Ahmet Nesin
Hile yap, suçu CHP'ye at, köylü kurnazısın Erdoğan...
Benim yaş grubum 2 olayın uzmanı oldu, olumlu yada olumsuz darbe ve seçim uzmanı olduk hepimiz. Doğal olarak Recep Tamam Erdoğan da uzmanlaştı iyice. Bu seçimlerin başından itibaren Erdoğan'ın ve AKP'nin yenileceğini yazdım ve son ana kadar da kimseyi inandıramadım. Seçimi esasında AKP değil Erdoğan kaybetti ve bundan sonra benim için adı Recep Tamam Erdoğan'dan Recep Tastamam Erdoğan'a dönüştü.
Bu seçim öncesi aynı 7 Haziran seçimleri öncesi gibi başladı, adayların önemi yok gözüyle başladı Erdoğan, kendisinin yettiğini sandı ve sokaklara döküldü. İşte o andan itibaren benim gözlerim parlamaya başladı, halklar kime oy vereceğini bilmeyecekti, sadece kime değil, neden oy vereceğini de bilmeyecekti. Tamam, çok eğitimli halklarımız yok ama insan yerine konulmayı da isteyen halklarımız var. Daha doğrusu bu istemek de değil, en doğru hakkı kendisinin. Ancak Erdoğan kendisinin anlatacaklarının yeteceğini sandı ve kaç metre yol yaptığını, kaç kişilik hastahane inşa ettiğini söyleyip, insanlara dilenci gibi 200 gram çay dağıttı.
Erdoğan bunları yaparken çoktan bişeyin daha farkına varmıştı, seçimler kaybediliyordu ve o yüzden devamlı AKP'lileri uyarıyordu. Ben AKP'nin kaybedeceğini yazdıkça insanlar bana her zamanki gibi seçimlerde hile yapılacağını ve Erdoğan'ın yine kazanacağını söylediler. Evet, bunu ben de biliyorum, hile yapılacak ama nereye kadar yapılacak. Bir parti başkanı, üstü kapalı bile olsa en büyük şehirlerdeki belediye başkanlarını metal yorgunluk adı altında üçkağıttan dolayı görevden alırsa kendi tabanında olmasa da seçmeninden oy kaybeder, artık güven eksilmeye başlamıştır ve bunu yerine koymak çok zordur. Bu güven tazelemeyi hele eski belediye başkanı Ali Müfit Gürtüna tarafından görevinden uzaklaştırılan ve gemicikleri olan Binali Yıldırım üzerinden yaparsanız, aldığınız sonucu alırsınız.
O zaman Erdoğan başka bir yol bulmalıydı ve bu plan o kadar önceden yapılmalıydı ki kendisinin yaptığı anlaşılmasın. Bunun örneği de Çekmece olayı, nüfus müdürlüğüne birisini ata ve sonra oradaki belediye CHP'de olduğu için onları suçla. Yada Maltepe'deki gibi sandık başkanları üzerinden git.
Detaylarını kaç gündür televizyon programlarında ezberlediğiniz için detay yazarak zamanınızı almak istemiyorum, Erdoğan kendi yapacağı seçim hilesini CHP üzerinden yaptırarak yada yaptırdığını sanarak Yüksek Seçim Kurulu üzerinden seçimleri kazanmak istedi.
Peki bu nasıl engellendi, kim engelledi!.. En başta CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu çok profesyonel bir tutum aldı ve seçimlerden hemen sonra ekranlara çıkıp konuşmak yerine inisiyatifi il başkanı Canan Kaftancıoğlu ile adayı Ekrem İmamoğlu'na bıraktı. Bu çok doğru bir tutumdu, çünkü işin sahibi onlardı ve Erdoğan'ın yaptığının tersine Kılıçdaroğlu meydandan çekildi. Aynı olayı AKP yada Cumhur ittifakında böyle görmüyoruz, neredeyse Binali Yıldırım dışında herkes konuşuyor.
Erdoğan bunu yaptı çünkü bu yaptığının meyvesini 24 Haziran seçimlerinde almıştı ve başta Muharrem İnce olmak üzere muhalefet tamamıyla çok kötü sınav vermişti. Ancak bu kez öyle olmadı, 2 inanmış, 2 inatçı, 2 seçmenine ve kendisine oy veren herkese karşı kendisini sorumlu tutan insan çıktı Erdoğan'ın karşısına (Hep Erdoğan diye yazıyorum, çünkü AKP diye bir parti yok esasında, Erdoğan var), il başkanı Canan Kaftancıoğlu ve aday Ekrem İmamoğlu.
Bu 2 insanın dünya görüşü yada siyasete bakış açıları yada baktıkları yer çok önemli değil, Türkiye'ye bişeyin dersini verdiler, hangi siyasetten olursan ol, siyasetçi böyle olunur dersi. Bu ders çok önemli, çünkü bu dersi çok önceden alan ve uygulayan bir grup var Türkiye'de. Kürtler ve sosyalistler yıllarca seçimlere bağımsız aday olarak girdiler ve en azından yarı yarıya vekil kaybına uğradılar. İşte onlar da bu güveni kazandıklarına inandıklarında önce HDK'yı ve hemen ardından HDP'yi kurdular ve sanırım Türkiye siyasetinin coğrafyası o günden beri değişti.
Daha önceki seçimi anımsayın ve Sırrı Sakık'ın seçim kuruluna kaç kez sayım yaptırdığını bir gözünüzün önüne getirin. Seçmenine karşı sonuna kadar sorumluğunu yerine getiren Sakık defalarca saydırttı ve sonunda karşı tarafa pes ettirdi. Ve Kılıçdaroğlu, Kaftancıoğlu, İmamoğlu üçlüsü tabanının ve seçmeninin oyunu harcatmayacağına inandı, belki de bu yazıyı okumaya başladığınızda artık seçim kurulu İmamoğlu'na mazbatayı vereceği tarihi açıklamış olacak.
Hırs başka bişey, seçimlerde görevli bütün görevlilerin atanması devlet yani o devleti yöneten AKP tarafından yapılıyorken, görevlilerin CHP lehine hile yaptığı mizanseni biraz fazla abartılı oldu ve o görevlilerin büyük bir kısmının AKP'li olma olasılığına karşın rencide olabilecekleri hesaplanamadı, çünkü sadece kendini düşünenler bunu asla hesaplayamazlar.
Bu seçim sonuçlarından sonra Erdoğan için söyleyeceğim tek şey var o da "GİTTİ GÜLÜM KETEN HELVA".