Ahmet Nesin
Kucağa oturma, McKinsey, Berat Albayrak ve Ahmet Hakan
ARTI TV'de yaptığım USTURA programının formatı değişti, ta başından beri yapmak istediğim mizahi siyaset tarzına dönüştü. Mizahi siyaset kolay gibi gözükse de o kadar kolay değil, en büyük tehlikesi zorlamak, kimileyin düştüğümüz de oluyor. Sevgili Kemal Kocatürk'le 1-2 program denemesi yapınca devam etme kararı aldık. O programlardan birinde yine bilhassa akademisyen ve gazetecilerin yurt dışına gelme işine takılınca ben "Ben esasında Alman sosisi yemeğe geldim" deyiverdim. Kemal bu repliğimi program esnasında kaçırmış, sonra tekrarını izledikten sonra aradı ve çok güldüğünü söyledi.
Benim esas gelişim 2003 yılı, yani Recep Tamam Erdoğan iktidara geldiğinde ben Fransa'ya geldim ve iltica talebinde bulundum. Detaylarını yazmayacağım ama yabancılar masasına şunu söyledim, "Erdoğan ve AKP'yle beraber Türkiye yaşanamaz noktaya gelecektir, henüz Türkiye ve dünya başına ne büyük bir bela aldığının farkında değil. Bunu bütün dünya görecek, tek dileğim yanılmak ama artık biraz demokrasi olan bir ülkede yaşamak istiyorum." O dönem emekliliğine az kalmış ve çok iyi Türkçesi olan Ermeni bir kadın almıştı ifademi, bunları söylerken ben de gözlerim de zorlanmıştı, o an kadının gözleri de nemlendi. Anladım ki Türkiye'yi terk etmek zorunda kalanlardan birisiydi. Başvurum kabul edildi ve yaşamımda yeni bir sayfa açtım.
Geçen gün Ahmet Hakan Can Dündar için bir yazı yazmış. Sevgili Can Almanya'ya geldiğinde basın toplantısında soru soracağını açıklamış. Fırsat bu fırsat, Ahmet Hakan Can Dündar'a vermiş veriştirmiş, alman kucağına oturup da soru sormak delikanlılık mıymış!..
Ahmet Hakan'ın yazısını okur okumaz sosis için geldiğim aklıma geldi ve Can'ın daha çok Almanya'da neyi sevdiğini düşünmeye başladım. İşin şakası bir yana, zorlama gazeteci olunca işte Ahmet Hakan yada onun benzerleri gibi oluyor.
Ders 1 Ahmet Hakan, gazeteci her yer, her koşul ve herkese soru sormak için vardır.
Ders 2 Ahmet Hakan, Can Dündar'ın soracağı soru tutuklu gazeteciler üzerinedir ve bu tutuklu gazeteciler senin meslektaşlarındır. Tabi sen kendini gazeteci sanmaya devam ettiğin sürece.
Ders 3 Ahmet Hakan, her gazeteci başka gazeteciyi eleştirme hakkına sahiptir ama bunu "Kucağa oturmak" gibi pespaye bir dille yapmaz. Geçen gün eleştirdiğin ve devlete her gece tecavüz edildiğini açıklayan eski Manisa milletvekili Selçuk Özdağ'dan farkın kalmaz. Ama sen de dici bir gruptan geldiğin için eleştirini hemen bel altından yapmanı normal karşılıyorum yada normal karşılamıyorum da, şaşırmıyorum, bu sizin fitratınızda var.
Ders 4 Ahmet Hakan, 1 gün sonra eleştirine devam edip kendinin bu tip sorular soramayacağını açıklıyorsan bu mesleği bırak, bırak da gerçek gazetecilerin kim olduklarını okurlar görsün artık.
Ders 5 Ahmet Hakan, geçen gün Bilal Erdoğan'a teşekkür yazısı yazdın ya, çok güldüm, ata binmek değil de at binmekmiş ve halkımız bu gerçeği sayesinde öğrenmiş. Keşke bunu daha önce babasına söyleseymiş de attan düşmeseymiş, bu gazeteciliğinden dolayı seni tebrik ederim. Bu tür gazeteciliğin adının ne olduğunu da sen bul, ben bu konularda çok mahir sayılmam yada çok mahirim ama arkadaşlarım kızıyor o zaman.
Ders 6 Ahmet Hakan, eğer kucağa oturmanın nasıl bişey olduğunu gerçekten çok merak ediyorsan, bütün bütçeyi teslim alan ve McKinsey'le anlaşma yapan damat Berat Albayrak'a sorarsan iyi edersin. Ama maçan yemiyorsa, bırak da başkaları sorsun ve sen her ne üzerinde oturuyorsan, tabure mi, sandalye mi, koltuk mu, rahat rahat otur ve sus.