Ahmet Nesin
Kenara mı atıldın Perinçek?
Herşey birdenbire değişti ve Doğu Perinçek daha afili afili yürümeye başladı. Ergenekon beraat etmişti ve Doğu Perinçek'in hangi Sol'a doğru adım atacağı bekleniyordu. Oysa hiç de beklendiği gibi olmadı, Perinçek Erdoğan ve AKP'nin kendi çizgilerine geldiğini açıkladı. Yavaş yavaş ilginç bir koalisyona doğru gidiliyordu, ancak koalisyonu hep kötü gösterdiklerinden dolayı adına ittifak dediler.
Nasıl bir demokrasi savunuyorsa Perinçek hapishanede ilişkilerini iyice geliştirdi ve askeriyenin en önemli kilit isimlerini partisine topladı ve şeriatı savunan AKP ve Kürt düşmanı milliyetçi Devlet Bahçeli ve MHP'yle işbirliğine gitti. Seçimlerde oy yetmeyeceği anlaşıldığında MHP'den de beter olan Büyük Birlik Partisi'ni de aldılar aralarına. Bu yetmedi, partinin adı İşçi Partisi'ydi ve bu kadar generale anlamsız geliyordu. Vatan olmadan işçi mi olurmuş dediler ve partinin adını Vatan yaptılar.
Madem derin mi derin devletimiz böyle buyurmuştu, o zaman Erdoğan'ın bile savunamayacağı saçmalıkları savunacak bir yalaka gerekiyordu, anında buldular, Doğu Perinçek her gece bir kanala çıkarak yalaka kastecilere taç çıkarmaya başladı. Kimileyin öyle noktaya geliyordu ki Perinçek saçmalamalarına, yalakalar bile isyan edip "Sayın Başgan abartıyorsunuz sanırsam" diyorlardı.
Sonra bişeyler oldu, heryıl olduğu gibi ben yine Sıvas Madımak olaylarını yazdım ve Doğu Perinçek'in işi ne kadar önceden hazırladığını, Aziz Nesin'i kullanarak onca aydının katledilmesine neden olduğunu yazdım. Firari 9 sanıkla ilgili Ankara'da dava görülürken bir avukat benim geçen seneki yazımı mahkemeye verdi ve hem benim hem de Perinçek'in ifadesinin alınmasını talep etti. Mahkeme ne karar verecek bilmiyorum ve bekliyorum, benim adresim adalet bakanlığında var ve yine Fransa'da ifademi veririm.
Derken bir dergi Ali Nesin'i aramış ve benimle söyleşi yapmak için telefonumu istemiş. Ali kabul edip etmeyeceğimi sordu ve ben kabul edince numaramı verdi. Söyleşi sonuna kadar Madımak Katliamı ve Doğu Perinçek üzerineydi. Söyleşi yayınlandıktan sonra Doğu Perinçek ben ve dergi hakkında suç duyurusunda bulundu. Yıllardır beklediğim buydu ve zeki sandığım Perinçek bana bu olanağı sağladı, elimdeki belgeleri mahkemeye sunacağım, ceza alıp almaması umurum değil, ben Şeytan Ayetleri'ni Aydınlık Gazetesi'nde yayınlayanın Aziz Nesin değil Aydınlık ekibi olduğunu mahkeme dosyasına vereceğim.
Bu arada benimle söyleşi yapan dergi meğer Yeni Şafak grubununmuş. Bu pek benim umurum değil, ben herkesle söyleşi yapıyorum, o yüzden herkes de benimle yapabilir. Ama ilginç bişey oldu, bilmiyorum siz de farkettiniz mi, o gün bugündür Doğu Perinçek TV'lere çıkmıyor. Söylenene göre Perinçek'ten Erdoğan'a bile gına gelmiş, artık kenara alınmış. Aynı dergi 1-2 sayı sonra da "Hilafet İsteriz" başlığıyla çıktı, şimdi bir de bu tartışılıyor. Yazık oldu, Perinçek tam da şeriatı ve hilafeti savunacaktı ama sanırım artık kapı dışında...
Tabi burada bilmediklerimiz de var, bildiklerimiz de, Perinçek Ergenekon'un hangi kanadında kaldı, bunu bilmiyorum ama bildiğim bişey varsa o da Hulusi Akar'ın herkesi avucunun içine aldığı ve Doğu Perinçek'i bu arada parmak arasından yere düşürdüğü. Milim payım varsa bile çok sevinirim, 70'lerden beri cinayet şebekesi gibi çalışan bir ekip, anladığım kadarıyla şeriatçı ve milliyetçi ittifakını bile mutlu edemedi.
Bakalım bundan sonra hangi limana yanaşacaksın Perinçek.