Her şeyden önce kolay olmadığını kabul ederek ve gereklerini yaparak.
Bendeniz de bugün bir vatandaş olarak aklıma gelen iki öneriyi okurlarla paylaşmak istiyorum.
Birinci önerim 28 Mayıs’ı tamamen bir Erdoğan referandumuna dönüştürmek, ikinci önerim ise Kılıçdaroğlu’nun ikinci tura CHP Genel Başkanı sıfatı ile girmemesi yani hemen istifa ederek seçimlere bağımsız olarak girmesi.
Referandum önerisi ile başlayalım.
AKP 21 senedir iktidarda ve son on senesi çok büyük başarısızlıklarla dolu.
Hukuk ayaklar altında, her gün Anayasa çiğneniyor, ekonomi ise tam bir iflas tablosu, dış politikada büyük ve çok vahim eksen kaymaları işin cabası, kadın hakları
Bu manzara-ı umumiye karşısında Kılıçdaroğlu’nun yapması gereken kanımca Erdoğan ile program, öneriler yarıştırmak değil Erdoğan’ın performansını referanduma götürmek olmalıdır.
İki aday var şimdi, durum çok net, sandığa giderken söylenmesi gereken şu:
Erdoğan’ın son on senelik ve özellikle de 2018’den bugüne performansından yani ekonominin geldiği noktadan, yargıdan, devletin içinde bulunduğu durumdan, eğitim ve sağlık hizmetlerinden memnunsanız oyunuzu gönül rahatlığı ile Erdoğan’a verebilirsiniz.
Yok, şayet Erdoğan’ın yaptıklarından memnun değilseniz, şikayetçi iseniz, bugünkünden farklı bir Türkiye’de yaşamak istiyorsanız, oyunuzu Erdoğan’a vermeyiniz ama mutlaka sandığa da gidin ve oyunuzu alternatif aday için atın.
'EVET' Mİ, 'HAYIR' MI ZEMİNİNDE MÜCADELE EDİLMELİ
Erdoğan ile program, öneriler yarıştırmanın bu aşamada bir yararı olduğu kanısında değilim, Erdoğan’a oy veren vatandaş kesiminin doğruları, rasyonelleri, değerler sistemi çok farklı, Kılıçdaroğlu’nun ve ekibinin bu aleme girebilmesi kolay değil, anlamlı da değil, pek de işe yaramıyor zaten şimdilik.
Yapılması gereken “Erdoğan’a evet mi, hayır mı?” zeminine kaydırmak 28 Mayıs seçimlerini.
Ortalama Türkiye vatandaşı somut çözüm önerileri getirmese bile şikayet etmeye, memnuniyetsizlik ortaya koymaya yatkın bir profildir, 28 Mayıs seçimlerini bir referandum ortamına çekmenin bu açıdan da Kılıçdaroğlu için daha yararlı olacağı kanısındayım.
Tüm projektörleri Erdoğan’ın son on seneki icraatı üzerine çevirmenin Kılıçdaroğlu’nu gerçekleştirmesi çok zor ya da çok maliyetli vaatlerden, popülist söylemlerden de bir ölçüde kurtarır, bu da işin cabasıdır.
Gelelim, Kılıçdaroğlu’nun CHP Genel Başkanlığı meselesine.
Erdoğan’ın 28 Mayıs seçimlerine Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı olarak gireceği kesindir, bu durumda Kılıçdaroğlu’nun daha farklı bir pozisyonu tercih edip bu seçime bağımsız aday olarak girmesinde, CHP Genel Başkanlığı unvanından sıyrılmasında kendisi açısından büyük fayda vardır.
Böylece 28 Mayıs seçimlerine giren iki adaydan biri bir parti başkanı, ikincisi ise bağımsız bir aday olursa Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bağımsız adayın şansının daha yüksek olacağı fikrindeyim.
Kılıçdaroğlu seçim sürecinin başından beri cumhurbaşkanlığı makamının bağımsızlığını savunan bir adaydır, bu açıdan da bağımsız cumhurbaşkanlığı adaylığı Kılıçdaroğlu’nun tezlerine daha bir tutarlılık da kazandıracaktır.
28 Mayıs Türkiye’nin geleceği için çok ama çok önemlidir, hata kaldırmaz, havacılık deyimi ile “sıfır hata” ile yönetilmelidir.
Eser Karakaş: Kadıköy Saint Joseph lisesi muzunu. 1978’de Boğaziçi Üniversitesi İİBF’den mezun oldu. Doktorasını 1985 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde yaptı. 1996’dan itibaren İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümü’nde profesör olarak ders verdi. Bahçeşehir Üniversitesi İİBF’de Dekanlık yaptı. 2016 yılında 675 sayılı KHK ile ihraç edildi. 2008 yılından itibaren Strasbourg Üniver
