İşxan Miroyev
Rusya ve Türkiye arasında çatışma kaçınılmaz
Eski zamanlarda, asırlar boyu, en az 12 kere birbiriyle savaşan Türkiye ve Rusya’nın müttefik olmaları olası değil. 2015 ylında Türkiye, Rusya askeri uçağını düşürdüğünde aralarındaki olası herhangi bir anlaşmayı daha da zorlaştırdı. Bu olay yetmiyormuş gibi bir de bir yıl arayla Ankara’da Rusya elçisi Andrey Karlov öldürüldü, bunlar savaş gerekçesidir. Ama tüm bunlara rağmen gerçeklik şudur ki her iki ülke yakınlaşabildi ve iyi ilişkiler kurdular. Tabii ki bunun çok önemli bir nedeni var o da Rusya devlet başkanı Putin, Türkiye ve müttefikleri olan NATO ülkelerinin arasını bozmak istiyor. Bunu ne kadar başarabildiği de ortada. Tarihsel karşıtlar olan bu iki ülke arasındaki ilişkilerin ne zamana kadar iyi olmaya devam edeceğini göreceğiz. Türkiye’nin kuzeyinde olan ve 17milyon metre kare toprağa sahip olan Rusya, Türkiye için bir cazibe merkezidir. Kendi iktidarının sınırlarını genişletmek isteyen 80 milyonluk Müslüman ülke olan Türkiye, Rusya için geleneksel tehdittir.
Her iki ülkenin çıkarları özelikle de Kafkaslarda çelişmekte. Türkiye, Gürcistan’ı olası NATO müttefiki bir ülke olarak değerlendirirken Rusya için Gürcistan Kafkaslardaki diğer ülkeler gibi bir 'müşteri' devlettir ve onları hep sınırlandırmaktadır.
20. yüzyılda Türkiye doğudaki Türki kardeşleriyle birleşmek için Rusya’ya karşı çıkmayı akılından geçirmedi. Ama 2020 yılında Dağlık Karabağ’da yaşanan çatışma iki ülke arasında uzlaşmaya götürse de, bu ihtimalin var olduğunu da gösterdi. Türkiye’nin 2020'de Dağlık Karabağ savaşına müdahil olması her iki ülke arasında çatışmaya değil barış anlaşmasına ve sınırların belirlenmesiyle sonuçlandı. Putin Türkiye’nin askeri girişimleri karşısında 'Bugün Fransa ve Almanya uygun gördükleri şekilde NATO’nun savunma ve güvenlik sorumluluğu çerçevesinde sorumluluklarını yerine getiriyorsa, niye Rusya ve Türkiye aynısını yapamasın ki?' diye açıklamada bulundu. Bu açıklama, anlaşmalı evliliğe benzeyen ilişkilerin Kremlin yönetimi için ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Çok merkezli dünyada Rusya diğer ülkelerle olan ilişkilerini inceleyerek kendisini projelendirebilir. Türkiye’yle olan işbirliği diğer bazı ülkelerin Rusya’nın etki alanlarına müdahale etme imkanlarını sınırlandırdığı kadar aynı zamanda NATO’yu de zayıflatıyor.
Uçak krizi Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkilerde bir dönüm noktasıydı ve Suriye’de nasıl birlikte hareket edebileceklerinin ders anlamında örneğini oluşturdu. Rusya, Esad için hayati önemde destek sağlarken tüm uluslararası kamuoyunun yaklaşımına rağmen bunu yaptı ve ABD’nin denetim alanı olan bölgelere yerleşmeye başladı. Rusya, Türkiye’ye Kürtlere karşı hareket etme imkanını vererek kendisini pratik ortak edinmiş oldu. Son 60 yılda Avrupa ekonomisinin bir parçası olmak için verildiği tüm çabalara rağmen Türkiye bir türlü AB’ye giremedi ve girmesi de olası gözükmüyor. Rusya, Çin'in geliştirdiği 'Bir kuşak bir yol' inisiyatifine katılmanın ve Orta Asya Türki halklarıyla ilişkileri güçlendirmenin yerine Rusya, Türkiye için daha önemli olmaya başladı. Bu yaklaşım Rusya’nın C-400 sistemlerinin satın alımıyla daha da netleşti. Bu Türkiye’nin ABD’nin 5. nesil uçaklarını satın almayı imkansız kıldı. Aynı zamanda 1920'li yıllarda Bolşeviklerin Yunanlara karşı Türkiye’yi desteklemesinden bu yana ilk defa Türkiye bu kadar çok Batı yörüngesinden uzaklaşıp Rusya yörüngesine yakınlaşmaktadır. Güvenlik tehditlerinin oluşmasını istemeyen Avrupa, NATO’nun ikinci ordusuna sahip olan Türkiye’yi gözden çıkarmak istemez. Tabii Türkiye de biliyor ki Putin Rusya’nın çıkarları el verdiği sürece Türkiye’yle yakınlaşacak. Rusya ne kadar da kurallara dayanmayan ilişkileri iyi tutmaya çalışsa da Türkiye Batı'nın sunduğu ekonomik faydaları kaybetmeyi göze alamaz.
Rusya ve Türkiye imkanlar dahilinde olan uzlaşma noktalarını ne kadar çok bulmaya çalışsa da Ankara uluslararası yaptırımlara fazla dayanamaz özelikle de şu andaki ağır ekonomik durumdan dolayı. Her iki taraf da birbirinin gücünü tanıdı ve kendi hedeflerine ulaşmak için neyi göze alabileceklerini de öğrendiler. Er veya geç her iki ülke arasındaki çatışma kaçınılmazdır. Her iki ülke liderinin bunu anlaması için tarihe bakmaları yeterlidir. Bu Türkiye’nin Rusya için tehdit oluşturduğu politikaların tüm alanlarda mümkündür. Ya Karadeniz’de ya Kafkaslarda veya Orta Asya’da mümkündür.