Ahmet Nesin
İslam ülkelerine demokrasi geldiğinde Hristiyan alemi nerede olacak...
"Büyük olacak"
"Biz en büyüğünü yaptık"
"Bizden büyüğü yok"
Hiçbişey yapamamanın getirdiği kompleks, nasıl bir komplekstir ki doğduğumdan beri bitmiyor. Ezikliğin getirdiği, hiçbişey yapamamanın, icat edememenin, kadın erkek ilişkilerinde sıfıra yakın olmanın, kadını aşağılamanın doğal sanıldığı, çocukların hiçbişey bilmediği tezinin üzerine bir eğitimin kurulduğu, cami buluşmalarının sosyal yaşam sanıldığı ülkelerin varolamama kompleksi.
"İngiltere, Almanya, Fransa ve Şahsım"
Yada "Atatürk" yani Osmanlı’dan cumhuriyete intikal eden bütün ulusların atası, Ermeni’nin de, Rum’un da, Kürt’ün de, Çerkes’in de, Arnavut’un da, Laz’ın da, Gürcü’nün de ve hatta devşirme zencilerin de atası Türk, Atatürk, Orta Asya’dan da değil, Selanik’ten gelme bir Türk atası.
"Benim memurum, benim vekilim, benim bakanım, benim halkım" Zannedersin ki yılbaşında fırdöndü oynadık ülkece de "Hepsini al bunlara geldi. 300 yıl geç gazete okumuşuz, onlardan 300 yıl sonra evlere kitap –O da ilk olarak Kur’an-ı Kerim- girmiş evlerimize. Jules Verne denizaltı yokken "Denizler altında 20 bin fersah"ı yazarken biz daha denize kadının girip girmemesini tartışmışız yada Korsan Barbarossa’yı önce Müslüman, sonra da Türk yapmışız, Barbaros Hayrettin Paşa oluvermiş şıpıdınak.
Sonuç, ne mi yapıyorsun, Mersedes, BMW ve Toyota dünyanın en büyük 10 firmasın içinde hep ilk üçteyken yerli ve milli araba yapıyorsun. Ve Hyundai’nin yurt dışına gönderdiği arabanın cirosu, senin devlet bütçenden fazlayken yerli ve milli araba telaşına düşüyorsun, sonra da aynı büyüklükle "Bizi kıskanıyorlar" teranesine başlıyorsun.
Okumadığı için yakını iyileşemeyince doktoru öldürüyor, kız-erkek ilişkisi yasak olduğundan çocuklara ve kadınlara tecavüz ediyor yada kız regl olduğunda, baliğ yaşa yani anne olma çağına fiziksel olarak geldiğinde evlenebiliyor yada kızına sarılamıyor.
Girin Google’a ve kadınların pasaport oranına bakın, o zaman ne kadar "Büyük" olduğumuzu anlarsınız. 21. Yüzyılın 5’te birini bitirdik, Suudi Arabistan’da kadınların bir kısmı hâlâ ehliyet savaşında, Türkiye’de başını kapatabilme tartışılırken, başını açmanın yasak olduğu ülkelerin var olduğunu hiç mi hiç tartışmıyoruz yada tartıştığımızın kadının kapanma özgürlüğünün bizi oraya götüreceğini hiç usumuza bile getirmiyoruz.
İşte o zaman cumhurbaşkanının askeri başdanışmanı çıkıp "Mehdi gelecek" diyebiliyor yada içişleri bakanı Süleyman Soylu LGBT-İ’nin geleneklerimize ters olduğunu bilimci edasıyla sırıtarak anlatıyor TV ekranlarında. Tıp 3 insan tipi olduğunu kanıtlamışken o homoseksüelliği geleneklerle aynı kefeye sokabiliyor. Ve o zaman joplanan hamile kız çocuğunu kaybettiğinde "Evli miymiş bakalım" diyen bir başbakanınız olabiliyor.
2020’ye girerken içime bir fenalık geldi, belki 100 yıl sonra medenileştiğimizde yada 150-200 yıl sonra demokrasiyi benimsediğimizde bu Hristiyan alemi ne durumda olacak acaba? Belki de Hristiyan kalmayacak, büyük bir çoğunluğu ateist yada deist olacak ve bunlar o zaman İslamiyet’i dünyanın tek dini sanarak daha da beter olacaklar.
Arabayla başladık işe, coğrafyamızda yeteri kadar lityum yokken, lityumdan en hızlı şarj olan yerli ve milli pil yaptık, çok büyüğüz be… Yeni yılın ilk günü içinizi kararttım farkındayım ama gerçekten sadece on dakika düşünün siz de, bakın ne oluyor.