Hoşgeldin Jitem

En son helikopterden 2 kişi atlınca ve HDP'den 17 kişi tutuklanınca aklıma bugünlerde unutturulmuş olan JİTEM'in yeniden canlandırıldığı geldi.

'JİTEM'İ BEN KURDUM' diye yazmıştı kitabını emekli albay Arif Doğan. Bir insan niye hukuk fakültesini bırakır da subay olmak için harp okuluna yazılır, hiç düşündünüz mü, düşündünüzse de mantıklı bir yanıt buldunuz mu, ben bulamadım da...

Bugün yaşadıklarımızın tek başına Recep tayyip Erdoğan'a bağlanmasına hep karşı çıktım ve hem verilecek mücadeleyi anlamsızlaştıracağını hem de sistem mücadelesini unutturacağını söyledim. O yüzden bugün yaşadıklarımızın oluşmasında Erdoğan'ın sadece bir piyon olduğunu yazdım. Türkiye'de tarih konuşulurken hep kişiler üzerinden konuşuluyor, oysa ortada bir sistem var, bir de bu sisteme karşı mücadele edenler var, hiçbiri tek başına kişiler üzerinden gitmiyor. O yüzden 12 Eylül darbesinin sonuçlarını ve geldiğimiz noktayı çok iyi sorgulamalıyız.

1983 yılında Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı kuruluyor ve Arif Doğan 8 yıl başkanlığını yapıyor. Daha sonra 1987 yılında Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele Grup Komutanlığı (JİTEM)" adıyla kuruluyor. Arif Doğan bunlardan hangisi için 'JİTEM'İ BEN KURDUM' diyor bilmiyorum ama kitabını yeni elime geçirdim, bugünlerde JİTEM ve Günümüz JİTEM'i üzerine çokça program yapacağımdan detayları vereceğim. Ama yine de ikisi birbirinden bağımsız değil, birincisi başlangıç.

Hep merak etmişimdir, bu kadar insanın öldürülmesi emrini veren insanlar nasıl anılarını yazar diye. Sonuçta askerlik bir insan öldürme mesleği, öğrendiğin bu, ama haklı ama haksız, sonuçta ülke koruması var ve en belirgin özelliğin iyi savaşçı olup olmadığın üzerine kurulu bişey.

En son helikopterden 2 kişi atlınca ve HDP'den 17 kişi tutuklanınca aklıma bugünlerde unutturulmuş olan JİTEM'in yeniden canlandırıldığı geldi. O dönemin JİTEM'inde Hizbullah kullanılmıştı, şimdi de IŞİD'liler kullanılıyor, hem yurt içinde hem de yurt dışında. Eşref Bitlis'in uçağının düşürülmesini anımsayanlar mutlaka olacaktır, birdenbire herşey arka arkaya gelecektir. 2 ay sonra Turgut Özal, ardından Bitlis'in grubundan olduğu iddia edilen albay Rıdvan Özden ve tuğgeneral Bahtiyar Aydın, öncesinde Uğur Mumcu, ve 1 ay sonra Adnan Kahveci.

Esasında bütün bunlar derin devlet adı altında cumhuriyet kurulduğundan beri hep yapılıyordu, neden arasıra isim değişikliği yaparlar, çok bilgim yok ama sanırım çok yıprandıklarından olacak. Yoksa Tan Matbaasının yakım emrini verenlerle, 6-7 Eylül Katliamının yada Madımak'ın, Sabahattin Ali'nin ölüm emrini verenler arasında bir fark yok. Say sayabildiğin kadar yada şöyle söyleyeyim, Kenan Evren zamanında devrimcilerin yedinci kattan atılması emrini verenle, 2 güzel insanı helikopterden atanların arasında da bir fark yok hâlâ. O yüzden 70'lerden önceki Özel Harp Dairesi, sonra JİTEM ve bugün belki de Cumhurbaşkanlığı İletişim Dairesi arasında da bir fark yok.

Ve ne yazık ki cumhuriyetin kuruluşunda günümüze gelen facialara karşı duran (Ya da durduğunu söyleyen) halkta da bir değişiklik yok, hâlâ aynı tümce: "Faşizm gelmek üzere, bu hükümetin istediği polis devleti". Helikopterden insanın atıldığı, bine yakın bebeğin hapse konduğu, hastalıktan cezaevinde insanların öldüğü, eski yada yeni milletvekillerinin hapsedildiği, bir partinin seçilmiç bütün belediye başkanlarının hapiste olduğu ve yerine kayyım atandığı, çocukların eğitim göremediği, dünya salgınıyla başa çıkılmadığı bir ülkenin halkı sokağa çıkar ve bunlardan birisi için bile onları içeri sokamazsınız.

Ama hayır, biz "Faşizm gelmek üzere, bu hükümetin istediği polis devleti" diye diye bizi daha çok öldürmelerine ve yok saymalarına izin veriyoruz. Yorgun demokratlıktan az demokratlığa mı terfi ettik bilmiyorum ama helikopterden atıldıktan sonra ölen Servet Turgut'un taziye evine yapılan baskında polise karşı dimdik duran kadınları izlemelerini öneririm herkese.

Hayır, çıkmıyoruz, bu kez yukarıdaki tümce değişiyor, ""Faşizm gelmek üzere, bu hükümetin istediği polis devleti, çıkarsak hızlandıracak" Oysa bunları söylerken yarın o helikopterde hangimizin ve hangi gerekçeyle olacağı belli değil. Bilmiyorum, Türkiye her anlamda bir çıkmazda ve bunun alternatifi de insan ama gelmiş olan faşizm bir daha gelmek üzere, yapacak bişey yok. Ergenekon iktidarda, Bahçeli yönetici rollerde, Erdoğan cumhurbaşkanı, IŞİD heryerde silahlanmış, cumhurbaşkanının paralı askerleri var, bilmemne kuvvetleri daha kuruluyor, biz etrafa bakıyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ahmet Nesin Arşivi