Güldem Atabay
KKM’deki üst faiz sınırı kaldırıldı, TL’de kader anı
Geride bıraktığımız haftada TCMB Genel Kurulu sayesinde aylardır özenle gizlenen Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarının merkez bankasına yarattığı maliyeti öğrendik. Hazine için oluşan 92,5 milyar lira ek faiz ödemesinin yanında, TCMB için yük 89,9 milyar lira olarak ortaya çıktı. Böylece sadece 2022 için mevduat sahibine “dövize endekslediği TL hesabı” için ödenen toplam miktar 181,5 milyar liraya ulaştı.
Şirketlerin ancak önemli vergi teşvikleri ardından KKM’ye teveccüh ettiğini hatırlarsak, yaklaşık 20-25 milyar TL de vergi kaybı yaratan KKM’nin 2022 için yükü muazzam bir 200 milyar lira olarak karşımızda. Yeni rekorla 1 trilyon 673 milyar liraya ulaşan KKM hesaplarının 2023’te de her gün bizim ceplerimizden aktarılmak üzere yeni maliyetler yarattığını da not etmek gerekli.
Depremden sonra yeni bir farkındalıkla, vergilerimizi ödeyip de almadığınız her kamu hizmetinin arkasında KKM gibi boşa savrulan kaynakların yattığını kavramak önemli.
TCMB Başkanı Kavcıoğlu açıklamalarının haber ve bilgi değeri yok. Ancak TCMB Kurulu’nda yaptığı konuşmada “liralaşma” stratejisinden bahsederken, KKM eşliğinde büyük başarılardan söz edebilmesi bile takdire şayan bir özgüven. Keza, konuşmasının ardından daha nefesi toparlanmadan bankanın kaçıncı olduğu hatırlanamayacak sayıdaki tebliğlerinin sonuncusu Resmi Gazete’de yer aldı:
Döviz kredisi almış şirketlerin KKM hesaplarına katılması halinde şirketler için en az üç ay olan vade sınırı bir aya indirildi. Bu kapsamda KKM’ye bir ay vade ile yönelen şirketler hesabın vadesi boyunca “döviz alımı yapmama” taahhüdü verecek. Olur da o bir ayda şirketler döviz almak zorunda kalır ve alırlarsa, Eximbank gibi yerlerden bir yıl süreyle kredi alamayacaklar.
TCMB Başkanı Kavcıoğlu bu karara “fiyat istikrarının kalıcı ve sürdürülebilir bir şekilde kurumsallaşması için Liralaşma Stratejisi’ni tüm unsurlarıyla uygulanması” adımı diyebilir.
Onun ne dediğinin uzun süredir bir hükmü yok.
Çünkü bu adım tam da politize olarak iktidarı desteklemek yolunda rezervlerini yakan, sermayesini eriten bir ülke merkez bankasının yarattığı yüksek cari açık ve enflasyon ortamında, seçime kalan altı haftada AKP’nin bekası için, can havliyle TL’de bir yol kazasının önüne geçme çabası.
Politika faizindeki indirime rağmen hem şirketlerin kredi darboğazı hem de son haftalarda bireysel kredi faize sınır konmasının ardından faizlerde yaşanan sıçrama bir süredir ekonomide yüksek sesle konuşulan konular arasında. Şimdi son tebliğ ile döviz kredisi alan şirketlerin elindeki dövizi KKM üzerinden TCMB’ye aktarmaları kapısının açılması, bankanın piyasada döviz satışlarına devam edebilmesinin kalan son yollarından bir tanesi.
Son tebliğin ardından büyük olasılıkla “TCMB kaynaklarıyla” sağlanan EximBank kredileri gibi birimlerden üretime devam etmek için döviz kredisi alan şirketlere “KKM’ye girmelerini telkin için” telefonları da açılacak. Banka uzun süredir döviz talep edenlere bu yöntemi uygulayarak döviz talebini kısmaya çalışıyor çünkü. Şirketlerin neden döviz kredisi aldıkları, bu kredilerle ihracat-ithalat döngüsünde üretim yapma zorunlulukları ve dolaysıyla yüksek dış ticaret açığı ortamında oluşan döviz açığına karşı reel sektör kaynaklı gerçek döviz talebi merkez bankasının pek umuru değil. TCMB için varsa yoksa TL’yi baskılayacak döviz satışlarına devam edecek havuzu doldurmaya çalışmak. Yabancı sermayenin Türkiye’den koşarak kaçtığı 2018’den 14 Mayıs seçimine kadar kalan sürede atılan tüm adımlar döviz kaynaklarını kuruttuğundan TCMB için dövizin tek yanağı yerliler. Şirketler ve bireyler.
Bu tebliğ herkese seçimden sonra nasıl bir dönemin bizi beklediği konusunda bir uyarı niteliğinde olmalı.
TCMB eliyle, AKP’nin aklı evvel ekonomi politikası yapıcılarıyla uygulanan Yeni Ekonomi Modeli ve aşırı düşük faiz politikası enflasyonu şahlandırmakla kalmadı sadece. Aşırı düşük faize tepki vererek değer kaybeden TL’yi dizginlemek için faizi normalleştirmek yerine yaratılan KKM hepimizin ceplerinden alınan dev bir kaynakla finanse edildi. Yeni Ekonomi Modeli’nin yarattığı büyük dış ticaret açığı ve dövizle finansmanı, her geçen gün zorlaşan cari açık patlaması sonucunda KKM de artık TL’yi dizginlemeye yetmeyecek aşamada.
Seçim sonucu, iktidar değişimi ile AKP’nin ekonomi politikalarından geri dönülmez ve AKP iktidarda kalıp bu ekonomi politikaları uygulamada kalırsa; bu döviz yokluğu ve son kurşunların atılmış haliyle TL’de oluşacak depremin şiddetini hesaplayacak bir model yok.
Yazıyı bitirirken son anda karşıma çıkan haberi de paylaşmadan geçemiyorum. Ölçüsüz bir başarısızlığa imza atan, KKM’nin dövize endeksli TL mevduat değil de liralaşma olduğu masalını anlatan Merkez Bankası'nın üst düzey 11 yöneticisi ile 4 deneticisine 2022’de toplam 22,9 milyon TL maaş ödendi. Başkan Kavcıoğlu payına düşen yıllık yaklaşık 3,2 milyon lirayla aylık brüt 268 bin TL maaş aldı.
***
Tam yazıya nokta koyarken, tüm yazdıklarımı doğrularcasına yazının başlığını da değiştiren yeni bir gelişme yaşandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Resmi Gazete’den KKM’deki üst faiz sınırını kaldırma kararını ilan etti. Tam olarak yazıda konu edilen nedenler yüzünden KKM artık çöp. KKM ile birlikte Yeni Ekonomi Modeli de çöp. Faiz artışı yerine girilen yan yollar servet transferi yapmanın ötesinde enflasyonla mücadele açısından da TL’nin değerini korumak açısından da iflas etti. Erdoğan’ın bu adımı faiz artışı yapmakla eş nitelikte çünkü piyasa faizi artık olması gereken yere doğru daha da yükselecek. Erdoğan seçim geri sayımında defacto faiz artışı yapmışken politika faizini indirdiği masalını anlatırken, resmi faiz artışı yapmak, enflasyonla gerçekten mücadele etmek de Erdoğan’ın ardından gelecek yeni iktidara kalacak.
Artık 14 Mayıs’ta seçim sizin.
Güldem Atabay: 1990’da İzmir Amerikan Lisesi’nden mezun oldu. 1995 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi İşletme Bölümü'nden mezun oldu. Yüksek Lisansı’nı Hacettepe Üniversitesi İktisat Bölümü'nde yaptı. 27 yıldır çok farklı kurumlarda ekonomist olarak çalıştı. UniCredit Menkul Değerler, Ekspres Invest, Global Menkul Kıymetler bunlardan bazıları. Paraanaliz, PolitikYol yazar kadrolarında yer aldı. Mesele Ekonomi’de düzenli ekonomi programları yaptı.