Eser Karakaş
İBB, Okçular Vakfı ve Sayıştay
Sayıştay bir demokratik hukuk devletinin en önemli kurumudur kanımca.
Meclis adına kamu parasının harcanmasının düzenlilik, yerindelik, performans denetimini yapar.
Bir yüksek mahkemedir ve içtihat kapısı daima açıktır Sayıştay için, yeter ki kamu parasının harcanmasının vergi ödeyen lehine, bu parayla üretilecek kamu hizmeti lehine denetimini düzgün yapsın.
Önümüzde Sayıştay’ın nasıl bir mantıkla çalıştığını, daha doğrusu nasıl bir mantıkla çalışması gerektiğini gösteren harika bir örnek var.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) CHP yönetimine, isterseniz Millet İttifakı da diyebilirsiniz, geçmeden Belediye kaynaklarından yönetiminde, mütevelli heyetinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlunun da olduğu Okçular Vakfı’na büyük kaynaklar aktardığı ortaya çıktı.
Artı Gerçek’te 18 Eylül 2019 tarihinde yayınlanan bir haberden İBB’nin Okçular Vakfı’na 16.2 milyon TL destek verdiğini, bu desteğin 1.2 milyon TL’sinin ise Anayasa Mahkemesi kararlarının hilafına nakit destek olduğunu öğreniyoruz.
Bu desteğin mantığı ne olabilir?
İBB kamu kaynağı, vergi mükellefinin parasını kullanıyor.
İBB’nin parası ile Okçular Vakfı’nın ürettiği iddia edilen hizmetin ne ilişkisi vardır?
Okçuluk faaliyeti ile mahalli idarelerin üretmekle mükellef olduğu yerel kamu hizmeti arasında ne ilişki vardır?
Okçuluk Vakfı mahalli hizmetlere destek anlamında ne üretmektedir?
Burada önemli olan, denetlenmesi gereken konu Okçular Vakfı’na verilen desteğin usulüne uygun olarak verilip verilmediği değildir.
Bu desteğin bir kuruşunun dahi yolsuzluk içermediğini varsayalım, umarım da öyledir, muhasebe kayıtları da düzgün tutulmuştur diye düşünüyorum.
Ancak, İBB muhasebe anlamında düzgün kalarak istediği her kuruma, her kişiye vergi kaynağı aktarabilir mi?
Bu sorunun cevabı çok net olarak hayırdır.
Birileri, bir özel sektör kuruluşu, mesela bir "mahalli idareler maliye akademisi" açar, açmak ister, İBB’nin bu özel kuruluşa ya da vakfa aktaracağı paranın bir anlamı olabilir çünkü bu destek nihai anlamda bir yerel kamu hizmeti kavramına gitmektedir.
Okçuluk Vakfı’nın yerel kamu hizmeti ile ilişkisi ne olabilir?
Sayıştay Kanunu’nun (Sayı 6085, Tarih 3.12 2010) ikinci maddesinin başlangıcında Sayıştay denetiminin düzenlilik ve performans denetimi, düzenlilik denetiminin mali denetim ve uygunluk denetimi anlamına geleceği, uygunluk denetiminin ise kamu idarelerinin gelir, gider ve mallarına ilişkin hesap ve işlemlerinin kanunlara ve diğer hukuki düzenlemelere uygunluğunun denetimi anlamına geleceği yazılıdır.
Burada performans ve uygunluk denetiminin nasıl yorumlanacağına ilişkin tartışmalar mevcuttur ama, yukarıda da belirttiğim gibi, Sayıştay kamu parasının etkin ve demokratik kullanımı amacıyla yasadaki bu ifadelerden batı sayıştaylarında egemen olan türde bir uygunluk denetimi sonucunu, içtihat yaparak çıkarmalıdır.
Anayasa’nın 160. maddesi de zaten gayet sarih bir biçimde mahalli idarelerin hesaplarının denetiminin Sayıştay tarafından yapılacağını ifade eder.
Bu çerçevede Okçuluk Vakfı’na İBB tarafından aktarılan kaynakların, nakit kaynak olmasa dahi, Anayasa’ya ve Sayıştay Kanunu’na aykırı olduğu sonucu çıkarılabilir ve çıkarılmalıdır da.
Okçuluk Vakfı faaliyetleri, bir kez daha ısrarla ifade ediyorum, bir mahalli idare tamamlayıcı, zenginleştirici hizmeti değildir.
Bir belediyenin böyle bir vakfa kaynak aktarımı, muhasebe kayıtları düzenli dahi olsa, uygun ve yerinde değildir.
Temel görevi kamu parasının etkin ve demokratik kullanımını TBMM adına korumak olan Sayıştay’ın temel görevi bu tür harcamalar için savcılarını çalıştırmaktır.
Sayıştay bu tür denetimleri yap(a)madığı sürece, çok yakın tarihte yaşandığı gibi, kuruluş yıl dönemleri davetlerine sadece tek tük üçüncü dünya ülkeleri icabet ederler.