Hukuktan bahsetmeyen ekonomi ve AB yazıları, konuşmaları paçavradır

Mehmet Şimşek yatırım-refah konusunda konuşuyorsa, ilk vurgulaması gereken hukuk devleti kavramının batı standartlarına getirilmesi olmalıdır. Bu konuda önemli sıçramalar yapmadan yatırım, üretim refah kavramları ayakları üzerinde duramaz.

Mehmet Şimşek Batman’da, galiba bir AR-GE merkezinin açılışında bir konuşma yapıyor, sınırlı akıllı sözler söylüyor, konuşmasına da şöyle başlıyor:

"Sürdürülebilir yüksek büyüme" için 3 maddeye dikkat çeken Şimşek, bunları yatırım, istihdam, üretim ve ihracat döngüsünün önceliklendirilmesi olarak açıkladı. "Bu konuda son derece kararlıyız" diyen Şimşek, "Vergi, kredi ve teşvik politikasını bütün bu hususları ona göre şekillendireceğiz".

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek istihdam, üretim ve ihracat kavramlarının önceliklendirileceğini söylüyor.

Doğru söze ne denir.

Ancak, bu açıklamada bir yavanlık daha en baştan göze çarpmaya başlıyor ve bu yavanlık, eksiklik, teorik tutarsızlık aynı konuşmanın ileriki bölümlerinde daha da dikkat çekiyor.

Konuşma şöyle devam ediyor:

"Teşvik, kredi imkanlarını biz yatırımlara yönlendireceğiz. Yatırım, üretim, tabii ki üretim için istihdam lazım ve ihracat. Bu döngü Türkiye'yi müreffeh yapacaktır. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde iç talebi yeniden dengelememiz gerekiyor. Sadece krediyle sadece iç taleple büyüyen bir ekonomi, sürdürülebilir yüksek büyümeyi yakalayamaz. Sürdürülebilir yüksek büyüme için mutlaka yatırım, istihdam, üretim ve ihracat döngüsünün önceliklendirilmesi lazım. Bu konuda son derece kararlıyız. Vergi, kredi ve teşvik politikasını bütün bu hususları ona göre şekillendireceğiz."

Mehmet Şimşek’in sözlerini italik olarak alıntılıyorum.

Son alıntıda şu cümle öne çıkıyor: “Yatırım, üretim, istihdam ve ihracat Türkiye’yi müreffeh yapacaktır.”

Yine aynı şeyi söylüyorum, doğru söze ne denir ama bu doğru sözde de yukarıda değindiğim yavanlık, teorik hata daha da öne çıkıyor.

Benim anladığım Maliye Bakanı Mehmet Şimşek İngiltere’de finansal danışmanlık yapıyor, İngiltere büyük bir hukuk devleti, anayasalcılık hareketi daha 1215’de orada başlamış, o ortamda hukuk devletine vurgu yapmanın pratik bir anlamı olmayabilir.

Ama siz, bir Maliye Bakanı olarak Türkiye gibi ülkede ekonominin sorumluluğunu üstlenmişseniz, bu ülkede yapısal cari açık konusu varsa, doğrudan yabancı yatırım girişi adeta bir zorunluluk ise ve aynı siz bu ülkede “yatırım-refah” konusunda bir konuşma yapıyorsanız, hiç ama hiç kuşkusuz ilk vurgulamanız gereken konu hukuk devleti konusu ve yatırım-üretim için hukuk devleti kavramının batı standartlarına getirilmesi olmalıdır.

Konuşmalarınızda hiç büyük çok büyük hukuk devleti açığımızdan bahsetmiyorsanız, bahsedemiyorsanız ekonomi konuşmalarınız, ekonomi yazılarınız, kimse kusura bakmasın sadece bir müsvedde hatta paçavradır.

Yukarıdaki paragrafta “bahsedemiyorsanız” ifadesini kullandım çünkü batı standartlarında bir hukuk devleti talebi Türkiye’de adeta bir suç çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye’de hukuk devleti standartlarında bir eksiklik olmadığını hatta batı standartlarının üzerinde olduğunu söyleyebilme cüretini gösteriyor.

Eeee, bu ortamda, siz de, Bakan olarak, Erdoğan’ın atadığı bir Bakan olarak eşyanın tabiatına uygun olarak hukuk devleti büyük açığından bahsedemiyorsunuz, kolay değil doğrusu.

Ancak, şunun çok iyi bilinmesi gerekiyor, hukuk devleti alanında çok önemli sıçramalar yapmadan bu ülkede yatırım, yabancı yatırım, üretim, refah kavramları ayakları üzerinde duramıyorlar.

Yerli ve milli hukuk devleti kavramının tekabül edeceği yatırım-üretim-istihdam birlikteliğinin de yerli ve milli standartlarda kalması mukadderdir.

Mehmet Şimşek’e en azından Daron Acemoğlu’nun “Ulusların çöküşü-Why nations fail?” ve “Dar koridor-Narrow corridor” kitaplarını okumasını, okumuşsa da bir daha okumasını tavsiye edebiliriz.

Mehmet Şimşek’in vahim hatasını, hukuktan bahsetmeden yatırım ve refahtan bahsetme hatasını daha da büyük ölçekte Dışişleri Bakanı Hakan Fidan bir AB perspektifli konuşmasında yapıyor, AB’nin ancak Türkiye’yi içine alırsa güçlü bir Birlik olabileceğini söylüyor ama o da nedense hukuk devleti muazzam açığımızdan bahsetmiyor.

Karar gazetesi yazarı hukukçu Figen Çalıkuşu bugünkü (dünkü) yazısında bu konuyu çok detaylı, çok doğru ve çok nitelikli bir biçimde kaleme almış.

Hakan Fidan’ın hukuk devletinden bahsetme zorluğunu ne yalan söyleyeyim Mehmet Şimşek’e oranla daha iyi anlıyorum ama keşke komik bir şekilde AB sürecinden, Türkiye’nin AB’ye katılımından bahsetmese idi; bahsedecekse de hukuk devleti açığımız vurgulamak zorunda.

Demek ki, Erdoğan Türkiye’sinde hukuk devleti yerlerde sürünürken yatırım ve refahtan, AB katılım sürecinden bahsetmek olağan hale bile gelebiliyor.

Ben işte buna yerli ve milli hukuk devleti arayışı, yerli ve milli yatırım, yerli refah, Ankara kriterli AB süreci derim.


Eser Karakaş: Kadıköy Saint Joseph lisesi muzunu. 1978’de Boğaziçi Üniversitesi İİBF’den mezun oldu. Doktorasını 1985 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde yaptı. 1996’dan itibaren İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümü’nde profesör olarak ders verdi. Bahçeşehir Üniversitesi İİBF’de Dekanlık yaptı. 2016 yılında 675 sayılı KHK ile ihraç edildi. 2008 yılından itibaren Strasbourg Üniversitesi Science Po’da misafir öğretim görevlisi olarak bulunuyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Eser Karakaş Arşivi