Mucit Erdoğan koronayla tarihe geçecek!..

Türkiye’nin hasta sayısıyla ölüm oranı hiç ama hiç değişmiyor. Önce o gün hastalanan kişi sayısını yazıyorlar kâğıda ve o sayının binde 21’ini buluyorlar, al sana ölüm sayısı.

Öncelikle şunu söyleyeyim, ateistler ateizm propagandası yapmazlar (Yeni yeni dernekler yada siteler başladı), ev ev dolaşmazlar, durup dururken ateist olduklarını açıklamazlar (Biraz çekindiklerinden, biraz da gerek duymazlar) ve en önemlisi kendi akıllarına da ateist oldukları pek gelmez, buna gerek duymazlar.

Ama ben ilk kez ateist olduğum için çok mutlu olduğumu düşündüm dün gece ve çok mutlu oldum. Öncelikle şunu söyleyeyim, ben insanlara insan oldukları için saygı duyuyorum, onun dışında hiçbir ayrımcılığım yok, doğal olarak da çok Müslüman arkadaşım var. 

Biliyorsunuz, yazılarımı yazarken bilhassa karşı düşüncedekilerle empati kurmaya çalışıyorum ve sonradan eleştiriyorum yada bişeyler yazıyorum. Dün gece de Müslüman arkadaşlarımla empati kurmaya çalıştım ve işlerinin ne kadar zor olduğunu anladım. Düşünsenize insanı Allah’ın yarattığına inanıp da Recep Tayyip Erdoğan’ı önce belediye başkanı, sonra başbakan, sonra cumhurbaşkanı ve şimdi de sözümona başkan ve onu da benim inandığım ve taptığım Allah yaratmış. 

Düşünsenize, Erdoğan iktidara geldiğinde Avrupa Birliği’ne girmek için çok önemli bir siyaset programı uyguladı. Ben hiç inanmadım (AB’nin eğitim seviyesi düşük bir ülkeyi alacağına) ama o çabayı da kimse inkâr edemez. Bunu başarsaydı bugüne değin gelmiş en demokrat başbakan unvanını alacaktı ve bunu demokrat olmadan alacaktı. 

Gelelim Barış Masası’na, Erdoğan bu konuda da yüzdü yüzdü ve kuyruğuna geldi. Ben gıcıklığımdan yine inanmadım ama siz onu benim gıcıklığıma verin. Eğer Erdoğan askerin görüşlerini elinin tersiyle itseydi Nobel Barış Ödülü’nü Abdullah Öcalan ve Selahattin Demirtaş’la birlikte alırdı ve hemen hemen herkes de bunu desteklerdi.

Erdoğan bunların ikisini de yapamadı ama şimdi başka 3 ödülün peşinde. Birincisi Nobel Tıp Ödülü, diğeri Nobel Ekonomi Ödülü ve sonuncusu da matematiğin Nobel’i sayılan ödülü almak.

Tıp ödülünü almasına 1-2 ay gibi bir süre var, 1-2 ay içerisinde Türkiye’de koronavirüs uysallaşırsa Erdoğan bu ödülü tartışmasız oy birliği ile alır. Erdoğan koronavirüsün sadece hafta sonları azdığını keşfetti. Diğer ülkeleri bilemem ama Türkiye’de bu virüs sadece hafta sonları mesai yaptığından sokağa çıkma yasağı hafta sonları olmaya başladı. Birincisi içişleri bakanı Süleyman Soylu’nun istifa etmesine neden olsa da, siz fazla ciddiye almayın, çünkü Erdoğan kabul etmeyip hem kendilerini bağışladı hem de bu kez hafta sonu sokağa çıkma yasağını 6 gün önceden açıkladı.

Hafta sonu dolaşan virüs kimseyi bulamayınca kendisine başka ülke arayacağından dolayı pazartesinden itibaren işçi sınıfının ekonomiyi ayakta tutmak için çalışmasında hiçbir sorun olmayacak. Dünya bilimcileri elbette bunları görecek ve Nobel Tıp Ödülü’nü doktor olmayan Erdoğan’a verecek.

Ayrıca, bu salgın bütün dünyada bittiğinde bir de görecekler ki ekonomik olarak ayakta duran tek ülke Türkiye. IMF bile bütün ülkelere para vermekten bitap düşmüş ve Türkiye’den, pardon Erdoğan’dan para dileniyor. Dilenmek sırayla, parayla değil. (Olsa da yazdım, olmasa da) O zaman Nobel Ekonomi Ödülü de Erdoğan’ın.

Gelelim matematik ödülüne. Aşağıdaki çizelgelerin mutlaka önceki günleri de var ama bu dönem tam Erdoğan’ın istikrarı yakaladığı dönem. İlk günler 5’li sayılarla gidiyor, sonra 15’lilere geçiyor ve 20’li, 30’lu günler derken tam istikrarı yakalıyor Erdoğan. Ben bu yazıyı öğlen yazıyorum, yayımlanmadan önce sayıya dünü eklemeyeceğim ama 110 ve 120 arası ölümleri göreceğimizi tahmin ediyorum yada 1 gün sonra. 

13 Nisan: 98 
12 Nisan: 97 
11 Nisan: 95 
10 Nisan: 98 
9 Nisan: 96 
8 Nisan: 87 
7 Nisan: 76 
6 Nisan: 75 
5 Nisan: 73 
4 Nisan: 76 
3 Nisan: 79 
2 Nisan:. 69
1 Nisan: 81

Erdoğan bu sabite yakın yaklaşık sayıları neden buldu, çünkü bu sayılara göre Türkiye’nin hasta sayısıyla ölüm oranı hiç ama hiç değişmiyor. Yada şöyle açıklayayım, önce o gün hastalanan kişi sayısını yazıyorlar kâğıda ve o sayının binde 21’ini buluyorlar, al sana fıstık gibi günün ölüm sayısı. Ben buna matematiğin Nobel Ödülü sayılan ödülü vermem de kime veririm. Ödülün adını sevgili ağabeyim Ali kıskanır diye yazmıyorum, şimdi yazıdan sonra O’nu arayıp olası bir ödül sonrası moral vermeye çalışacağım, umarım başarırım.

Ne diyeyim, Allah Erdoğan’ı ödül alsın diye yaratmış, siz de artık koronavirüs rakamlarına inanmaya devam edin ve aman büyükşehirliler hafta sonu evden çıkmayın. Zaten koskoca koronavirüsün küçük şehirlerde işi ne ki? Heçççç…
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ahmet Nesin Arşivi