Mülteci meselesine bir de buradan bakın: 40 yıl önce aynı sorun hangi ülkede yaşandı?

Mültecileri sürekli, 'Para vermezseniz, açarım sınır kapılarını ha!' diye tehdit unsuru olarak öne süren politikacılar yakın tarihi okumalı. En yakın örnek Pakistan.

1978 yılı…
S.S.C.B., Afganistan’a girmek için hazırlık yapıyor. Soğuk savaşın devam ettiği yıllarda ABD, en büyük düşmanının Afganistan’a girmesinden önce, müttefiki, Pakistan’a haber gönderiyor; "SSCB, önümüzdeki yıl Afganistan’a girdiğinde, sınır kapılarını kapatma, bırak mülteciler gelsinler. Ben, size maddi destek sağlarım."
1979 yılında beklendiği gibi S.S.C.B., Afganistan’a dev ordusuyla giriyor. İlk 3 yıl yaklaşık dört milyona yakın Afgan, komşusu Pakistan’a sığınıyor.
Pakistan’ın o dönem nüfusu 80 milyona yakın. Afganistan’ın 1979 yılındaki nüfusu ise 13 milyon.
BM Mülteciler Komiserliği verilerine göre, 20’nci yüzyıldaki en büyük mülteci akınlarından biri gerçekleşiyor.
ABD’den finans desteği alan Pakistan, din kardeşi Afganlılara kapılarını açıyor.
Pakistan’ın o sıralarda devlet başkanı olan isim, Ziya Ül Hak. Askerî darbeyle iktidara gelen bir diktatör. En yakın dostlarından biri de, 1980 yılında yine askerî darbeyle iktidara gelen başka bir diktatör Kenan Evren olacak. Diktatör Ziya Ül Hak döneminde Pakistan ile günümüzde yaşanan mülteciler konusu birbirine çok benziyor.
Bu benzerliği, 1940 yılında doğan Ahmed Han isimli Pakistanlı anlattı.

KORKUTAN BENZERLİK
Karaköy’de buluştuk Ahmed Han’la. 79 yaşında, yürümeyi seviyor.
Sevmediği şu an olanlar.
Dejavu yaşadığını söylüyor.
Serkut Bozkurt: Niye dejavu yaşıyorsunuz?
Ahmed Han: Yıllar önce ülkem Pakistan’da yaşanalar, şimdi sığındığım Türkiye’de yaşanıyor. Mesele mülteciler değil, mülteci politikası. Çünkü politika yok.
Bakın benim ülkem hâlâ sorun yaşıyor. Niye? Çünkü Ziya Ül Hak, döneminde mülteciler koz olarak kullanıldı. Politika yoktu, popülist söylem vardı.
Serkut Bozkurt: Sonra ne yaşandı? Nasıl bir politika olmalıydı?
Ahmed Han: Afgan mültecilerin geldiği ilk beş yıl gazetelerde şu başlıklar vardı. Halk arasında da şu ifadeler kullanılıyordu;
Onlar din kardeşimiz.
İslam hoşgörü dinidir.
Ön yargılı bakmamak lazım.
Çarşıdaki hareketlilik onlar sayesinde var.
Ailelerine bakmak için buradalar.
Irkçı, ayrımcı olmak bize yakışmıyor.
Zulümden kaçana kucak açmayacak mıyız?
Afganistan’da savaş var. O yüzden buradalar.
Düşene de bir tekme sen atma

Serkut Bozkurt: Peki sonra. Beş yıl sonra ne değişti?
Ahmed Han: ABD, Afgan mülteciler için önce para yardımını azalttı, sonra kesti. Para muslukları kesilince ırkçı dil öne çıktı. Ülke karıştı. Mesele bu işte. Politika olmayınca ülke karışıyor. Türkiye’de de şu an bu yaşanıyor.Terör büyüyor.

ABD, EL KAİDE’NİN KAİDESİNİ KURDU
1980’li yılların başında ABD, Pakistan’a sığınan mültecilerin içine kendi ajanlarını koydu. El Kaide’nin temelini Pakistan’da attı. Pakistan’da yetiştirmeye başladığı elemanları Afganistan’a dönünce örgütün kaidesi kuruldu. 1988 yılında başlayarak El Kaide ismiyle terör estirdi.

EL KAİDE PAKİSTAN’DA TERÖR ESTİRDİ
Devlet politikası yerine, popülist politika izleyen Pakistan, 1979 yılından beri mülteci meselesini çözemedi. Ziya Ül Hak, zamanında başlayan mültecileri koz olarak kullanma politikası en sonunda iflas etti. Pakistan’da iktidarda olanlar, yıllarca, Afgan mültecileri meselesini paraya endeksledi. Dış yardım azaltılıp kesilince ülkede kaos yaşandı. CIA’in desteği ile kurulan El Kaide, en çok canı, Pakistan’da aldı. Hem Pakistan güvenlik güçleri, hem de aşiretlerle çatıştı. Faturayı yine Pakistanlılar ödedi.

MÜLTECİ POLİTİKASI YOK
Pakistan’da 40 yıldır çözülemeyen mesele ilk günkü gibi gündemdeki yerini koruyor.
Eğer biz de meseleyi Suriyeli veya Araplar diye ırkçı söylem üzerine endekslersek Pakistan’ın yaşadıklarını yaşayacağız. Ahmed Han’ın dediği gibi, mesele Suriyeli veya Afgan değil, mesele mülteci politikasının olmaması. Popülist söylemler bir yerde tıkanacak. Mültecileri sürekli, "Para vermezseniz, açarım sınır kapılarını ha!" diye tehdit unsuru olarak öne süren politikacılar yakın tarihi okumalı. En yakın örnek Pakistan. Öyle tehditler ve söylemlerle, bu iş çözülmez.
Tarih, sizi affetmez.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serkut Bozkurt Arşivi