Deniz Derinsu
Kadıköy’ün gülen taraftarları…
Youssouf Malatyaspor’un ilk golünü atıp Fenerbahçe tribünlerine gittiğinde gözüm koltuklarda yer alan taraftarların karton görüntülerine takıldı. Bir sürü gülen Fenerbahçelinin fotoğrafı vardı görünen…
Aslında Sarı Lacivertlilerin ‘Güleriz ağlanacak halimize’ deyişinin bir özetiydi bu tablo…
Pozisyonu kıt maçı, futbolu eksilerde dolaşan karşılaşmayı Fenerbahçe son dakikalarda döndürdü, kazandı ve önümüzdeki haftalar için ‘Belki Avrupa’ umudunu sürdürdü…
3 puan ve galibiyet olarak bu umut dile getirilebilir ama futbol olarak bu takıma bel bağlamak ne kadar mantıklı, çok tartışılır…
Düşünün ki Fenerbahçe 10 kişi kalan rakibinden kalan bölümde 2 gol yedi. Bunun bile hesabı ayrı görülmeli. Maçı döndürdüler de bir kez daha ağır şekilde dile düşmekten kurtuldular.
Ama bu galibiyet Fenerbahçe’nin içinde bulunduğu durumun gerçeğini değiştirmez. Kalan haftalar Fenerbahçe için hep sıkıntılı geçecektir.
10 kişi demişken… Gökhan Töre’nin gördüğü kırmızı kart da ilginç geldi. Oyuncuları yer değiştirin, aynı pozisyonda kırmızı kartı gören Emre olsaydı… Sizce Emre aynı sakinlikte sahadan çıkar mıydı?
Hakem hocası değilim, hiç de böyle bir işe soyunma gibi tavrım olamaz. Ancak yıllardır maç izleyen biri olarak diyebilirim ki, pozisyon soru işareti dolu.
Hatalı karardır, olabilir diyelim. Peki önümüzdeki sezon Fenerbahçe’nin idari heyetinde yer almaya hazırlanan Emre, o pozisyon sonrası tuttuğu yüzüne bir darbe gelip gelmediği konusunda vicdanen rahat mı? Eğer Gökhan’ın atılmasına neden olduğunu düşünüyorsa, bunu o an hakeme itiraf etmesi, üzerindeki eleştirileri nereye taşırdı, bir hesabını yapamaz mıydı?
Müdahalesiz bir pozisyon sonrası rakibinin 10 kişi kalmasına neden olmak, Emre noktasındaki bir isme pek yakışmadı…
Futbol kalitesi olarak Fenerbahçe’nin artık tartışılacak bir yeri kalmamış durumda. Tüm futbolcuların bir an önce ligin bitmesini dilediklerine kesinlikle eminim. Öyle ya da böyle zaten görüntü herkesin isteksizliğini de sergiliyor. Kruse’den sonra Zajc da gidenler arasında yer aldı. Sakatlanıp oynamayanlar derken zor bir süreç bekliyor takımı. Ve böyle bir ortamda tünelin dibinde yer alan ‘Avrupa’ya gitme’ şansına nasıl yaklaşılır, bilemem…
Maçı beklerken Ali Koç’un bugünkü açıklamalarını okudum. Yine klasikleşen ekonomik veryansının yanı sıra gelecek için son derece umutlu sözler sarfederken basketbol takımıyla ilgili sözleri dikkatimi çekti.
‘Basketbolda son dönemler önemlidir. Eğer lig devam etseydi Türkiye ve Euro League’de çok farklı yerlerde olacaktık’ ifadelerini kullanırken neye dayanarak söyledi, çözemedim. ‘Keşke devam edebilseydik’ dese tamam da, bu kadar emin konuşmak?
Fenerbahçe yönetimi sürekli taraftarlardan öyle ya da böyle, SMS’lerle, karton fotoğraflarla yardım talebinde bulunuyor. Bir yandan da takımı bu hale getiren isimlerle oynamaya devam ediyorlar.
Takıma en ufak bir katkısı olmayan birçok isim maç başı ücretlerini hala alıyorlar. Bunlar da az buz para değil. Hiç olmazsa bu masraftan kurtulmak, bu arada gençleri de görmek şansıyla altyapıdaki isimlere şans verilse… Daha mantıklı olmaz mı?
Bu takımdaki bazı futbolcuları görmekten ciddi öfke duyan Fenerbahçeli sayısı hiç de az değil…
Artık sezon sonları Fenerbahçeliler için sıkıntı, soru işareti ve kızgınlık dolu günler oldu.
Bize de sabır dilemek düşüyor…