Candan Yıldız
Kayyum bildiğiniz gibi değil…
Hiç düşündünüz mü kayyum atanmış coğrafyaları? Hayat olağan mı akıyor, devletleşme yönünde kararlı adımlarla ilerleyen iktidar partisinin merkezi ceberut müdahalesiyle yapısal olan nasıl değişiyor? Bundan gündelik yaşamın örgütleyicisi kadınlar ne biçim de etkileniyor?
Şiddet, taciz ve tecavüz vakalarında kadınlara sosyal, hukuki, psikolojik ve fiziki destek sunan 50’den fazla kadın merkezi kapatıldı. Bu merkezlerin çalışanı kadınlar işsiz bırakıldı ya da alakasız bir bölüme sürgün edildi. Bazı kadın birimlerine erkek yönetici atadı, kadınların kimseyle paylaşılmaması gereken bilgilerine el koydu. Evde yaşlı, çocuk bakan kadınlar için kritik önemde olan kreşleri, çamaşır evlerini kapattı. Kimi kadın kurumlarına AKP Kadın Kolları Başkanı atandı. Kadına yönelik şiddetle mücadele eden kurumların Türkiye’nin her yanından gelerek birlikte politika ürettiği ve bu yıl 20’incisi düzenlenecek Kadın Sığınakları Kurultayı’nın bölgeden bileşeni bir kadın kurumu bırakılmadı.
Bu kurumlar sadece bir binadan ibaret olan kurumlar değildi. Kadınların günlük yaşamda birbirini gördüğü, dertleştiği, birlikte güçlendiği, özel alanı politikleştirdiği, şiddet, taciz ve tecavüzlere karşı birlikte mücadele ettiği, alternatif ekonomik modeller oluşturduğu yapılardı. Bu kurumları kapatmak kadınları evlere hapsetmeye çalışmakla eşdeğer…
Kayyum sonrası somut değişimlerden bazı örnekler verelim:
- Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Kadın Daire Başkanlığı, Aile ve Sosyal Daire Başkanlığı’na bağlandı, yönetici olarak da bir erkek atandı.
- Diyarbakır’da belediyenin yaptırdığı 227 kişilik Kız Öğrenci Yurdu boşaltıldı, kayyum tarafından hasta yakınlarına misafirhane olarak tahsis edildi.
- Van Büyükşehir Belediyesi’nde "Mor Kanatlı Turnalar" isimli proje ile halk otobüslerinde istihdam edilen kadınlar işten çıkarıldı. Kayyum "Kadından şoför olmaz" dedi.
- Van Gürpınar Belediyesi’ne bağlı Kürtçe hizmet veren bir kreş kapatılarak, ilçe müftülüğüne bağlandı. Müftülüğe tahsisin ardından Kuran Kursu’na çevrildi. Çocuklar cinsiyetlerine göre ayrı dersliklerde eğitim görmeye başladı.
Yetmedi… 106 belediyenin 96’sında eş başkanlık sistemine geçen DBP’li belediyelerde 44 kadın eş başkan görevden alındı, 36 kadın eş başkan da tutuklandı. Cinsiyet eşitliğini savunan kadın yerel yöneticilerin varlığı, bir kentin kadınların ihtiyaçlarına göre de yeniden kurgulanması, kentin kılcal damarları olan mahallelerde kadınları güçlendirecek politikalar konusunda daha çok çaba sarf etmek demekti.
Yetmedi… "Kadınların nasıl yaşayacağına erkekler karar veremez" , "Kadınların yer almadığı, öznesi olmadığı bir yerel ya da genel yönetimin demokratik olduğundan bahsedilebilir mi", "… Siyaset yapma hakkından yoksun bırakılıyoruz" cümlelerini yargıladı. Bu cümleleri kuran Gültan Kışanak için 230 yıla kadar, Sebahat Tuncel için ise 135 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Belediyeler bünyesinde olan kadın politikaları daire başkanlıkları ve kadın politikaları müdürlükleri, bunun alt birimi olan toplumsal cinsiyete duyarlı bütçe, eğitim ve şiddetle mücadele birimleri artık yok. Kadın –erkek eşitliğinin fıtrata ters olduğuna inanan iktidarın tutuklama, görevden alma, kayyum atama politikasıyla yerel siyasetteki kadın temsiliyet oranı yüzde 7.7’den yüzde 1.4’e düşürüldü. Kapatılan ya da devredilen bütün kurumlar, sürekliliği sağlayabildikleri için kadınların deneyimlerini de taşıdı kayyuma kadar. Unutturma ve hafızasız bırakma anlamına da gelen kayyum rejimi işte böyle değiştirdi hayatın olağan akışını. Ama kadınlar unutmaz!