Orman yangınları: On ay önce ne yazmışım?

Bu yanan orman arazilerinin bugün ne durumda olduğunu araştırın. Hangi yanan orman arazilerinin üzerine hangi oteller yapılmış, hangi maden işletmelerine ruhsat verilmiş, bir görelim.

13 Ekim 2020 tarihinde Artı Gerçek gazetesinde Hatay ormanlarının yanması nedeniyle "Orman yangınlarına ilişkin bir önerim" başlığıyla bir yazı yayınlamışım, bugün, yaklaşık on ay sonra aynı yazıyı bir kez daha dikkatlerinize sunuyorum.

Yazının sonunda  da küçük bir değişiklik önerim olacak.

İşte noktasına, virgülüne dokunmadan on ay önce yazdığım yazı:

"AKP’ye muhalefet mi etmek istiyorsunuz?

Size, mesela Anamuhalefet Partisi CHP’ye somut bir önerim var.

AKP’nin iktidara geldiği 2002 senesinden günümüze ormanlar üzerine bir araştırma sipariş edin bir bilim insanları grubuna (Orman fakülteleri)/emekli ya da KHK’lı Orman Bakanlığı bürokratlarına.

Daha da gerçekçi olmak için 1990’a, 1980’e kadar da gidebilirsiniz.

Tarım ve Orman Bakanlığı veri temininde bürokratik engel çıkarırsa bu konuyu da gümbür gümbür meydanlarda, ekranlarda halka şikâyet edin.

Ne mi öneriyorum?

Tarım ve Orman Bakanlığında, valiliklerde, belediyelerde 2002’den günümüze çıkan orman yangınlarının mutlaka kayıtları vardır, sizin yapacağınız bu kayıtları derleyip toplamak, ortaya düzgün bir veri tabanı çıkarmak.

Ve, bu yanan giden orman arazilerinin bugün ne durumda olduğunu da araştırın.

Hangi yanan orman arazilerinin üzerine hangi konutlar, oteller yapılmış, hangi maden işletmelerine ruhsat verilmiş, bir görelim.

Hangi yanan bölgeler tekrar ağaçlandırılmış?

Hepsinin mutlaka bürokraside bir yerlerde fotoğrafları vardır, malum bizim bürokrasi ilginçtir, yolsuzluk gırla gider ama her şeyin de mutlaka bir yerde bir kaydı vardır. 

İşe önce şimdiki Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli’ye bu konuyu sormakla başlanabilir; bakalım Bakanlığın elinde böyle bir bilgi, bu doğrultuda bir çalışma var mı?

Normal bir ülkede aslında mutlaka Bakanlıkta bulunması gereken çok önemli bir bilgi bu ama bizde bu verinin oluşturulmamış olmasını normal karşılıyorum çünkü bu orman yangınları büyük ölçüde kriminel bir konu ve üzerlerine pek gidilmiyor.

Büyük ve köklü Orman Fakültelerinde de bu konuda bir tez yazılmış olması gerekir ama buna da hiç ama hiç emin değilim, hocalar bile girmezler bu konuya.

Oysa, konu çok net.

Anayasanın 169. Maddesi şöyle diyor: ….Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz…….orman sınırlarında daraltma yapılamaz.

Bu orman konusu da biraz uyuşturucu konusuna benzer bizim ülkemizde, herkes meseleleri bir ölçüde bilir ama çok konuşulmaz, fikr-i takibi ise asla yapılmaz.

Çok değil altı yedi ay önce Cumhurbaşkanlığında danışmanlık yapan eski bir AKP milletvekilinin doğuda bir sınır kapısı müdürüne antetli kağıda yazdığı bir not bir CHP milletvekili tarafından basın toplantısı ile duyuruldu ama sonra kimse meselenin üzerine gidemedi, CHP bile ama konu gerçekten büyük bir skandaldı.

Birisi önünüze böyle ciddi bir çalışma, bir fotoğraf getirse, on sekiz senedir yanan tüm ormanlık alanların yerlerinde bugün neler var, Türkiye’nin bambaşka bir yüzünü göreceksiniz ama nedense bu fotoğraf bir türlü eski tabirle tab edilemiyor.

Hatay’da muazzam bir yangın yaşandı ama eminim yarın bu konu da kapanır, fikr-i takibi yapılmaz; Hatay yangınında konuşulan temel konunun PKK olmuş olması da bizim meselelere nasıl baktığımızın bir göstergesi.

Çok büyük orman yangınları oldu, yerlerine bugün konutlar, oteller, tatil köyleri yapıldı ve bu suçların muhalefet tarafından dahi fikr-i takibi yapılmıyor.

Bir şey ima etmiyorum, bunun nedenini ben de çok aklıma oturtamıyorum.

Tek ihtimal kolektif suç.

Yarın yazmayı planladığım İhale Kanunu 21.b maddesinin maddenin ruhuna aykırı olarak CHP büyükşehir belediyeleri tarafından da yaygın kullanılmaya başlanması gibi. 

AKP zaten bu 21.b ile geçiniyor, geçindiriyor senelerdir."

On ay önceki yazım böyle imiş.

Sanki bir "dejà vu" yaşıyoruz.

On ay önce bu yazıyı CHP için yazmışım.

Bugün aynı öneriyi doğrudan Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli’ye yapıyorum.

Bakanın elinde tüm bilgilerin mevcut olması lazım; 1981’den günümüze yanan ormanların yangın sonrası fotoğrafı ile aynı yerlerin bugünkü fotoğrafını beraber yayınlasın, orman alanlarında yerleşim varsa, mülkiyet (!) sahiplerini de açıklasın.

Bunu yapmaya medeni ve siyasi cesareti varsa.

Çocukluğumdan hatırladığım bir deyiş var: "Yüz şişeyi üst üste koysunlar, en alttakini çeksinler, seyreyleyin gümbürtüyü."

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Eser Karakaş Arşivi