılan o ki bir süre daha bu belirsizlik/kontrolsüzlükte kalıp ‘nereye/neyi eksik bırakıyoruz’ sorularını sormaya devam edeceğiz. Güç bela hayatı evlerimize sığdırmaya çalışıyoruz, olduğu kadar tabii ama hayat da akıp gidiyor bir yandan. Taşınıyoruz, evleniyoruz, boşanıyoruz, doğuruyoruz, yeni alanlar açıyoruz ya da kapatıyoruz… Gün seneye gireceği sınavlarına hazırlanıyor. İyi okumalar dilerim.
Online eğitim nasıl gitti/gidiyor? Senin açından kazanımları ve zorlukları neler oldu?
Şimdi 11. sınıftayım ben, geçen sene başladık online eğitime ancak verimsizdi. Bizim okul çok iyi ele alıyor online süreci. Geçen sene şöyle oldu, 3 tane bir buçuk saatlik ders vardı. Normalde altı-yedi saatse dört buçuk saat oluyordu okul. Bir de derslerde bir çalışma veriliyordu, çalışmayı erken bitirdiğimizde -ki bazı derslerde 30 dakikada bitiyordu çalışma- kalan zaman boş geçiyordu. Ama bu sene sabah 8’den akşam 3’e kadar normal okul gibi epey yoğun başladı. Ben şimdi yurt dışına hazırlanıyorum. O yüzden AP (İleri Düzey Yerleştirme Programı) derslerim de var. 4 tane AP dersi aldım, onlar için de ek dersler vs oluyor, şu an normal okuldan daha yoğun.
Çok uzun değil mi bir buçuk saat ders süresi olarak?
Geçen sene o kadar uzun gelmiyordu çünkü ders yerine şunu yapıyorduk; öğretmenler podcast yüklüyordu, onu izleyip sonra bir çalışma yapıyorduk. Çalışma yoklamamız gibi bir şey oluyordu. Bu sene bu kadar uzun değil, 50 dakika her ders. Normal okuldakine yakın.
Kazanımları ne oldu peki?
Daha geç kalkabilmem güzel oldu tabii. 06.00’da kalkıp 06.30’da servise binmek yerine şimdi 08.00’de kalkıyorum ama onun da dezavantajı var; direkt uyanıp derse giriyorum. İlk dersler genel olarak verimsiz oluyor. Çünkü diğer türlü kalkıyorum, hazırlanıyorum, dışarı çıkmak için giyiniyorum, minibüse biniyorum, okulda arkadaşlarımı görüyorum, ayılıyorum o sırada. Şimdi evde olunca çok zor oluyor. Ama online olarak özel dersler ekleyebildim programıma. Mesela ben piyano dersi alıyorum, 11 yıldır piyano çalıyorum. Şimdi 8. Seviye sınavına gireceğim. Onun için normalde sadece pazar günleri ders yapabiliyorduk, şu an daha çok ders yapabiliyorum. Neredeyse her akşam… Piyano açısından çok verimli. Okul açık olsa daha iyi de diğer dersleri evden yapabilmek çok iyi.
Eğitime ulaşım imkanları arttı diyebilir miyiz?
Evet evet, şu an hocam Rusya’da, Rusya’da olduğu haliyle her gece ders yapabiliyoruz. Burada ekstra bir şey olunca dersi direkt yapamıyorduk.
Okulların açılması söz konusu, gönül rahatlığıyla gidebilecek misin? Endişelerin var mı?
Açılacağını çok düşünmüyorum. Hep açılacak deniyor ama sonuçta erteliyorlar. Duruma baktığımızda da vaka sayısında çok bir azalma olmuyor. Okulların açılması zor biraz. Açılsa gitmek isterim. Herkes için mesafeli maskeli uygun bir ortam olursa -ki bizim okul yapabilir onu- gitmeyi isterim. Tabii risk var hala onun için çekiniyorum ama evde de çok sıkıldım.
Evdeki sıkıntılarından/zorluklardan biraz bahsedebilir misin hangi kısmı zor?
Her gün aynı geçiyor. Sabah kalkıyorum, bir şey de yemiyorum. Kalkınca ilk bir iki derse giriyorum sonra ders arasında kahvaltı yapıyorum, tekrar derse giriyorum ve her gün aynı geçiyor. O yüzden hep ekrana baktığım için yoruluyorum. Okulda hocayı dinliyorum, o bizle konuşuyor. Şimdi hoca da ekranda. Çalışmalar da ekran üstünden. Her şeyi ekrandan yapınca gözümü ve beynimi de yoruyor. Bir yerden sonra daha zor anlıyorum.
Fiziksel olarak yeteri kadar hareket edebiliyor musun?
Genelde evdeyim o yüzden epey azaldı hareketliliğim. Arada sırada dışarı çıkıp yürüyorum ama yeteri kadar değil tabii. Eskiden her gün okula sonra başka yerlere gidiyor ve çoğu yere yürüyordum, şimdi tüm gün evde de değil hatta odamda oturuyorum.
Peki sosyalleşme arkadaşlar bu ihtiyaçlarını giderebileceğin alanlar var mı?
Sosyal temasının azalması aile ve arkadaşlık ilişkileri açısından seni nasıl etkiledi?
Arkadaşlarımla konuşuyorum, ilişkilerime etkisi olmadı telefondan, mesajlardan, oyunlardan konuşuyoruz. Arada buluşuyoruz da... Mesela dün birkaç arkadaşımla buz patenine gittik. Değişik bir deneyimdi, arada sırada dışarı çıkabilince güzel oluyor. Ama kalabalık alanları özledim. Normalde sevmeyeceğim ortamlar/şeyler şu an yapmayı çok istediklerim oldu. Kalabalık evleri özledim mesela.
Bir iki defa arkadaşımda kaldım ama maksimum iki-üç kişiydik. 10 kişi beraber eğlenebileceğimiz ya da dışarıda zaman geçireceğimiz bir yerlere gidememek çok kötü. Şu an, değişiklik olsun diye normalde hiç ilgilenmeyeceğim aktivitelere gitmeyi bile istiyorum. Anneannem ve babaannem ayrı şehirlerde. Bir kere Ankara’ya gittik anneannemi ziyarete. O çok iyi geldi mesela. Anneannemi çok uzun zamandır görmemiştim. Babaannemi hala görmedim. Babaannem hastandı bir ara hastaneye yatması gerekti ve babam gidip ilgilendi ama biz gidemedik. O hastayken onu görmemek çok kötü oldu.
O ilişkilerini de taşıyabildin mi online ortama? Babaannenle ya da anneannenle görüntülü görüşebildin mi örneğin?
Çok değil maalesef. Doğum günü ve bayramlarla sınırlı ne yazık ki. Biraz konuşuyoruz ama aynı şey değil tabii ki. En kötüsü yeni insanlarla ilişki kuramıyorum. Arkadaşlık ilişkilerinde ya da bana mentörlük yapabilecek birileri ile tanışamıyorum. Staj yapamıyorum. Yeni bir şeyler yapamıyorum. Mevcut şeyleri geliştirebiliyorum sadece ya da arkadaşlarım aynı. Hiç düşünmezdim böyle düşünebileceğimi. Çünkü sevmiyorum aslında yeni insanlarla tanışmayı ve ilk temasta notum çok kıt, zamanla güvenim geliştikçe yakınlığım ve temasım artıyor. Hayatımdaki herkesi seviyorum tabii ama çok aksiyon olmuyor.
Ekran sürenin arttığını söyledin, etkilerini yaşıyor musun?
Göz numaram arttı. Astigmat bir gözlüğüm vardı çok sıkıntı yaratan bir sorun değildi ama şimdi çok daha büyük ihtimalle. Ekrana bakarken takmam gereken ama bu süreçte çok takmayarak ihmal ettiğim için ilerlemiş olabileceğini düşünüyorum. Onun dışında uyuyamıyorum. Geç uyuyorum. Çünkü zaten eksiden de telefon, oyun gibi kullanımlarım için ekrandan yapıyordum, bunun üzerine her gün okul ve dersler eklendi. Günlük maksimum üç-dört saat olan ekran sürem şimdi on saate çıktı. O da çok fazla. Uykumu da etkiliyor.
Böyle bir durumda kendini nasıl sağaltıyorsun ya da nasıl korunuyorsun?
Okul 8’de başlıyor. Önceki akşam ikide üçte yattıysam direkt kalmak zorundayım ama iki haftada bir vücudum pes ediyor. Akşamüstü okul bittiği gibi beşte-altıda yatıp ertesi gün sekizde kalkıyorum. Cumartesi ve Pazar’da derslerim var, Pazar sabahı 8’den 11’e piyano dersim var, o yüzden o günler de çok uyuyamıyorum. Onun için arada sırada akşamüstünden yatıp sabaha kadar uyuyorum. İşe yarıyor çok sıkıntı olmuyor. Şimdi tatildeyiz, o güzel geldi istediğim kadar uyuyabiliyorum.
Dinlenmiş hissediyor musun kendini?
Yani biraz. Bu görüşmeden önce de bir buçuk saatlik bir piyano dersim vardı sabah. Piyona çaldıktan sonra ayılıyorum daha dinç hissediyorum. Normalde hala uyuyor olabilirdim.
Geleceği nasıl görüyorsun?
Ben kendi açımdan çok karamsar görmüyorum geleceğimi. Zaten yurt dışında okumak istiyorum.
Bir parantez açalım hemen, neden yurt dışında okumak istiyorsun?
Annemlerin de etkisi var tabii. Yurt dışında eğitim için hem daha çok fırsat var hem de burada şu hiç hoşuma gitmiyor; o ana kadar yaptıkların ve biriktirdiklerinin hiç bir etkisi olmuyor, bir anda bir sınava giriyorsun ve o sınavda ne yaptıysan o. O gün karnın ya da başın ya da dişin ağrıyorsa hiç bir şey fark etmiyor, ne yaptıysan ona razı olmak zorundasın. Yurt dışında notlarına bakıyor, sosyal aktivitelerine bakıyor, mesela benim piyanom epey işe yarayacak orada. Onun dışında tekrar tekrar girebileceğim bir çok sınav var. Kısacası başarılarımı daha iyi yansıtıyorum yurt dışında. Burada sınav günü saçma bir şey olsa belki bir sene bekleyip sonraki sene tekrar girmem de gerekebilir.
Ben istediğim okullardan birine gireceğimi düşünüyorum. Umuyorum en azından. Sonrasından biraz korkuyorum tabii. Hadi üniversiteye girdim, üniversiteden sonra ne yapacağım hiç bilmiyorum. Psikoloji okumak istiyorum. Tabii net değil, birkaç alan daha var düşündüğüm. Psikolojiden sonra ne olabilir klinik psikoloji okuyabilirim ama oradan oraya nasıl geçeceğim arada ne yapmam lazım şu an hiçbir fikrim yok. Buna vakti gelince bakacağım. Korkuyorum ama karamsar değilim. Türkiye’nin durumu için söylemiyorum, kendi açımdan söylüyorum.
Neyden korkuyorsun onu da açalım biraz dilersen…
Üniversiteden sonra nasıl iş bulacağım ya da nasıl iş kuracağım, deneyimin olmamış olacak zaten normal olmaması da ama mesela onun üzerine işletme ya da başka şeyler okursam kurs gibi belki daha iyi olabilir. Şu an oraları düşünmüyorum, direkt üniversiteye odaklandım.
Hayallerinde neler var?
Şu an en çok istediğim şey piyano sınavını geçmek. 8. seviye sınavını geçtikten sonra öğretmenlik yapabiliyorum. Şansıma sınav online olacak normalde gidiyordum, orada bir hoca oluyordu tek seferde çalıyordum bitiyordu. Şimdi parçaların videosunu çekip yüklüyorum. O yüzden şanslıyım. Üstelik kendi piyanomla çalıyorum. Bir de psikolojide ya da başka bir alanda bir araştırma ekibinin başında/içinde araştırmayı yönlendiren, fikirler bulan bir pozisyonda olmayı hayal ediyorum. Kafamdaki fikirleri uygulayıp test edebildiğim bir ortamda olmak istiyorum.
Sanatla ilişkini biraz daha konuşalım mı?
Sadece piyano değil epey bir enstrüman çalıyorum. Klasik gitar var, bas gitarım var… Beş yaşımdan beri piyano çalıyorum. Ve şu an hayatımda en büyük yeri olan parçam. Karantina sürecinden sıkılmamamın sebebi -sıkılıyorum da kafayı yemememin sebebi- müzik. Bas gitara karantinanın başında başladım hatta aleti internetten aldık. Riskliydi ama istediğim gibi çıktı. Günde birkaç saat çala çala şimdi gayet iyi çalmaya başladım. Gitarı 4. sınıftan beri çalıyorum onu da epeydir çalıyorum. Değişik değişik enstrümanlarım da var, sıkılınca bilgisayardan elektronik müzik yapmaya çalışıyorum. Okulda grubumuz var. Mesela okulda bir video çektik yıl sonu konseri için. Hem bas çaldım hem kahon çaldım. Müzikte yavaş yavaş her şeyi çalabilmek istiyorum. Daha üflemeleri hiç bilmiyorum, saksafon öğrenmek isterim mesela, tam olmasa da.
Geleceğini müzik üzerine kurmayı düşündün mü hiç?
Çok isterim tabii, şarkılar yazsam bir grubla ya da kendim de olabilir… İsterim ama onun için şu an yapabileceğim bir şey yok gibi düşünüyorum. Konservatuarda müzik okusam her akşam sahneye çıkmak istemem. Kendi şarkılarımı yapmak isterim. Hayatımın sonuna kadar müzik olacak ne olursa olsun. Psikoloji okusam da akşam eve dönünce enstrümanlarımla olurum büyük ihtimalle.
Seçtiğin iki alanın bir kesişim kümesi var aslında, Müzik Terapisi…
Evet buna yönelebilirim. Müzik ve beynin ilişkisini araştırmak hoşuma gidebilir.
Bilgisayar oyunları ile nasıl aran?
Çok oynamıyorum normalde. Arkadaşlarımla yapacak aktivite olsun diye boş zamanlarımda konuşurken bir şeyler oynuyorduk ama onu da bıraktım şimdi. Şu an boş zamanlarımın çoğunda bas çalıyorum. Piyanoyu boş zaman aktivitesi saymayayım çünkü sınava çalışıyorum. Bas çalıyorum ya da youtube da boş videolar izliyorum. Direkt verimsiz ama ihtiyacım olan bir vakti geçiriyorum. Durmadan ekrana bakıyorum, durmadan bir şeyler oluyor ve kafamda hep bir şeyler oluyor, boş videolar izleyince ya da hiçbir şey yapmadan sevdiğim müzikler dinleyince iyi geliyor. Arada gerekiyor öyle.
Doğayla ilişkin nasıl?
Çok yok. Evimin bahçesi var en azından oraya çıkabiliyorum o çok büyük avantaj, çok şansılıyım o konuda. Arada bahçeye çıkıp hava alıyorum. Onun dışında çok yok. Dışarı çıktığımda doğayla iç içe olmuyorum.
Peki bu senin önemsediğin bir şey mi?
Çok değil aslında. Bir ay odamdan çıkmasam egzersiz dışında çok etkilemez. Doğayla iç içe olmak elbette çok güzel. Bahçeye çıkınca hava aldığımı hissedebiliyorum. Ormanda kitap okumak güzel olabilir belki ama çok da fark etmez şu an.
Sen üniversiteye hazırlanan ve iyi bir okulda paralı okuyan bir genç olarak eğitimde fırsat eşitsizliği ile -ki devlet okullarındaki pek çok çocuk online eğitimi takip etmekte çok büyük zorluk yaşadılar - ilgili ya da Boğaziçi Üniversitesi’nde şu an çok büyük bir direniş var belki biliyorsundur, velhasıl eğitimde eşitlikler ve demokrasi ile ilgili neler düşünüyorsun.
Ben kendimi çok şanslı görüyorum. Okulumun online süreçte derslere olabildiğince verimli devam etmesi ve elimdeki kaynaklar sayesinde eğitim hayatım çok fazla etkilenmedi. Dediğiniz gibi devlet okullarında okuyan ve aynı şanslara erişimi olmayan kişiler çok daha fazla etkilendi. Genel olarak bu sürece bakıldığında eğitimi baya kötü bir şekilde etkiledi ve etkilemeye devam ediyor. Boğaziçi konusunda da, bence rektör atanması ve sırf rektör yardımcısı çıkmadı diye yeni fakülte açılacağının söylenmesi tamamen demokrasiye aykırı. Ayrıca bu kadar tepkiye rağmen bir rektörün sırf devletin isteğiyle ve gücüyle hala bu işten vazgeçmemiş olması bana çok değişik geliyor. İnternette de Boğaziçi hocaların konuşmalarını dinledim ve bu durum hem eğitim için hem de Türkiye için çok üzücü bir durum. Türkiye’deki en iyi üniversitelerden birinin böyle bir savaş vermesi beni de üzüyor.
Çok teşekkür ederim, var mı eklemek istediklerin?
Bu senenin başında uyanıp derse giriyordum. Bir iki defa yataktan da girdiğim oldu hatta. Pijamamla kaldığım da oluyordu. Şimdi ilk iki ders o kadar olmasa bile sonrasında duş alıp dışarıda giydiğim kıyafetleri giyip masaya oturunca daha verimli oluyor. O çok şey değiştiriyor, genel ruh halimi, modumu yükseltiyor. Mesela şu anda ayağımda ayakkabı var. Şu an pijamayla otursam çok daha kötü hissederdim, her gün aynı giden şeyi bozmaya çalışıyorum, her gün farklı kıyafetler giyerek hatta dışarıda giyineceğim gibi giyiniyorum.
Gün Soydan - Öğrenci