Ömer Faruk Gergerlioğlu
Kılıçdaroğlu'ndan adalet için iyi final
Kılıçdaroğlu büyük adalet yürüyüşünü nihayet bitirdi. Başarılı bir yürüyüş oldu, grafik ilk başladığı günden itibaren hep yukarıya doğru seyretti.
Adalet yürüyüşü yürüyüşe paralel bir finalle sonuçlandı, hem milyonların katılımı hem de Kılıçdaroğlu'nun heyecanlı konuşması yükselen grafiğin boşuna olmadığını gösterdi.
Adalet mitingine yoğun bir katılım gozlemledik., 'Hak, hukuk, adalet' sloganları atıldı, bunların hakkının verilmesini dileyelim. Bu büyük yürüyüş ve miting önemli bir aksilik olmadan bitti.
Herkes icin adalet istediğini soyledi, buna oldukça farklı kesimleri kattı. Kılıçdaroğlu KHK mağduru Nuriye ve Semih'i de buna kattı.
İki kesime vereceği mesajı merak ediyordum; birincisi dindarlar, ikincisi Kürtler. Dindarların gönlünü okşayan mesajlar verdi. 'Başortülülerin giyim tarzına karışmam' dedi, Kılıçdaroglu Ak Partililer başörtüsü yasakları üzerinden eskiyi hatırlatarak ve Alemdaroğlu'nun yürüyüşe katılmasını bahane ederek bir kamuoyu oluşturmaya çalışmıştı. Kılıçdaroğlu, Kur'an, Veda hutbesi, Hz. Ömer, başörtüsü üzerinden mesajlar vererek dindarlara gül uzattı. İyi de etti zira Ak partililerin adalet konusunda en yoğun tedirginlik oluşturma taktiği bu yöndeydi, hep eskiyi hatırlatıyorlardı. Kılıçdaroğlu'ndaki değişimi göremeyip eski şarkıları söylüyorlardı. Veda hutbesinin ana fikrinin adalet olduğunu vurguladı. Kılıçdaroğlu, dinin kimsenin inhisarında olmayacağı daha iyi görülecek artık.
Kürtlere yönelik mesajlar konusunda çekingen davrandı yine. Kimsenin kimliğine karışmayacağını belirten genel ifadeleri arasında Kürtleri ismen zikretmedi, madem başörtülüleri zikretmişti, bu ülkenin büyük meselesi Kürt meselesi hakkında da somut birşeyler söylemeliydi. Belki tabanının buna hazır olmadığı yönünde düşündü ama Kürtlerin beklentisine cevap verememiş oldu. Zaten mitinge baştan beri pek sıcak bakmayan Kürtlerin güvenini sağladığını söyleyemeyiz.
Kılıçdaroğlu yargıya müdahaleyi yoğun bir şekilde eleştirdi, yargı, eleştirilmesi gereken en önemli konulardan biri zira devletin temelidir adalet. Demokraside kuvvetler ayrılığı vardır ve yürütmenin bu denli yargıya karıştığı dönemde bu vurgular çok önemliydi. "Hakimin cübbesinde ilik yoktur kimsenin önünde iliklemez" diyen Kılıçdaroğlu evet çok haklı, yargı, hakimler bu fırçayı çok hak ediyor. Yargı mensuplarına iyi yüklendi, "Saraydan gelene bakarsanız yarın çocuklarınızın yüzüne bakamazsınız" dedi. Bu vurgular önemliydi, zira bu yürüyüş çok canlar yakmış adaletsiz bir ortam içindi ve buna itiraz edecek artık fazla bir kimse kalmadı. Belki de bu vurguları vereceği adil karar sonrası görevden alınma korkusu yaşayan yargı mensupları beğenmiştir, zira adaleti sağlamaya çalışanlarının "yukarı tükürsen bıyık, aşağı tükürsen sakal" ruh halinde olduğunu da iyi biliyoruz.
OHAL ve KHK lıların mağduriyetine birkaç defa vurgu yapmasi iyiydi, zira OHAL tüm hukuksuzlukların kaynagı olmuş durumdadır.
Kılıçdaroğlu adalet arayışını bitirmediğini, bunun başlangıç olduğunu vurguladı. Bitirmiş olsa da bu bayrağı her kesimden insanın sahiplenmesi gerekir. zira adalet sadece zulümden şikayetçi olana değil, zulmedene de lazım.
Belki Kürt meselesinde somut değiniler yapılmadı ama CHP açısından şimdilik bu kadarını söyleyebilirdi, adaletin tesisi konusunda çok aceleci ve sabırsız olmamamız lazım. Adalet konusunda her kesimin hatası var ve herkes ideal olanı karşı taraftan beklerken kendisinin hatalarını görmüyor. Adalet yürüyüşü ve mitingi en azından bir adalet rüzgarı estirdi, bunu devam ettirmek artık hepimiz için bir vecibedir.